Şampiyonlar Ligi’nde son 16’ya kalan, Süper Lig’de haftalardır zirveye kurulan Galatasaray, Ziraat Türkiye Kupası’nda PTT 1. Lig ekibi 1461 Trabzon karşısında... Teknik direktör Fatih Terim, ‘Nasıl olsa turu geçeriz’ düşüncesiyle aslarını derbiye saklamış...


Doğrusu da bu...

Ama kulübede de ne olur olmaz diye Umut, Burak, Selçuk gibi yıldızlarını da tut beyim...

Sahaya sürülen 11’in Galatasaray ile alakası yok.

Bakın ilk yarıya, tekrar tekrar izleyin bu maçın görüntülerini...

Galatasaray’ın bir tek organize atağını söyleyin...

Söylemeyezsiniz...

Çünkü yok...

Savunmada Gökhan Zan’ın dışında gerisi hikaye...

Cris tam bir ‘kriz!..’ Acemi çocuk gibi... Galatasaray gibi bir takımda oynayan futbolcu öyle bir müdahaleyi nasıl yapar?..

Ya Hamit’e ne demeli?..

Bir tane olumlu hareket, bir tane adrese giden pas var mı?..

Hele bir de Engin Baytar var...

Keskin sirke!..

Yahu çocuk!.. Ne oynadın Allah aşkına... Kendi beceriksizliğini o kutsal formadan çıkarıyor ve yırtıyorsun...

Zaten Sabri’yi hiç saymıyorum. Neden formadan uzak kaldığını oturup çok iyi düşünmeli...

Elmander kayıp, Emre şuursuzca çırpınıyor, Aydın’ı bir oyuna girerken gördük, bir de ikinci yarıda birkaç pozisyonda...

Yok yok, ilk yarıda bize izletilen Galatasaray’da hayat yok...

Ya ikinci yarı...

İlk yarıyı 1-0 geride kapamanın verdiği stresle panik futbol, şuursuz ataklar...

Buna karşın 1461 Trabzon’dan ‘Çanakkale geçilmez’ savunması ve ardından Emrullah’tan öldürücü vuruş... Galatasaray nakavt...

Siz buna ister büyüklük kuruntusu deyin, ister rakibi küçümseme...

Sahadaki gerçek şu: Galatasaray hiçbir şey oynamadı ve kaybetti. Buna karşın Karadeniz ekibi, mücadelenin nasıl olacağını, savaşmanın ne olduğunu, kazanma hırsını, inancı gösterdi ve hakkıyla turladı...

Acı tarafı ne biliyor musunuz?..

Sen bırakın Braga’yı, Cluj’u; Manchester United gibi bir dünya devini devir, Şampiyonlar Ligi’nde tarihe geç, sonra da PTT 1. Lig ekibi 1461 Trabzon’a kupada teslim ol ve elen... Enteresan şu futbol be!..