RTÜK eliyle uygulanan sansürlerin ardından çok farklı bir görüntüye bürünen diziler çareyi sansürün ve yasağın uğramadığı silah ve kılıçta buldu. Artık neredeyse içi boş kadehlerin bile buzlandığı günümüz yapımlarında silahla adam öldürmek ya da çocukların ekran karşısında olduğu bir saatte kılıçla kelle uçurmak herhangi bir yasak uygulanmayı gerekli kılmayacak kadar normal görülüyor.
  Kaliteli senaryoların sayısı gün be gün düşerken ve birbiri ardına kopya diziler ekranları doldururken ailece televizyon karşısına geçip izlenebilecek dizilerin sayısı da gün geçtikçe azalıyor. Komedi dizilerinde bile şiddet dozunun arttığı bir ortamda çocuklarıyla birlikte televizyon karşısına geçen ailelerin imdadına ise Radyo Televizyon Üst Kurulu yetişiyor! Uyguladıkları tüm yasaklarda çocukların gelişimlerini sağlıklı bir şekilde sürdürmelerine olanak sağlayacak ortamlar sağladığını iddia eden RTÜK, özellikle son zamanlarda çareyi sadece içki kadehi buzlamak ya da 'eşşoleşşek' laflarını sansürlemekte buluyor. dizi-1 ZEKİ ALASYA'NIN EŞİ DE İSYAN ETTİ Bu yaşanan mantıksızlık karşısında sesini yükselten sadece evinde televizyon seyircisi değil ünlü isimler de oluyor. Zeki Alasya'nın eşi Jülide Alasya bu duruma sosyal medya hesabından şu sözlerle isyan etti: "Günün sonuna en yakışan şey, bu gece kimbilir kaçıncı kez yayınlanan Köyden İndim Şehire filmini seyretmek oldu. Fakat 'lan' bile sansürlenince ve bilmem ki neden, bir dolu sahne makaslanınca filmin ırzına geçilmiş gibi geliyor bana. Ahlaksızlığın önüne mi geçiliyor mesela LAN sansürlenince ? Biz eskiden filmlerde eşşoleşşek duyduk mu kıkır kıkır gülerdik en fazla. Ahlakımın ise asıl şimdi haberleri seyrederken duyduğum ahlaksızlıklar karşısında fena halde bozulduğunu düşünüyorum" dizi-2   DOKTORA ÇALIŞMASI GERÇEĞİ ORTAYA KOYDU Haccettepe Üniversitesi'nde yapılan bir doktora araştırması dizilerdeki şiddet sahnelerinin 10-18 yaş arasındaki çocukları nasıl etkilediğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Dizi içeriklerinde yüzde 85 oranla çocukları tehlikeli durumlara sokabilecek intihar, hırsızlık, cinayet ve kavga gibi ifade veya görsel sunumlar var. Yüzde 5’inde hayal kırıklığı duygusunu geliştirici, tehdit edici ifadeler ve yalan söylemeyi destekleyen iletiler var. Kahramanların yüzde 16’sı vurma, yaralama, öldürme, bağırma ve hakaret etme gibi fiziksel ve sözlü şiddet kullanıyor. Küçümseme, karalama, dışlama ve alay etme gibi psikolojik şiddet oranı yüzde 13... Karakterlerin problemlerini şiddet kullanarak çözme oranları yüzde 20... Yüzde 15 oranında kanunlara karşı gelmeyi normalleştiren ifadeler bulunuyor. Yüzde 39 oranında olumsuz davranış sergileyen kahramanlar, model olarak sunuluyor. Argo sözcüklerin kullanım oranı yüzde 44... Dizilerin sadece yüzde 9’u sorumluluk, yüzde 7’si sevgi, yüzde 6’sı dostluk duygusunu geliştirici içerikte.

SOKAĞA YANSIYOR MU?

Hal böyle olunca akıllara şu soru geliyor: 'Alkol, sigara, küfür, argo özendiriyor da; ekrandaki şiddet, her geçen gün sayısı artan sokak çatışmalarını, aile içi şiddeti, kadın cinayetlerini özendirmiyor mu? Artık ajansların servis ettiği haberlerin neredeyse yarısından fazlasını; kavga, çatışma, kadın cinayeti, hayvana şiddet konuları oluşturuyor. TÜİK verilerine 2010-2016 yılları arasındaki kadın cinayetlerinin sayısı dehşet verici... kadin-cinayetleri-veri

2017'DE İSE DURUM ÇOK DAHA VAHİM

2016 yılında 328 kadın erkekler tarafından öldürülürken 2017’nin sadece ilk on ayında bu sayı 337 olarak kayıtlara geçti. Ve maalesef 314 çocuk cinsel istismara, 246 kadın cinsel şiddete uğradı. Bunların yalnızca 'kayıtlara geçenler' olduğunu da unutmamak gerek! İŞTE SON AÇIKLANAN TÜRKİYE'NİN CİNAYET HARİTASI 
Veriler 2016 yılına aittir Veriler 2016 yılına aittir
Sadece kadın cinayetleri değil, her türlü şiddet ve cinayet biçimlerinde de gözle görülür bir vahşileşme söz konusu. Şimdi tekrar düşünüp, sormak lazım: 'Lan' mı daha tehlikeli yoksa 'silah' mı? 'Kadeh' mi daha özendirici yoksa 'kılıçla kafa kesmek' mi?