FOTOĞRAFLAR: Ali AĞIRBAŞ Türk lirası her gün; hatta her saniye dünyanın büyük para birimleri karşısında eriyor. Euro, dolar ve sterlin aldı başını gidiyor. E haliyle gezip görmek, başka medeniyetleri tanıyarak ufku geliştirmek her saat daha da zorlaşır hale geliyor. Kimisi derin bir ‘ah’ çekip, bağrına taş basıp Avrupa’da bir kahveye 50 lira veriyor, kimisi Türkiye’de 30 liraya yiyeceği yemeğe 150 lira veriyor... Kasaya geldiğinde içinden küfredip yüzü asık bir şekilde ‘thank you’ deyip gezisine devam ediyor. Evet… Çıkan haberler doğru. 9 Avrupa seyahatleri döviz kurlarının uçuşa geçmesiyle Türkler için bir ütopyaya dönüşüyor. E ama gezmek de istiyoruz ve bunu ucuz yollu yapmak istiyoruz. Evet, bir yolu var. Sizler için Avrupa’nın en pahalı şehirlerinden biri olan Londra’da 6 gün geçirdik. 5 liranın 1 lira sayıldığı; yani 1 pound’un 5 Türk lirasına tekabül ettiği şehirde ekonomik ama hiçbir şeyden eksik kalmadığımız bir seyahat düzenledik. İşte maaşı dövize çevirip elin memleketlerinde gezerken aklın bir köşesinde ‘Türkiye’ye döndüğümde ne yapacağım? Diye kaygılandırmadan gezmenin tadına doymanın ipuçları… Londra, dünyanın en büyük metropollerinden biri. Kent dinamiklerinin adeta saat gibi tıkır tıkır işlediği, kalabalık; ancak kaosun olmadığı müthiş düzenli bir metropol. Haftada ortalama iki kez yağmur gören bu şehirde çamur görmeniz imkansız. İki adımda bir ulusal parklarla karşılaştığınız, İstanbul’un yüzölçümünden büyük olmasına rağmen metroyla her yere maksimum 25 dakikada ulaşabildiğiniz, hayatın hızlı ama huzur ve kontrollü aktığı bir memleket burası… 1 İngilizler, Londra’yı daha düzenli bir hale getirebilmek için 9 bölgeye ayırmış. Bize soracak olursanız Londra’da 1 ve 2. Bölge (zone deniyor) size Londra’yı tanımanız için yetecektir. Sokakların temizliği, insanların kibarlığı, huzur ve eğlencenin doyasıya yaşanabildiği pahalı bir kent Londra. Ancak pahalı diye hayalimizden vazeçecek miyiz? Elbette hayır… Bunun yerine alternatifler üreterek ucuz gezmenin yollarını bulacağız. Siz aramayın, yerinize bulduk. Madde madde ucuz yollu ve eğlenceli Londra tatilinin yollarını anlatacağız. 1- UCUZ SEYAHATİN ALTIN KURALI: UCUZ UÇAK BİLETİ! ‘Ucuz yollu olsun ama hiçbir şeyden de geri kalmayım’ diyen gezginlerin yurtdışı tatil planlarının altın kuralı ucuz uçak bileti bulma sanatıdır. Evet, bu bir sanattır… Zira bu tür biletler çıkmasının hemen ardından kapış kapış gidiyor. Unutmayın! Sizin gibi gezmeyi seven yığınla insan var. Ve hepsi pusmuş ucuz uçak bileti arıyor… Ben, biletimi iki ay önceden aldım. Londra’ya gidiş-dönüş 300 liraya kapattım. Peki diyeceksiniz ‘Nasıl haberim olacak?’ Yapacağınız şey çok basit, havayolu firmalarının mail listelerine kaydolun ki çılgın gibi ucuz bilet aramak yerine ucuz bilet ayağınıza gelmiş olsun. 300 liraya aldığım biletin normal fiyatı 900 liraydı. Böylece 600 lira kar ederek Londra’da harcayabileceğim bir 600 lira kaynak oluşturmuş oldum kendime. 6 Bu ücret de 6 günlük gezimin büyük bir kısmını kapsıyor. Bu arada Londra turisti adaylarına hatırlatalım, ucuz biletler genelde Stansed havalimanına inmekte. Stansed’a geldiğinizde Londra’nın merkezine (Liverpool Street) geçiş için ya otobüs ya da tren kullanmanız gerekiyor. Tren ve otobüsün ulaşım zamanı arasında 20 dakika kadar bir fark var. Tren daha pahalı. Gidiş-dönüş 150 lira gibi bir tutarı var. Onun yerine 20 dakika geç ulaşıp otobüsle gidiş-dönüş 70 liraya bilet bulabilirsiniz. 2- NEREDE KALACAĞIM? Londra’ya gitmeye karar verdiniz, uygun uçak biletinizi satın aldınız ya da rezervasyon yaptınız. Şimdiki adım da nerede kalacağız? Londra’da otellerin günlük fiyatı 50 pound’dan; yani yaklaşık 250 Türk lirasından başlıyor. ‘E hani ucuz gezecektik?’ diyorsunuz şu an. İşte uygun gezmenin yolu hostellerden geçiyor. Ben günlüğü 100 liradan hostelde kaldım. Hostel deyip geçmeyin, oldukça konforlu ve güvenli. Bir odada 10 kişi kalamam gibi bir önyargınız olmasın. Eğer tanışmak isterseniz onlarla oturup sohbet edebilirsiniz. Eğer kimseyle tanışmak konuşmak istemiyorsanız kimse size kötü gözle bakmaz. Herkes kendi halinde ve herkes sizin gibi Londra’yı gezmeye geliyor. Kaldı ki Londra gibi büyük bir yere bir haftada ayak basmadık yer bırakmak istemiyorsunuz. Sabah 9-10 gibi hostelden çıkıp gece 11-12’de ya da daha geç gireceksiniz. Kısacası sadece uyumak için kullanacağınız bir alana fazladan para vermek sizce de mantıksız değil mi? Londra’da günlüğü 100 lira karşılığında hostel sizin ihtiyaçlarınızı görecektir. 2 3- LONDRA’NIN MİLLİ ULAŞIM ARACI: METRO Öncelikle şunu söylemeliyim. Londra’da gezmeye başladığınızda aklınızda sürekli şu cümle yankılanacak: Mind the gap! Anlamı, metro ve ray arasında kalan boşluğa dikkat edin de ayağınız sıkışmasın. İngilizler bu hadiseyi çok yaşamış olacak ki, metroda sürekli ‘Mind the gap’ uyarısıyla yolcuları uyararak olası faciaları önlemeye çalışıyor. Londra, yüzölçümü bakımından İstanbul’dan daha büyük bir kent. Ancak 1800’lerin sonunda yapılan metro yatırımları günümüzde de devam ederek şehre kusursuz bir pratiklik kazandırmış. tube Örümcek ağı gibi olan metro ulaşımında toplamda 14 hat bulunuyor. Dilediğiniz yere aktarmalar yaparak şehri parsel parsel dolaşabilirsiniz. 11 MAKSİMUM METRO KULLANIMI MİNİMUM ÖDEME Gelelim metro ve otobüs ücretlerine. Toplu taşımalar için Türkiye’de ‘akbil’ sisteminin aynısı burada da var. Buradaki ismi ‘Oyster card’. Bu kart, sizin gözbebeğiniz olacak. Çünkü toplu ulaşımda bir basım 2.40 pound, yani yaklaşık 12 lira. Siz turistsiniz ve gündüzden geceye sürekli gezeceksiniz. Günde ortalama 5-6 kez metroya binmeniz lazım. Bu da günlük ortalama 72 lira ulaşım masrafı anlamına geliyor. 6 günlük tatilin size ulaşım masrafı size neredeyse 500 liraya geliyor. Bunun yerine 5 pound karşılığında bir oyster card edinip ‘haftalık sınırsız’ seçeneğiyle hem otobüs hem de metrolara biniş alırsanız size 165 lira (1 ve 2. zone için 33 pound)’ya geliyor. Dediğimiz gibi 1 ve 2. Zone Londra’da gezmeye değer yerleri. Size yetecektir. Böylelikle yaklaşık 300-350 lira arasında kar etmiş oluyorsunuz. Bu arada metrolar gece 00.30 gibi biterken otobüsler 24 saat çalışmakta. Metrolar için ‘London tube’ diye App Store’da ve Google Play’de çevrimdışı çalışan akıllı telefon uygulamalarını bulabilirsiniz. Bu uygulamalar nereye nasıl gideceğinizi çok pratik hale getiriyor. Gitmeden önce kesinlikle telefonunuzda bulundurun. oyste 4- E ACIKTIK? NE YİYECEĞİZ? Londra’ya ulaştık, hostelimize yerleştik, keyifli keyifli gezerken bir baktık ki midemizden bir ses geliyor: Ne yiyeceğiz? Londra’da her ekonomik seviyede yeme-içme mekanı bulabilirsiniz. Minimum 15 lira karşılığında güzel lezzetler tadabilirsiniz. Hayatınızı kurtaracak şey ise Londra’daki marketler. Londra’daki marketlerin tamamında ‘Meal deal’ denilen bir uygulama var. ‘Yemek anlaşması’ olarak Türkçe’Ye çevirebileceğimiz bu uygulamada; bir sandviç, bir içecek, bir meyve paketi (ya da cips) 3 pound’a satılıyor. Londra’da en çok satılan yiyecekler meal deal’lar oluyor. Bunun haricinde sokak lezzetlerini deneyebilirsiniz. Burada da yaklaşık 20 liraya tadı damağınızda kalan lezzetleri deneyebilirsiniz. Dünyadaki en küçük ülkelerin bile lezzetleri sokaklarda satılıyor. Publarda ise alkollü içecekler 2 pounddan başlıyor. Sigara içenler dikkat! Sigara Londra'da pahalı. Türkiye'den ya da Duty Free'lerden sigaranızı alırsanız büyük kar edersiniz. 12 Bunlardan en büyükleri Camden Town, Borough market ve Brick lane ön plana çıkanlardan. Ucuz yemek yenecek mekanları da bulmanız elbette mümkün. Onlarda da yaklaşık 40 lira karşılığında karnınızı doyurabilirsiniz. Ülkemizdeki fast food devleri orada da var. Dilerseniz 20 liraya hamburger menüler de yiyebilirsiniz. Sistemi bu şekilde oturttuktan sonra Londra sizi korkutmayacak. Geriye kalan tek şey; siz ve medeniyetin merkezi Londra… YÜRÜMEKTEN NEFRET EDENİ BİLE YÜRÜTEN ŞEHİR Londra’ya geldiğinizde yapraklarla dolu sokakları, hayran bırakan mimarisiyle evleri ve düzeni sizi bir filmin içindeymişsiniz gibi hissettirecek. Günde 30 kilometre yürümek size çok geliyor diye düşünmeyin. Bu şehir sizi adım adım yürütecek. Güzellikleri, kusursuzlukları kaçırmak istemediğiniz için sürekli yürümek isteyeceksiniz. Hatta metroyla 2 durak gidip inecekseniz, metroya binmek istemeyip ‘yürüyeyim ya’ diyerek sağınıza solunuza bakarak ilerleyeceksiniz. 5 LONDRA’DA NERELERİ GEZMELİSİNİZ? Bu konu oldukça zor olacak. Çünkü Londra’da belli bir yeri görmek için yürürken bile gezmiş oluyorsunuz. Tarihi yapısını koruyan kentin her yeri birer müze gibi. Size söyleyebileceğimiz temel yerler var. Ancak gerisi size ve yaratıcılığınıza kalmış durumda. Özellikle İngilizce kaynaklardan Londra’da ne var ne yok bulabilirsiniz. 4 OXFORD STREET, REGENT’S STREET, PICCADILLY VE TRAFALGAR MEYDANI Kaçırmak isteseniz de bu bölgeler sizi kaçırmayacak. Londra’nın merkezi sayılan bu bölgeler sizi kendine hayran bırakacak. İnsanlara, binalara, yollara ve mağazalara baka baka saatlerinizi alacak. ‘Adamlar ne güzel yaşıyor ya’ demeden kendinizi alamayacaksınız. WESTMINSTER – Parlamento binası Londra’da en çok turist yoğunluğunun yaşandığı yerlerden birisi Westminster bölgesi. Parlamento binası – ki bina dediğimize bakmayın sarayı burada yer alıyor. Bunun haricinde Wesminster Manastırı, Big Ben de bu bölgede. Londra’da gelip buraya gitmemek İstanbul’a turist olarak gelip Sultanahmet’e gitmemek gibi bir şey oluyor. LONDON EYE Londra’nın dönme dolabı olarak da biliniyor. İlla çıkmanıza gerek yok; ancak güzel önünde güzel bir selfie çekebilirsiniz. Westminster’a yaklaşık 300 metre yakınlıkta bulunuyor. 8 BUCKINGHAM SARAYI İngiliz Kraliyet Sarayı olan Buckingham da Londra’nın sembollerinden biri. Askerlerin nöbet değişimi olsun sarayın görkemi olsun sizi büyüleyecek. LONDRA KÖPRÜSÜ Açılıp kapanan bu köprünün bir fotoğrafını da siz çekin. İhtişamı ve mimarisine doyduktan sonra köprü üzerinde bir atıştırmalık alıp denizi ve genel Londra manzarasını izleyebilirsiniz. brd SKY GARDEN Bu bina da Londra’nın modern simgelerinden biri. Binanın terasına çıktığınızda tüm Londra ayaklarınızın altında olacaktır. Terasa çıkmak ücretsiz; ancak öncesinde internet üzerinden bilet almanız gerekiyor. Ücretsiz de olsa biletiniz mutlaka olmalı. Bilet almak için BURAYA tıklayın. CAMDEN TOWN Burası fazla bilinmeyen bir yer olmasına karşın uygun hediyelik eşyalar bulabileceğiniz bir yer. Uygun yemek de yiyebileceğiniz bu enterasan yerde mutlaka Cyber Dog isimli dükkana uğrayın. Parti malzemeleri satan dükkan ağzınızı açık bırakacak ürünler satmakta. Bir şey almasanız da mutlaka girip görün. PARKLAR Londra’daki tüm parklar kraliyete ait. Bunlardan en ilgi çekicileri, Hyde Park, Green Park, Diana Memorial Park, Kensington park ve Holland Park. Londra’ya geldiğinizde kesinlikle yeşile doyacaksınız. Doğanın tüm tonlarını görebileceğiniz ve şehrin kalbinde bulunan bu parklarda sinacaplara, kuğulara hayran kalacaksınız. MÜZELER İyi haber: Ulusal müzelerin tamamı ücretsiz. Bunlar,National History Museum, Science Museum, Museum of London, Tate Museum, National Gallery, British museum, Victoria and Albert museum, Tate Britain ve Tate Modern museum en çok bilinen ücretsiz müzeler. Londra kocaman bir müze. Ve neye ilginiz varsa bu müzelerden biri tam size göre. Ucuz gezmenin yolları bizden, gezilecek yerleri keşfetmesi sizden. Başka duraklarda görüşmek üzere… Instagram: agirbasali 7