Kı­sa bir sü­re ön­ce eşi Yük­sel Ha­nı­m’­ı top­ra­ğa ve­ren Ze­ki Ba­şes­ki­oğ­lu (Ze­ki Tri­ko) bu üz­gün gün­le­rin­de bi­le Tür­ki­ye­’nin so­run­la­rı­nı dü­şü­nü­yor.
Ya­zın son gün­le­ri­ni, Si­liv­ri­’de­ki yaz­lı­ğın­da ge­çi­ren Ze­ki Tri­ko, geç­miş yıl­la­rı dü­şü­nür­ken, de­rin de­rin iç çe­ki­yor.
İs­tan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı za­ma­nın­da, rek­lam pa­no­la­rın­da ma­yo ve bi­ki­ni rek­lam­la­rı­na izin ver­me­yen Tay­yip Er­do­ğa­n’­la âde­ta sa­va­şa gi­ren Ze­ki Tri­ko, “Ben, o ma­yo­la­rı yurt dı­şı­na sa­ta­rak ül­ke­ye dö­viz ka­zan­dı­rı­yor­dum. Önü­mü­zü kes­ti. Bu­gün da­ha kuv­vet­li. Ha­va­alan­la­rın­da ve bil­bord­lar­da, bu tür rek­lam­lar müm­kün de­ğil!” di­yor.
Bu ik­ti­da­rın ah­lâk an­la­yı­şı ça­ğı­mı­zın ger­çek­le­ri­ne ters dü­şü­yor.
Ma­yo ah­lâ­kı bo­zar mı? “Ah­lâ­k” de­ni­len er­dem bu ka­dar ba­sit mi?

* * *

Dün­ya­nın en iyi der­gi­le­ri­ne ka­pak olan ve dün­ya­nın en ün­lü man­ken­le­ri­ne Türk ma­yo­su giy­di­ren adam ola­rak ta­nı­nan Ze­ki Tri­ko “Ah, ah... Ben bu ül­ke­yi çok se­vi­yo­rum. Tür­ki­ye be­nim ül­kem... Böy­le bir aş­kım ol­ma­sa, fab­ri­ka­la­rı­mı Bul­ga­ris­ta­n’­a ta­şır ve ben de gi­dip Mi­ami’­ye yer­leş­miş olur­du­m” di­yor ve ek­li­yor:
“Bu­gü­nün ik­ti­da­rı, Ata­türk ve la­ik­lik kar­şı­tı. Ka­dın­la­rı ka­pat­mak is­ti­yor. Ma­yo­ya aler­ji duy­ma­la­rı bu yüz­den...
Ben, Tür­ki­ye eko­no­mi­si­ni çok teh­li­ke­li gö­rü­yo­rum. Tür­ki­ye, Ata­tür­k’­ten son­ra hiç iyi ida­re edil­me­di. Ül­ke­miz, ge­niş im­kân­la­rı­na ve çok bü­yük po­tan­si­ye­li­ne rağ­men hep ge­ri­ye gi­di­yor!”

* * *

“Ben, sı­fır­dan ye­tiş­miş bir in­sa­nım. Ti­ca­re­ti çok iyi bi­li­yo­rum. Ha dev­le­ti ida­re et­miş­sin, ha Ze­ki Tri­ko­’yu ida­re et­miş­sin ya­ni...
Ül­ke­mi­zin ha­zin du­rum­la­rın­dan bi­ri de şu: Dü­rüst ça­lı­şan in­san­la­rın zen­gin ol­ma­sı­na im­kân yok... Bü­yük bir ke­sim, ka­yıt dı­şı... Bu­gün zen­gin olan­la­rın ço­ğu­nun ma­zi­si­ne ba­kın, mu­hak­kak al­tın­dan ka­yıt dı­şı çı­kar!
Ham­le yap­mak is­ti­yo­ruz ama Tür­ki­ye­’de ya­pa­mı­yo­ruz. Ma­lı­mız çok gü­zel, işi bi­li­yo­ruz, dün­ya­yı bi­li­yo­ruz, ufuk­la­rı­mız çok ge­niş ama ye­ri­miz­de sa­yı­yo­ruz.
Dev­let hiç­bir şey bil­mi­yor. Bir de­fa po­li­ti­ka­cı­lar mem­le­ke­ti dü­şün­mü­yor­lar, ön­ce ken­di­le­ri­ni dü­şü­nü­yor­lar.”

* * *

“Ben­ce ül­ke­nin dü­ze çık­ma­sı­nın yo­lu, kur­tul­ma­nın ça­re­si var. 24 sa­at­te kur­tu­lur. Ama kur­ta­ra­cak adam gör­mü­yo­rum!
Be­nim için pa­ra önem­li de­ğil. Ben hep mem­le­ke­tim için sa­vaş ver­dim. Hat­ta Ko­re­’ye gi­dip ora­da, gö­ğüs gö­ğü­se sa­vaş­tım, ma­dal­ya al­dım.
Ben sı­fır­dan ye­tiş­tim. Hiç kim­se­den des­tek gör­me­dim Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’n­den de des­tek gör­me­dim. Hiç kre­di al­ma­dım. Avan­ta da al­ma­dım, rüş­vet de ver­me­dim.
Tür­ki­ye­’de rüş­vet al­ma­yan da az, ver­me­yen de­... Ben bu azın­lık ara­sın­da­yım. Tür­ki­-
ye­’de des­tek yok, kös­tek var. Bu yüz­den ül­ke ola­rak ye­te­rin­ce ge­li­şe­mi­yo­ruz!”

* * * *

               Ha­ni ku­mar gü­nah­tı?
Mil­let umu­du­nu şans oyun­la­rı­na bağ­la­mış du­rum­da...
Ça­lı­şıp ça­ba­la­ya­rak, bi­le­ği­nin hak­kıy­la pa­ra ka­zan­mak­tan umu­du­nu ke­sen va­tan­daş­la­rın bü­yük bir bö­lü­mü, ta­lih oyun­la­rı­na yö­nel­miş du­rum­da... Bu­nu da dev­let teş­vik edi­yor. Ne­den?
Top­la­dı­ğı ver­gi­ler­le büt­çe­yi dü­zel­te­me­yen dev­let, va­tan­daş­la­rı pi­yan­go­lar­la yol­ma­ya de­vam edi­yor:
Pa­zar­te­si: On Nu­ma­ra çe­ki­li­şi var.
Çar­şam­ba: Şans To­pu çe­ki­li­şi ya­pı­lı­yor.
Per­şem­be: Sü­per Lo­to di­ye bir ka­zık var!
Cu­mar­te­si: Sa­yı­sal Lo­to çe­ki­li­şi.
Pa­zar: Spor To­to, Skor Lo­to, Sü­per To­to.
İd­da­a: Her gün oy­na­nı­yor...
Mil­lî Pi­yan­go: Her ayın 9, 19 ve 29’un­cu gün­le­ri çe­ki­li­yor.
Ka­zı Ka­zan: Her gün, her an oy­na­nı­yor. Gün­de yak­la­şık 600 bin Ka­zı Ka­zan kar­tı sa­tı­lı­yor.
At ya­rış­la­rı: Her gün bü­yük pa­ra­lar dö­nü­yor.
Haf­ta­nın her gü­nü şans ku­po­nu dol­du­ran in­san­la­rı­mı­zın sa­yı­sı yak­la­şık 5 mil­yon...
Bü­tün bun­lar, dev­let teş­vi­ki ile ya­pı­lı­yor. Din­ci AKP dö­ne­min­de hal­ka oy­na­tı­lan ku­mar da­ha da art­tı­rıl­dı...
Ha­ni ku­mar oy­na­mak ve oy­nat­mak gü­nah­tı?
AKP yö­ne­ti­ci­le­ri mu­ha­le­fet­te iken bu tür şans oyun­la­rı­nın tü­mü­ne kar­şıy­dı­lar ve “Ke­sin­lik­le gü­na­h” di­yor­lar­dı ama şim­di bu­nu unu­tup, ku­mar teş­vik­çi­si ol­du­lar!
Ney­miş? De­mek ki o ka­dar gü­nah de­ğil­miş!

     Tebessüm

Ah şu ba­sın!

Ye­ni ev­le­nen Te­mel, ger­dek ge­ce­si ya­tak oda­sı­na be­li­ne sar­dı­ğı ga­ze­te say­fa­la­rı ile gir­mi­ş...
Ge­lin, şaş­kın şaş­kın ona ba­kar­ken, Te­mel izah et­miş:
“Baş­ba­kan te­le­viz­yon­da ko­nu­şur­ken ‘Ba­sın her şe­yi bü­yü­tü­yo­r’ de­di de on­dan!”

                                                  Günün Sözü
Az ve öz ko­nuş, adam ye­ri­ne ko­nu­lur­sun!