Mutfağımızı yıldızlı bir restorana nasıl dönüştürebiliriz?

Türkiye’ye yolu düşmüş yabancı birine “Türklerle ilgili aklınızda neler kaldı?” diye sorarsak, sayacağı şeylerin başında ‘Misafirperverliği’ gelir.


Misafir ağırlamak Anadolu toprakları için en mühim meselelerden biridir. Bir misafirin kapının eşiğinden girdikten sonra yaşananlar ritüelistik şeylerin başlangıcıdır.


Hâl hatır sorma faslı geçince, başlangıçlar, ara sıcaklar, çaylar, ana yemek, tatlı, meyve, çay, tekrar ara sıcak döngüsüyle misafir güzel bir şekilde doyurulur. Tolkien’in Orta Dünya’nın latif halkı Hobbitler ve onların sevimli diyarı Shire’ı yaratırken Türk misafirperverliği ve yemek alışkanlıklarından etkilediği rivayet edilir.


Bu anları daha da güzelleştirmek mümkün


Şaka bir yana misafirliğin belki de en can alıcı yeri, yemeklerin mideye doğru yola çıktığı o andır. Tıpkı düğün gibi. Biz Türkler bir düğünde iki şeyi hatırlarız. Halaya başlanmaya karar verilen o güzide çılgınlık dakikasını ve yemeklerin “löp löp” götürüldüğü anları…


Peki hayatımızda bu kadar önem taşıyan, misafirlerin mutluluğunu, düğünün akıbetini, günün en önemli anını oluşturan bu anları daha mükemmel yaşamanın bir yolu olabilir mi?


Mesela mutfağımızı Michelin yıldızlı bir restorana çevirebilir miyiz?

Haftalık market alışverişini abartabilirsiniz!

Misafir olsun ya da olmasın biz Avrupalılara benzemeyiz. Avrupalı gider alıverişini kese kağıdının içinde aldığı birkaç meyve-sebzeyle geçiştirir. Günlük alışveriş yapmayı tercih eder. Bizler öyle değiliz. En az bir araba doldururuz. Hâl böyle olunca buzdolabının büyük olması iyi bir tercihtir. Evet yıldızlı restoranlar günlük alışveriş yapar ama size şöyle desek; “Yiyeceklerinizi ilk günkü gibi taze tutan bir buzdolabı var”… Ne dersiniz?

Mezelere yer açın!

Akşama birilerini bekliyorsanız ve mezelerle o sofrayı şenlendirecekseniz, önceden hazırlayıp buzdolabında bekletseniz iyi olur. Sıcakları hazırlamaya daha çok zaman kalır. O mezeler kendilerine has kokularını kaybetmese, muhteşem olmaz mı?

Hazırlıklarınızı önceden yapın

Bazen hazırlıklarınız günler sürer. Büyük ailelere sahip olanlar bunu iyi bilir. İçli köfteyi çok seven dede de gelecektir, mantıları götürecek torunlar da. Bütün buzdolabının sadece soğutucu olarak kullanabilmesi mümkün desek? Mesela dondurucuyu, soğutucu moduna getirseniz? Nefis!

Samsung Twin Cooling Plus bunun için var!

Samsung'un Twin Cooling Plus mutfağınızı muhteşem bir restoranta çevirmek için biçilmiş kaftan! Yiyeceklerinizi daha uzun süre korurken kontrolü de size veriyor. İstediğiniz zaman dondurucunuzu buzdolabına dönüştürebilir, lazım olmadığında da geri döndürebilirsiniz. Ayrıca istediğiniz bölmeyi isteğinize göre enerji tasarrufu moduna alıp tamamen kapatabilirsiniz.

Buzdolabının her tarafında nem dolu tazelik

Sadece Twin Cooling Plus™ geleneksel bir üstten donduruculu bir buzdolabında 30% olan nemliliği 70% oranıyla sağlayarak buzdolabındaki yiyeceklerin tazeliğini korumak adına elverişli bir ortam sağlar. Böylece içindeki malzemeleri kurutmadan, daha uzun süre taze tutar.


Daha fazla tazelik için daha fazla bilgi alın!

Lezzetli, doğal tadında donmuş yiyecekler

Twin Cooling Plus™ Teknolojisi ile gıda kokularının soğutucu ve dondurucu bölmesine yayılmasını durdurmak için bölmeleri ayrı ayrı soğutur. Böylece donmuş yiyeceklerin doğal tadı uzun süre korunur.


Daha lezzetli yiyecekler için işi ona bırakın!

Mezeleri kolaylıkla düzenleyin ve servis edin

Çıkarılabilir Meze Tepsisi buzdolaplarında boşa "harcanan alanın" etkili şekilde kullanılmasını sağlamak için kompakt tasarımlıdır. Mezeleri veya yeni hazırlanmış gıdaları saklamak ve bunları doğrudan masaya servis etmek için idealdir.


O halde gelsin mezeler!

GIPTA İLE BAKILAN BUZDOLABI
Samsung Twin Cooling Plus mutfağınızı yıldıza çevirecek
Daha fazla bilgi için tıklayın!