Salonunuz IKEA ise evinizde birçok salon, her salonda yaşanacak ne çok şey var

Bir salon hayal edin... Uzun sohbetlerle dolu akşam yemekleri yediğiniz, sabah tembelliğini üzerinizden attığınız, sakin akşamüstleri yaşadığınız, bazen eve iş getirdiğiniz, arkadaşlarınızın yatıya kaldığı, arada bir yüksek sesle müzik dinleyip dans ettiğiniz, televizyonun karşısından kalkamadığınız, kutlamalar yaptığınız ve her günü başka bir anıyla doldurduğunuz... IKEA, evlerimizden beklentilerimizi karşılarken, yaşam alanlarımızı yenileme konusunda bizleri cesaretlendiriyor.

Ev yaşamına yeni bir yaklaşım
'yaşama daha çok yer açmak'

Şehirleşme ve teknolojinin gelişimi, globalleşen dünyamızı, yaşam biçimlerimizi ve buna bağlı olarak da evlerimizi değiştiriyor. Kullanım ve yaşam alışkanlıklarımıza bağlı olarak, evlerimizden beklentilerimiz de sürekli değişiyor. Bu yeni düzenden en çok etkilenen hiç kuşkusuz evlerimizin buluşma noktası salonlar oluyor. İşlevleri yeniden tanımlanan ve buna göre tekrar yorumlanan salonlarda gerektiğinde bireyselleşip kozamıza çekiliyor, yeri geldiğinde de sosyalleşiyoruz. Tam da bu noktada IKEA, yaşam alanlarında sürekli değişen her türlü ihtiyacımıza, daha fonksiyonel çözümlerle yanıt veriyor ve bize kendimizi iyi hissettiren, içinde mutlu olduğumuz mekanlar sunuyor. Eskiden salon denince aklımıza ilk gelen soru “Hangi kanepeyi istiyorum?” iken, şimdi soru “Nasıl bir hayat yaşamak istiyorum?” şeklinde değişti. Çünkü salonlar artık sadece bir salon değil. Hayat tarzımıza göre şekillendirdiğimiz, insanların bizi görmelerini istediğimiz şekilde tasarladığımız, günlük rutinlerimizi gerçekleştirdiğimiz, rahat kanepelerin başrol oynadığı, dönem dönem stillere, moda olana göre değişen ana yaşam alanlarımız...

Evinizde yaşama yer açmak için IKEA'dan birkaç ipucu

Hobiler, dinlemekten keyif aldığımız müzikler, çocuklarımız ve onlarla oynadığımız oyunlar, misafirler, yeni başlangıçlar, evdeki işler, eğlenceler, kutlamalar, dans, dinlenme, hayattaki başarılarımız ve mezuniyetler... Bu saydıklarımızın tümü için en çok kullandığımız yaşam alanımız olan salonlarımızda yer açıyor, her duygumuzu orada yaşıyoruz. Dolayısıyla tüm bu gereksinimlere yanıt veren bir salona ihtiyaç duyuyoruz. Evimiz için seçtiğimiz her üründe aradığımız “Fonksiyonel olsun ama ruhuma da hitap etsin” isteğimize karşılık bulduğumuz IKEA tasarımlarının özünde de işte tam olarak bu var. Hem bize kendimizi ifade etme imkanı tanıyan hem de birkaç fonksiyonu bir arada sunarak ev yaşantımızın çoğunu içinde geçirdiğimiz salonlarımızda birçok farklı an için ‘yer açmak’...

1

Aynı salonda, aynı ürünlerle farklı yerleşim planları yapmak akılcı bir çözüm. Zaman içinde değişen öncelikler ve ihtiyaçlara göre, mevsim dönüşlerinde ya da sadece canınız istediğinde mobilyaların yerlerini değiştirerek kendinize yeni yaşam alanları yaratabilirsiniz.

2

Küçük metrekareli salonlarda L kanepe, konforlu iki koltuk ve bolca depolama alanına sahip bir TV ünitesi çok kullanışlıdır. Ayrıca, çocukların oyun masasını orta sehpa yerine koyabilirsiniz. Ekstra bir oturma alanı mı gerekti? IKEA’nın STUVA çekmeceli depolama ünitesini TV sephası olarak tercih edebilir, üzerine ekleyeceğiniz minderlerle ektra oturma alanı yaratabilirsiniz.

3

IKEA’nın VALLENTUNA serisi gibi bölünerek çoğalan, çoğaldıkça fonksiyon değiştiren modüler kanepeleri tercih etmek size hem alandan kazandırır hem de bütçeden... Siz bir tane satın alırsınız ama eve geldiğinizde o duruma göre 3 ya da 4 tane olabilir!

4

Duvarlar salondaki en büyük oyun alanlarıdır. Duvara monte dolaplar, raflar ve üniteler, eşyaları depolamak ve düzenli tutmak için işinize yararken, farklı ebatlardaki fotoğraf çerçeveleriyle yapacağınız bir düzenleme de odanıza dekoratif bir görünüm kazandırır. Duvarları değerlendirirken, sahip olduğunuz alanı da hesaba katarak farklı düşünmek yaratıcı sonuçları da beraberinde getirir. Mesela, IKEA’nın EKET duvar raflarını duvara nasıl asardınız? Yatayda ve dikeyde asimetrik olarak yan yana asarak harika bir sonuç elde edebilirsiniz.

5

Burası sizin eviniz, kendi hikayelerinize yer açın! Dekorasyonun tamamlayıcısı aksesuarları kullanmanın doğrusu yanlışı yoktur.

Kişiselleştirin:

Hayata dair biriktirdiklerinizi, tecrübelerinizi salonunuza taşımayı deneyin. Aldığınız çok özel bir mektubu çerçeveleyip duvara asın.

Renkleri cesurca kullanın:

Canlı renklerdeki aksesuarları, nötr tonlardaki parçalarla bir araya getirerek uyum yakalayabilirsiniz. Bu, basit ama en etkili yollardan biridir.

Karıştırmaktan çekinmeyin:

Farklı düşünün! Değişik boyut ve şekillerdeki gündelik objeleri yaratıcı bakış açısıyla bir araya getirerek beklenmedik güzellikte detaylara imza atın.

Tek bir malzemeye odaklanın:

Ahşap, cam, metal, kumaş ya da seramik... Sadece tek bir malzemeye odaklanarak, basit ama çarpıcı kompozisyonlara imza atabilirsiniz. Çabasız güzellik dedikleri işte bu!

6

Karıştır yakıştır, kendini yansıt! Renklerin ve desenlerin uyumlu olduğu bir salon dekorasyonu için iç mimar olmanıza gerek yok. Bu önerileri her ihtiyaç duyduğunuzda kullanabilirsiniz.

Renkler:

Renk paletinizi üç tonla sınırlamanız temiz ve uyumlu bir görüntü elde etmenizi sağlar. Uyum ve kontrast yaratmak için parlak, doğal renk tonlarını birlikte kullanın.

Desenler:

Renklere karar verdiyseniz, şimdi de renk paletinizle uyumlu üç desen seçin. Farklı boyutlardaki desenler hareketli bir görünüm yaratır. Aralarındaki armoniyi ise renk bütünlüğü sağlar.

Malzemeler:

Jüt ya da rattan gibi doğal malzemeler kullanmak, renk paletinizi ve desenlerinizi birleştirme konusunda size yardımcı olurken, salonunuza yumuşak bir sıcaklık da katar.

Yeni sezonun stil şifreleri

IKEA’da bu sezon koyu, ton-sürton renkler ve turkuazın; altın, sarı ve pirinç ile vurgulanan birlikteliğini göreceğiz. Skalanın en koyu tonlarında boyanmış duvarlarla neredeyse aynı renklerde mobilyalar... Koyu tonların yarattığı dekorasyonda öne çıkan ışıltılar ve desenli dokular... Sezonu hissettiren renkler ve dokularla dekore edilmiş salonlarda duyulara hitap eden fonksiyonellik de işin içinde. Üstelik, etkileyici mekan kurguları, bu yıl çok da moda...

Pirinç, altın gibi sıcak tonlu metallerle safir mavisi mükemmel bir uyum sağlar. Renk ve malzeme dengesini gözetip ışıltıyı özellikle detaylarda kullanarak daha ağırbaşlı bir dekorasyona imza atabilirsiniz.

Her şeyin koyu tonlarda olduğu bir köşede tek bir rafın içini açık bir renk seçmek dikkati o noktaya çekebilir. Bu şekilde alandaki tekdüzeliği kırabilirsiniz.

Aynı mobilyalar ile farklı etkiler elde edebilirsiniz. İşin sırrı onu tamamlayan diğer detaylardadır. Örneğin bembeyaz bir arka fonda kullanacağınız zümrüt yeşili kadife koltuk ve puf, bir anda mekanda odak noktası haline gelir. Aynı koltuk ve pufları antrasit gri duvar ve duvarın rengiyle aynı tondaki ahşap ünite önünde kullandığınızda elde edeceğiniz etki ise bambaşka olur. Daha dengeli bir görselliğin ortaya çıktığı mekanda, odak noktası bu sefer pirinç detaylı tablo ve aydınlatması olur.

Yakut kırmızısı bir kanepeyi neyle, nasıl kullanacağınızı bilemiyorsanız önerimiz huş rengi mobilyalar, gri-mavi detaylar ve duvarda ağırbaşlı bir bordo... Bu çok renkliliğin içinde, kararında antrasit kullanmak ise görsel dengeyi sağlar.