Dünyanın her bir köşesi ayrı bir cennet... Yaz, kış, bahar derken, her sezon başka bir yer, güzelliğiyle ön plana çıkıyor. Soğuk kış günlerinde içinize seyahat heyecanı sokacak bir haberimiz var. Geçtiğimiz Nisan ayında gittiğimiz Saraybosna gezimizi, birkaç ay sonra baharı kucaklayacağımız bu günlere saklamıştık. Baharat kokularıyla Başçarşı, kurşun izlerini üstünde taşıyan sokaklarıyla Ferhadiye, aşıklarıyla Mostar, kalbinizde taht kuracak... Seyahat arkadaşım Doruk İspir sizler için bir Bosna rehberi hazırladı: Saraybosna'ya gidip de aşık olmayan, kalbinin bir parçasını orada bırakmayan kimse yoktur sanırım. Birçok ülke ve şehir gezmiş biri olarak söyleyebilirim ki, Bosna; çok özel, tarih kokan, el değmemiş bir Balkan şehri... bosna3 90'lardan kalmış gibi her yer, savaşın izleri her yerde belli; duvarlarda yerlerde... Gezi esnasında savaşın bıraktığı izlerin üzüntüsü peşinizi bırakmıyor. Başçarşı'ya indiniz mi içinizi tanıdık bir his kaplıyor. Çaylar, kahveler özellikle de köfte için kullanılan baharat kokusu tüm Başçarşı'yı buram buram sarıyor... bosna2

BÖREK DEYİNCE...

borek Börek mi dedi biri? Çeşit çeşit boşnak börekleri her yerde, mis gibi... Hayatımda yediğim en iyi börek ve köfteler diyebilirim. Bu börekler lezzetli olduğu gibi, sahipleri de bir o kadar duyarlı insanlar. Size yaşadığım bir olayı anlatayım; Basçarşı'da bir börekçi... sabah 8 gibi, arkadaşım Burcu ile otururken, sürekli gelen yaşlı yardıma muhtaç amca ve teyzeler dikkatimizi çekti. Kendileri için hazırlanan börekleri alıyor, para vermeden, teşekkür ederek börekçiden çıkıyorlardı. Sorduğumuz da ise fakirler için her sabah güne başlamadan börek dağıtıldığını öğrendik. Ne masum, ne temiz, ne güzel insanlar... Börekçiler arasında en meşhurları Sač ve Bosna börekçisi... Sadece böreği değil, cevapi adını verdikleri köfteleri de meşhur... Zeljo ve Mrkva restoran en ünlü restoranlarından... İçinde kaymakla birlikte yenmesiyle tam bir lezzet şölenine dönüşüyor.

TAKSİM'E BENZEYEN FERHADİYE...

Ferhadiye Caddesi'nde bir bardak kahve içip, tatlılardan hangisini yiyeyim diye bakar durursun. Arka fonda Dino Merlin, Sasha Kovacevic, Jelena Karleusa (Türk basınında Beşiktaş'ın yengesi diye tanıyoruz:)) şarkıları eşliğinde yersin içersin. heccomanzara Hecco Otel'in barına çıkarsanız, tüm Saraybosna'yı görüp, izleyebilirsiniz. Alışveriş yapmak isteyince Sarajevo City Center'a girip bakınırsın. Karşısında çok güzel bir park var; parkın içinde karşınıza mezarlık çıkarsa şaşırmayın. Masum çocukların mezarları onlar saf temiz yürekleriyle anne babalarının yanlarında sniper kurşunları ile ölen masum çocuklar... bosna Nehrin kenarında yürüyüşe çıktıysanız, Milyaçka Nehri'nin sesi kulaklarınıza adeta bir melodi gibi gelir. Aynı Sevdalinka'da anlatıldığı gibi... Nehrin yanından yürürken, duvarları yüzlerce kurşunla delinmiş binaları görürsünüz. O anda bir yanınız Bosna için bir parça yardım, bir parça el uzatma hissiyle hüzünlenir. kahve Zuta Tabiya diye bir tepe de var bu güzel Balkan şehrinde... Kahvenizi yudumlarken, tüm şehri buradan izleyebilirsiniz.

MOSTAR'DA ALABALIK KEYFİ

Mostar'a gitmeden olmaz tabii... Gidiş yolculuğu 2-3 saat sürüyor ama muhteşem manzara bu anları keyifli kılıyor. Gidince ise iyi ki gelmişim diyorsunuz! Mostar köprüsünün altından geçen Neretva'nın kenarlarına dizilmiş restoranlardan birinde alabalık yemeden dönmeyin... mostaric

24 METREDEN CESARET ATLAYIŞI!

Bir de köprüden atlayan gençleri gördüğünüzde şaşırmayın! Geçmiş dönemlerde evlenmek isteyen Bosnalı gençler, cesaretlerini kanıtlamak için bu köprüden atlarmış... Şimdi ise aynı etkinlik turistler için gerçekleştiriliyor. Tabii bunun için 20 euro'dan başlayan ve artan ücretler istiyorlar. Kentin Boşnak ve Hırvat kesimlerini bağlayan ve Neretva nehrinden 24 metre yüksekte olan bu köprüden atlamak cesaret ister!

EĞLENMEK İSTEYENLERE...

Eğlenmek için City Pub, bizim vazgeçilmezimiz olmuştu. Hem fiyatlar çok uygun, hem de takılan insanlar, ortam çok sevimli. City Pub, Sevdalinka okuyanlar bilir, Nimeta ve yasak aşkı Stefan'ın kaldığı Europe Otel'in tam karşısında... (Sevdalinka'dan bahsediyorum çünkü kitapta yazılanları, Bosna'da canlandırmak çok keyifli oluyor. Gitmeden sizin de kitabı okumanızı tavsiye ederim.) Ayrıca Başçarsı'ya paralel bir sokakta yer alan Diveri restoranda da yöresel yemekleri tatmanızı tavsiye ederiz.

BİR VEDA BUSESİ

bosnakapak Saraybosna bizim için anlatılacak daha uzun bir hikaye aslında... Ancak tüm güzel anıları bir yazıya sığdıramayacağız. Sizin gidip, Bosna'nın kendisini nasıl unutulmaz kıldığını hissetmeniz gerekiyor. Bir başka destinasyonda görüşmek üzere!