Modada kurallar değişti. “Onun altına bu giyilmez” denilen devir sona erdi. Yeni paradigma ise ‘Kural yok’. Uzun kırmızı bir etek, üzerine kemerle
sıkıştırılmış mavi bir bomber ceket ve kahverengi bir spor ayakkabı giydiğinizde hayatın renklerini yansıtan bir ikon olarak kabul ediliyorsunuz.
Eskiden renk uyumu vardı. Mavi bir kıyafet giyiliyorsa, mavi ya da siyahla kombinlenir ve bu stil şıklığın anahtarı kabul edilirdi. Şimdi ne sokak stilinde ne de podyumda bu renk uyumuna yer yok; hatta ne kadar karışık o kadar iyi. Moda dünyası uzun süre açılmamak üzere kuralları rafa kaldıralı hayli zaman oldu. Belli ki evlerin tozlu kutularına sıkıştırılan ansiklopediler gibi modanın bilindik kuralları da beynimizin gizli sandıklarına kapanmaya hazır.
Yadırgamaya son
Modanın yeni kuralı kuralsızlık. Geçen yaz pijama trendi nasıl özel davetlere, partilere bile sirayet ettiyse, 2017 yazında da eşofmanlar, yırtık jean şortlar, terlikler rengine bakılmaksızın iş dünyasını bile ele geçirecek.
Orantısız aksesuarlar
Dev gibi ya da minicik çantaların orantısız hallerini de modadaki kuralsızlık kapsamında değerlendirmek gerek. Omuzlar giderek büyüyen kalıplarla genişlerken, seçtiğiniz her renk ve doku sizi başka bir kadın olma yoluna itiyor. Neon renk büstiyerler ise ortaya çıkmak için güneşin en çok ısıttığı zamanları bekliyor. Lycralı taytlar gösterişli aksesuarlarla birleşirken, pembe düşler kırmızının tonlarıyla birleşerek pozitif bir hayat özlemini anlatıyor.
Bol renk kullanımı ama nasıl?
Zıt renkleri kullanırken, koyu renkleri saklamak istediğiniz bölgelerde, açık renkleri ise ortaya çıkarmak istediğiniz bölgelerde kullanmalısınız. Uzun boylu gözükmek için tepeden tırnağa tek renk, kısa veya kalıplı gözükmek için ise birkaç renk kullanarak görüntünüzü bölebilirsiniz.
