1 – Kartaca: Günümüzde Tunus toprakları içerisinde yer alan Kartaca, Fenikeli koloniciler tarafından kurulmuş ve Akdeniz'de büyük bir güç haline gelmiş. Syracuse ve Roma arasında rekabete yol açan şehir birkaç savaşa sebep olmuş, bunların en ünlüsü de Hannibal'ın İtalya'yı işgali. Romalılar tarafından milattan önce 146 senesinde harap edilen şehir, yine Romalılar tarafından tekrar kurulmuş ve önemli bir şehir haline gelmiş. Ancak 698 senesinde tekrar yok edilen şehir bu kez eski gücüne kavuşmayı başaramamış.
2 – Truva: Şu anda Türkiye'nin kuzeybatısında, Çanakkale sınırları içerisinde bulunan Truva kelimenin tam anlamıyla efsanevi bir şehir. Dünyanın en iyi şairi kabul edilen Homeros'un İlyada destanında anlattığı Truva Savaşı'nın sahnesi olan şehirde birkaç katman halinde arkeolojik kalıntılar bulunuyor. MÖ 1300’lere dayanan savaşın sahne aldığı katman ise muhtemelen Troy VIIa isimli katman.
3 – Memfis: MÖ 3100 senesinde kurulan ve Aşağı Mısır ile Yukarı Mısır'ı birleştiren hükümdar Menes'in efsanevi şehri olan Memfis, önceleri Menes'in ülkeyi içerisinden yönettiği bir kale gibiymiş. Sırasıyla Nübyelilere, Asurlulara, Perslere ve İskender komutasındaki Makedonlara düşen şehir, Hristiyanlık ve İslamiyet'in ortaya çıkışıyla dini önemini kaybetmiş.
4 – Babil: Mezopotamya'nın ilk uygarlıklarından olan Babilliler'in başkenti olan Babil şehri, Fırat Nehri üzerindeki şehirlerden biriymiş. Yaklaşık MÖ 1180 yılı civarında kaosa teslim olan şehir sonradan MÖ 9. yüzyıl civarlarında Asurlular tarafından eski gücüne kavuşturularak yardımcı şehir olarak kullanılmış. Bugün bu şehirden geriye pek bir şey kalmamış olsa da şehrin yemeklerini ve Asma Bahçeleri’nin ününü duymayan yok.
5 – Sukhothai: Tayland'ın en eski ve en önemli tarihi şehirlerinden biri olan Sukhothai, aslında Angkor merkezli Kmer İmparatorluğu komutasında bir vilayetmiş. 13. yüzyılda bağımsızlığını kazanan Sukhothai, ilk birleşik ve bağımsız Tay şehir devletinin başkenti olmuş. 1300’lü yıllarda oldukça güçlü bir şehir olan ve 80 bin nüfusa sahip olan Sukhothai, sonradan ününü kaybetmiş ve 15. yüzyıl sonlarında terk edilmeye başlanmış.
6 – Hattuşaş: MÖ 17. yüzyılda Hitit İmparatorluğu'nun başkenti olan Hattuşaş, bugün Türkiye'de Çorum ili içerisinde yer alıyor. MÖ 1200 civarında, Bronz Çağı'nın yıkılış döneminin bir parçası olarak imparatorluk ile beraber çöken Hattuşaş, sonrasında terk edilmiş bir şehir haline gelmiş. 50 bin kadar nüfusa ulaşmış olan şehir 20. yüzyılda Alman bir arkeoloji takımı tarafından keşfedilmiş.
7 – Persepolis: Pers İmparatorluğu'nun başkenti olan Persepolis, başkent olmasının yanında Pers İmparatorluğu'nun her yönden merkeziymiş. Her yanı sanatsal öğelerle kaplı harika bir şehir olan Persepolis'ten günümüze maalesef çok az şey kalmış. Atena Akropolisi'nin intikamı olarak Büyük İskender tarafından MÖ 331 senesinde yakılıp kül edilen şehir bir süre daha başkent olarak kalmaya devam etmiş; ancak yavaş yavaş ününü ve gücünü yitirmiş.
8 – Palmira: “Palmiye ağaçları diyarı” anlamına gelen Palmira, yüzyıllar boyunca Pers İmparatorluğu'nu ve Roma Suriyesi'nin Akdeniz limanlarını birbirine bağlayan önemli ve zengin bir karavan yolu görevi görmüş. 212 senesinde Sasanilerin Fırat ve Dicle nehirlerinin ağız bölgesini işgal etmesiyle ticaret hacmi küçülen şehir, Osmanlı döneminde ufak bir çöl köyü haline gelene kadar gerilemiş.
9 – Pompeii: 79 senesinin 24 Ağustos'unda, Vezüv Dağı’nın patlamasıyla Pompeii şehri tamamen kül ve toprak altında kalmış. Bu ani yok oluş sebebiyle de şehir o anda olduğu gibi günümüze kadar korunmuş. Tabak çanaktan masalara, resimlerden insanlara her şey zamanda donmuş gibi olduğu yerde kalmış. 18. yüzyıl kazılarında keşfedilen Pompeii, o gün hakkında en detaylı bilgileri sunan kaynaklardan biri.
10 – Machu: Picchu Dünyanın tartışmasız en ünlü kayıp şehirlerinden biri olan Machu Picchu, Urubamba Vadisi'nin üzerinde yüzyıllar boyunca saklandıktan sonra 1911 senesinde Hawaiili tarihçi Hiram tarafından tekrar keşfedilmiş. “İnkaların kayıp şehri” olarak adlandırılan Machu Picchu, aşağıdan tamamen görünmez vaziyette ve su taraçaları ve doğal kaynakları sayesinden tamamen kendi kendini idame ettirebilen bir şehir.
