“Cenaze şov”lar
Acıların yinelenmesine neden olsa da değerlerimizin yitimini anımsamanın hem onların kişilikleri, hem de toplumumuzun geleceği yönünden büyük yaraları vardır. İyilikleri, olumlulukları örnek alarak onlara özenmek, hatta onları geçmeye çalışmak, onlara yaraşır en anlamlı çaba, ayrıca kötülükleri önlemenin en etkin yoludur.
Cumhuriyet tarihimizi süsleyip zenginleştiren, hepimize (elbet “Ne Mutlu Türk'üm” diyebilenlere) kıvanç duyuran başarıları ve kişilikleriyle her alandaki seçkinlerimiz, gönendiğimiz gurur kaynaklarımızdır. Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşları bu görkemli dizinin başında gelenlerdir.
Yarın, 18 Aralık 2002'de terörün aramızdan aldığı Dr. Necip HABLEMİTOĞLU'nu yitirişimizin 10. yılı… İşleteni-işleyeni belirsiz (fail-i meçhul) cinayetlerin perde arkasının yıllardır saptanamaması yönetimlerin beceriksizliğine bağlanmaktadır. İçerde yasadışı oluşumlar, denetimsiz güçler, dışarıda dostluk ve komşulukları kuşkulu devletlerin hepsinin suçlandığı kıyım olayları, toplum vicdanını sızlatan kötülükler olarak yerini korumaktadır. Doyurucu, inandırıcı, gerçek bilgilerden yoksunluk gidenlerin yakınlarını derinden üzmektedir. Yöneticilerin verdiği sözlerin havada kalması, üstelik günümüzdeki eleştiri ve yakınma konusu olan yargılamaların sürmesi tepkileri giderek yoğunlaşmaktadır.
Olaylar
Aramızda hiçbir ayrım olmayan Kürt ya da başka kökenli yurttaşların hepimizin gördüğü kimi aykırılıklar nedeniyle eşitsizlikten, ayrımcılıktan söz etmelerini yadırgıyoruz. Kim nerede yerleşemiyor, kim istediği işi yapamıyor, kimine öğretim-eğitim ve askerlik ayrılığı var? Kimden devletin asker ve sivil görevleri esirgeniyor? Milletvekili olarak TBMM'ye geliyorlar. Eğer kimi istenmeyen nedenler dağa çıkmayı gerektirseydi Türk, Kürt çok kimse dağa çıkardı. Bugün TBMM'de olan Kürt kökenliler de dağda olurdu. Demek ki olumsuzluklar, çelişkiler, aykırılıklar, dağa çıkma değil düzeltilip giderilmesine çalışılacak nedenler olarak karşılanmalıdır. Oysa teröre başvurulmakta, kentlerde olaylar çıkarılmakta, büyük maddi ve manevi zararlara yol açılmaktadır.
Komşuluğu, kardeşliği, akrabalığı, dindaşlığı yadsıyıp elini kana bulamanın gerçek nedeninin kışkırtmalar ve kimi kandırma sözleriyle ayrı devlet kurma olduğu açıktır. Bu nedenle “açılım ve müzakere (görüşme)” ödünlerle ancak sonuç verebilecek bir yöntemdir. Ödünler de yıkım getirecek istekleri karşılamak olabilir.
Terör örgütüyle uzantılarının tehditleri sürmektedir. Beri yandan teröristlerin cenaze törenleri, onların kıydıkları sivil ve asker Türklere lanet okunurcasına gösterili geçmekte, liderlerinin posteri taşınmakta, sloganlar atılmakta, devlet görevlilerine, kamu binalarına, lojmanlara, karakollara, güvenlikçilere ve taşıtlarına saldırılmaktadır. En çirkin davranış da okulların yakılmasıdır. Toplumu kışkırtıcı ayaklanma ve sabotajlar birbirine eklenmektedir. Dokunulmazlıkların kaldırılmasını gündeme getiren taşkınlıklar, cenaze şovları olarak izlenmektedir. Oysa cenaze törenleri, saygılı bir duruşun, anlamı görünümüyle yansıyan topluluk ve yürüyüşün, toprağa verişin, daha çok sessizliğin ve dayanışmayla birbirine destek olarak acıyı paylaşıp azaltmanın ortamı olmalıdır.
Şimdi
Günümüz iktidarı, kürt kökenlilerle kürtçülere değil laiklere ve Atatürkçülere karşı serttir. Aynı din ve mezhepten olmasalar da kendileri gibi düşünmeyenlere karşı faşizmi ve despotizmi andıran tutumlar içindedir. Muhalefete, demokratik kitle örgütlerine, ele geçiremediği kurum ve kuruluşlarla yandaş kılamadığı kişilere karşı tutumu, soruşturmalara ve yargılamalarla ortadır.
Cenaze şovları, medyatik şovlar, siyasal şovlar, sözde demokratik şovlar, iktidar şovları, Osmanlı şovları, gerçeğin, kötülüğün, acıların üstünü örtme oyunlarıdır. Bilim, sanat, kültür, hukuk, ahlak ve adalet göz ardı edilip siyasal getiriler gözetildikçe karanlıktan kurtulmak olanaksızdır.
Hele yaralı yakalanan teröristlere destek için hastane bahçelerinde, kapılarında toplanıp güvenlik güçleriyle çatışan yakın ve yandaşlar ile kentleri karıştıran çocuklar düşünceleri ağırlaştırmaktadır. Bozulma, yozlaşma görüntüleri üzücüdür.
Necip HABLEMİTOĞLU ile onun gibi aramızdan alınanları bir kez daha iyi duygularla anıyor, yakınlarına sabır ve dayanma gücü diliyoruz.