Birçok entelektüel okurlarımızdan mesajlar geldi.
“Kuvvetler ayrılığından şikâyet eden Sayın Başbakanımız'ın, Montesquieu'den haberi yok mu?” diye soruyorlar.
Demokrasinin temeli olan “Kuvvetler ayrılığı” ilkesi, 1689-1755 yılları arasında yaşayan büyük Fransız düşünürü Montesquieu'nun felsefesidir.
Tüm dünyayı etkileyen siyaset bilgini Montesquieu diyor ki:
“Zorbalık, kendini her şeyin sahibi sanan bir kişinin yasalara uymadan keyfî yönetimidir. Zorbalığın temel ilkesi korkudur. Bu korku, cesareti kıran ve girişimi engelleyen bir korku olup, şan ve şerefe yönelirse, isyanlara sebep olabilir. Bozulan her yönetim, ister istemez zorbalığa yönelir. Zorba yönetimlerde tartışmasız, özürsüz ve mutlak bir itaat zorunluluğu vardır. Buradaki mutlak itaat bireylerin bilgisizliğinden doğmuştur. Kuvvetler ayrılığı, despotluğu önler.”
Montesquieu demek istiyor ki, bir ülkede bireylerin hak ve özgürlüğünü korumak, ancak kuvvetler ayrılığı prensibine uyularak sağlanabilir.
Yasama, yürütme ve yargı gücü bir elde toplanmışsa ve yargı bağımsızlığına uyulmamışsa orada siyasî özgürlükler yoktur.
Demokraside, yargı bağımsız ve siyasetin dışında olacak. Başbakan ve bakanlardan oluşan yürütme gücüyle, Meclis'in yetkisinde bulunan yasama gücü ve yargıçlara tanınan yargılama yetkisi birbirlerinden mutlaka ayrılacak. Bu güçlerin her biri kendi yetkilerini kullanarak birbirlerini denetleyecek. Demokrasi, hak ve adalet, ancak böyle sağlanır!