Emin Çölaşan’ın notu:
Sevgili okuyucularım, sizlerden her gün çok sayıda mesaj alıyorum. Hepsine tek tek yanıt vermem ne yazık ki mümkün olmuyor. Bunlardan bazılarını yazılarımda kullanıyorum, bazılarını ise pazartesi günleri burada yayınlıyorum.
Burada kullandığım mesajlarda, gönderen okuyucularımın çoğunun isimlerini ne olur ne olmaz diye vermiyorum. Başlarına iş açılmasın.
Ayrıca bu mesajları, harf ve cümle hataları dahil, üzerlerinde hiçbir oynama yapmadan sizlere iletiyorum.
Her pazartesi günü burada, gazetemizin internet sitesinde buluşmak umuduyla.

____________________________________________________

Gerçek ortaya çıkmıştır. Sorun kaynak meselesi falan değildir!..
Spor Bakanı olan zat, hallerinden ve maaşlarından yakınan emeklileri, "Allah Erdoğan ve hükümetinden razı olsun deyin...;...konuşmak kolay, oy verin zammı isteyin.." diye yanıtlamış!
Demek ki, neymiş; kaynak filan hikayeymiş, bütün mesele , " bizden ya da bizden değil" meselesiymiş! İktidara oy verirsen, biat edersen her şeyi istemeye hakkın varmış!.. Bakan'ın verdiği yanıt kanıttır.
Yürütme mensubu, partimden olan olamayan ayırımı yapabilir mi, kendilerine oy vermeyenleri ötekileştirebilir mi? Normalde böylesi mümkün değildir. Ama Burası Türkiye'dir; demokrasimiz, koliler, yardımlar ile millet-ümmet arasındaki farkı fark edemeyenlere endekslidir yani sözdedir!

Metin Altay

____________________________________________________

12 EKİM 2013 akşamı işyerimden evime dönerken saat 22,30 sularında trafik denetlemesi yapan ekipler; İzmir Belediyesi Gelirler Müdürlüğü'nün araç üzerine haciz koyduğunu ve aracın bağlanacağını bildirerek 35 YEE 54 plakalı aracımızı alıkoydular. Yaptığımız araştırmada Reklam İlan vergisinin ödenmediği bu nedenle aracın haczedildiğini öğrendik. 14 EKİM 2013 tarihinde sabah Belediyeye giderek vergimizi ödedik. Aracın serbest bırakılması için İzmir Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubeye gittiğimizde Bayram Tatili olduğunu ve çalışmadıklarını öğrendim. İzmir Valiliğini arayarak durumu ilettim. İzmir Valiliğindeki görevli bayan, bir şey yapamayacaklarını borcumuzu tabi ki ödememiz gerektiğini, vali beyin şu an da memleketinde olduğunu söyleyerek bize vatandaşlık görevlerimizi hatırlatan konuşmasından sonra telefon kapandı. İzmir Emniyet Müdürlüğünü aradığımızda santraldeki görevli Trafik Tescil Şubesinin bu gün çalışmadığını söyledi ve başka bir şey söylememize imkan bırakmadan telefonu kapattı. Bayram süresince benim bu araca ihtiyacım vardı. Gece 22.30'da çalışan devlet mesai saatinde ortada yok. Saygılarımla

Nuri DELİBAŞ
____________________________________________________

Sayın Emin Çölaşan,

11 Ekim 2013 tarihli yazınızda yine MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli hakkında asılsız ve mesnetsiz suçlamalarda bulunmuşsunuz.Bu şekil yazılarınız sadece AKP'ye yarıyor ve insanlar kime oy vereceklerini bilemez hale getiriliyorlar.

Sayın Devlet Bahçeli hiç bir zaman bu iktidarı işgal eden gürüha ne stepne olmuştur nede destek vermiştir.En çok iddia edildiği gibi 'Çankaya'daki onun yüzünden oraya çıkmıştır' deniyorsa bu kökten yanlıştır.Eğer 2007 seçim zaferinden çıkmış bir AKP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde kilitlense ve Parlamento feshedilerek seçimler yenilenmek zorunda kalınsaydı AKP bu sefer belkide % 65 oy oranı ile çok daha güçlü olarak meclise girecekti.Bahçeli bunamı zemin hazırlasaydı?Sayın Bahçeli 'önce Vatanım ve Milletim sonra Partim' diyebilen tek liderdir.Onun için her şeyden önce Türkiye'nin ve Türk Milleti'nin menfaatleri gelmektedir.O asla oy hesabı yapmaz ve bu AKP'ye fayda sağlarmı diye de düşünmez.
Ne uykusundan uyanması,ne adam gibi muhalefet yapması??
Televizyonların ve gazetelerin tamamına yakını bu işgalciler tarafından ele geçirilmişken, açık hava toplantılarından başka millete hitap edebileceği neresi ve hangi imkanlar kalmıştır?Sayın Bahçeli'den, Tayyip ve onun hükümetine karşı daha
ağır konuşan ve tenkit eden hatta onları yerden yere vuran kim vardır?Açık hava
toplantılarını ve meclisde ki grup toplantılarını takip edecek olursanız bu açıkça görü-
lecekdir.12 Ekim tarihli Sözcü Gazetesi'nin ana sayfasındaki fotoğrafa bir bakınız
lütfen.Devlet Bahçeli nasıl bir öfke ile karşısındakine bakmaktadır.Bu fotoğraf bile
her şeyi gayet güzel anlatmaktadır.
Yapmayın lütfen.Sizlerki, tecrübeli ve vatansever birer gazeteciler olarak insanları
yanlış yönlendirirseniz diğer Vatandaşlarımızdan ne beklenebilirki??Allah Aşkına
MHP'den başka tutunacak dalmı kaldı??Kafaları karışık ve her kafadan değişik bir ses
çıkan CHP'den de bu dönemde Türkiye'ye maalesef bir hayır dokunmayacağı gayet açıktır.Onlar hala 'Açılım Süreci'ni' bile anlayamamışlar ki!!!
Öyleyse tek çare MHP' nin etrafında kenetlenmektir.Türkiye'miz yoksa bu Hainlerin
elinde bir felakete doğru sürüklenmeye devam edecektir.
Saygılarımla,
Hüseyin Hızıroğlu
Emekli bir Vatandaş

____________________________________________________

Emin Bey Merhaba,

Yazilarinizi sıkı takip eden bir takipçiniz olarak İstanbul Ümranıye'de bulunan İkbal Caddesi üzerinde sıkça karşılaştığım manzaraya ait bir görseli sizinle paylaşmak istedim. Bu muhitte olduğunu düşündüğüm bir tekke yada benzeri bir yapıdan kaynaklı bu durum artık son gelişmelerden sonra ayyuka çıkmış durumda. Belki yazılarınızda paylaşmak istersiniz.


____________________________________________________

Merhaba Emin Abi nasılsın ?
Babam düzmece balyoz onananlardan. Yazı yazıyorum olayı öğrenme sürecimden itibaren. ilgilenir misin ? Çok garip.

Gazete okurum, merak eder anlamaya çalışırım. Zamanında bu balyozdur ergenekondur vs okuyordum, anlamıyordum. Hani ne bunlar bir fikrim yoktu. O kadar okusam da. Bir gün, içeride annemle babamı konusurken duydum uyandıgımda. Durdum bi, ne diye cunku salondalardı ve salondaysa onemli konudur. İlginç şeylerden bahsediyorlardı. Kalktım gittim yanlarına. Bana babamın ‘mahkeme için’ istanbul dan cagırıldıgını söylediler. Annemle babamın evlilik yıldönümü. Öyle demişler. Herkes şaşkın. Avukatı aramış bizimkiler, bu şekilde çağırıp göndermediklerini ve tedarikli gelmesi gerektiğini söylemiş babama. Babam eşyalarını topladı, uğurlarken onu, yüzümüz gülüyordu tabii, bir suçu olmadığından gönderecekler geri diye. Babam cıktıktan ve balkondan el salladıktan sonra içeri girince sinirden bagırarak agladıgımı hatırlıyorum.

Dönmedi babam bir daha geri. Mahkeme ertelendi de ertelendi. Şoktaydık. Annem de, küçük kardeşim de, akrabalarımız da. Baktık dönmüyor, ‘görüş’ olaylarına alışmaya başladık. Gittiğimde oraya, oradaki insanların kalitesini fark ettim cidden. Kitap değiş tokuş yapan, muhteşem donanımlı harika insanlar. Açık görüşlerde, ayda 1, 1 saat boyunca babamızı gördük. Dava geldi, taa ne kadar zaman sonra. Herkesi-başta bizi- şok edecek karar alıdı. Sahteliği kanıtlanmış belgelerle hazırlanan davada, babama 16 yıl ceza düştü. Yargıtaya gidecek bu ve de sahte olduğundan hallolacak ve babam gelecek sanıyorduk. Diğer ikiyüzü aşkın insan gibi.
Gel geleliim, yargıtay sonucu da inanılmaz oldu. Onandı cezaları babamların. Şoka girdik.
Babamı belli yerlerde kısıtlı zaman görmeme neden olan, evimizde babamızın eksikliğini yaşatan insanlara, her gün çok güzel şeyler diliyorum. Suçsuz yere onları demir parmaklıklar arkasında tutanlar Allahından bulsun !
Gözde Kubat

____________________________________________________

Sn. Emin Colasan,
Siz cogu zaman akp'i elestirir, sikayetci olursunuz. Ama onlarinda yaptiklari bazi iyi seyler var, hakkini vermek lazim.
Hepimiz (daha dogrusu cogumuz) Ataturk'u severiz. Ama ne zamanki o yuce insanin resimleri copluklere atilmaga baslandi icimizdeki Ataturk sevgisi daha da artti, degilmi?
Gittiler TC'yi bir cok yerden kaldirmaga kalktilar, biz daha cok TC yi sever olduk. Bazi resmi binalarda bunlar kalkarken sevginin artmasiyla bazi belediyelerde TC ilave edilmege baslandi.
Mesela Antalya'da Muratpasa belediyesinin yeni binasinda onceleri TC yoktu. Fakat simdi konmus oldugunu sevinerek gordum. Duyduguma gore Antalya'da akp'li olan Kepez belediyesi haric, butun belediyeler TC yi koymuslar.
Turk'lugu Andimiz gibi yerlerden sokup atmaga basladilar biz daha cok Turk olmadikmi? Bunlarin hepsi onlarin sayesinde olmadimi?:))
Saygilar,
iyi bayramlar,
TARIK KARSLI

____________________________________________________

Muhterem Emin bey,bugünki yazınız beni yine okumasannızda size meil atmağa mecbur bıraktı.Efendi ağa açılımda hep başörtüsünden dem vuruyor.Başörtüsü ile kimsenin zoru yok.Atatürkün annesinini de benim annemin de ve Sözcü Yazarı A.Sucu nun da başörtüsü var.Problem sıkma baş ve simge haline getirilen türbanla.Anadolu insanımız türban sözünü bile bilmezdi.Kızlar,çevre ,tül ve yazma yı bilir onları kullanırdı.Kızlarım başörtüleri yüzünden Amerika'da okudu diyor.Resimlerini neşretsinde görelim.Mezuniyet merasiminde havaya kep mi atmışlar yoksa türban mı: Sormak gerek onsenedir Amerikada okuyabilsinler diye başörtülü fakir kızlara burs vermişler mi?Tayyip bey ve tayfası analarının ellisene evvel çekilmiş resimleri varsa neşretsinler de görelim başları nasıl örtülüymüş?Yazacak daha çok şey var,ama daha fazla rahatsız etmeyeyim.Başarılar diler saygılar sunarım.Tuğrul Önder-Teşvikiye

____________________________________________________

Emin bey,
Çok güzel yazmışsınız ama aydınlık kafalı insanların hala niye kurban kestiğini anlamıyorum. Kurban bayramının amacı vakti zamanında fakir insanların et yemesini sağlamak için peygamberimiz tarafından bulunmuş akıllıca bir fikir. Yok gökten melek inmiş, yok oğlunu kesme bunu kes demiş. Geçelim bunları... Bunlara ampuller inanmaya devam etsin. Ben size bu müslüman kardeşlerimizin ne yaptığını söyleyeyim. Kurbanı keserler apartmandaki bütün komşulara dağıtırlar, bir kısmını kendileri kavururlar 250 gramını da apartman kapıcısına verirler. Bir de daha büyük kesersen daha büyük sevabı vardır inanışı vardır. 7 tane boynuzlu öküz toplanır ve kesebilecekleri en büyük hayvanı keserler.
Sonrasında tabi ki bu hayvanın etleri 7 aileye paylaştırılır. Tarihin gerisine Arabistan'a gidelim. Buzdolabı falan yok. Bu kadar hayvan kesildi bunu fakirlere dağıtsanız o sıcakta insanlar yiyene kadar bozulur. Bence o zamanda durum aynı idi düşünsene fakir bir aileye 20 kilo et geldi Arabistan sıcağında bir gün dayanmaz. Bu bayramın ismi et bayramıdır. Keselim yiyelim, yiyemediklerimizi fakirlere verelim.
Hal böyle iken aydınlık insanlar hala kurban kesiyorlarsa gitsinler etlerini Türkan Saylan vakfına versinler kaç tane çocuğumuz aydınlık Türkiye için okutuluyor. Allaha inanan kişi sevap yapmak istiyorsa fakirlere maddi yardımda bulunabilir, hasta olanların bakım masraflarına katkıda bulunabilir. Onların çocuklarını okutabilir.
Artık bizler ve onlar var. Lütfen sizde yazın. Eğer kurban kesiyorlarsa derisini toprağa gömsünler ama ampullere kaptırmasınlar.
Etini aydınlık Türkiyeyi ileride temsil edecek olan pırıl pırıl çocuklarımızı yetiştiren vakıflara versinler. Haaa yasak mı...
Kesmeyin efendim kurban. Gidin o parayla ihtiyacı olan laik Türk insanlarına yardımda bulunun.

Saygılar

____________________________________________________

Sayin Emin Colasan:

Size bu emaili calismakta oldugum New York, ABD'den yolluyorum. Oncelikle Kurban Bayraminizi kutlarim. Yillardir sizi cok begenerek okuyorum. Yazilarinizda son zamanlarda inanilmaz degisim oldu. Eskiden insanlara umut verirdiniz, hukumetin degisecegini belirtirdiniz. Turkiye'yi aydinlik yarinlarin bekledigini soylerdiniz. Sanki sizi biz bu aralar cok buyuk umutsuzluga dusmuz goruyoruz. Bu da bizi umutsuzlandiriyor.

Sozcu Gazetesindeki Yerel ve Genel Secim anketlerine bakiyorum. Sanki AKP'nin oylarinda pek bir dusus yok. Izmir'de ve Antalya'da AKP oylarinda ciddi artis var. Ankara ve Istanbul'da AKP acik ara onde gozukuyor. CHP ciddi bir muhalefet yapamiyor. AKP - BDP koalisyon kurmus alinan her karar bu ikilinin lehine isliyor. MHP de iktidarin her kararini mecliste destekliyor, meydanlarda ise Sayin Bahceli inanilmaz bir muhalefet yapiyor.

Sayin Basbakan secim kanunu degistirmeye calisiyor. Goya secim baraji dusecek diyor ama durust davranmiyor. Istedigi gibi Turkiye 550 secim bolgesine bolunurse, Turkiye'de demokrasi biter. Dusunun Yalova'da 2 milletvekilligi var. AKP yuzde 45 oyla 1 milletvekili cikartiyor, CHP yuzde 30 oyla 1 milletvekili cikartiyor. 2 secim bolgesine bolunse, AKP ikisinde de 1 puan farkla bile birinci gelse 2 milletvekilliginin ikisini de aliyor. Bu uzerinde calisilan secim sistemi tamamen AKP'ye ve BBP'ye yariyor. Tahminime gore AKP milletvekili adedi 400'u, BDP'de 40'i bulur. 5-6 tane de kucuk partiler ve bagimsizlar meclise girse (Ornegin Sivas'ta BBP bir milletvekilligi cikartsa, Rize'de ANAP bir milletvekilligi cikartsa), kalan 100 milletvekilligini CHP ve MHP paylasir. Sayin Basbakan da meydanlarda secim barajini kaldirdik diye nutuklar atar.

Yazima son vermezden once, size Turkiye'nin onemli oranda aydin bir genclige sahip oldugunu hatirlatmak istiyor ve gerekirse Ataturk'un yolunda yuruyen gencligimizin her tur oyunu bozarak gucu eline alabilecegini hatirlatmak istiyorum.

Saygilarimla,

Ahmet Feridun Iris

____________________________________________________

Sevgili Emin Bey,

Yurtdisinda yasiyorum ama hergun online olarak 3-4 gazete takip ediyorum. Sozcu gazetesini kesfettikten sonra sizin yazilarinizi kacirmamaya calisiyorum.
Inanin icimden gecenleri bir bir yaziyorsunuz gibi geliyor bana. Bu kadar iyi nabiz tutulabilir mi ? Bence cevabi 'evet', Emin Colasan tutabilir. Bazen aglamak geliyor icimden cunku elimden fazla birsey gelmiyor.

Beyninize, gozunuze, dusuncelerinize, ellerinize saglik.

Sevgiyle kalin,
H. Sibel Kilic
____________________________________________________

Değerli Emin Bey,Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar,daha aydınlık yarınlar dilerim....Malum ülke olarak Olimpiyatları kaybetmiştik....Sevinilir mi?...Evet sevindik...Başımızdakilerin toplumu,dolayısıyla bizleri sabah akşam gagalayacaklarını düşünerek ;Allah inandırsın sevindik.....Bu akşam milli maçımız vardı....Star Tv yayınlıyordu....Maç başlamadan önce birkaç siyasi aktörü tribünlerde görünce gene midem bulandı;eyvah dedim kendi kendime;yenersek kafamız mikildi!......Hatta maç öncesi arkadaşlarıma eğer başarılı olursak maç sonu artist teknik adamın;önce futbolcusuna,sonra taraftara ve sonunda da boşbakan'a teşekkür edeceğini,adını anacağımı yazdım.......Maç sonu da şunu paylaştım ki arkadaşlarım çok beğenmiş;
İYİ Kİ YENİLDİK!...MAÇ SONU EGEMEN BAĞIŞ SAFTİRİĞİNİ ŞEKİLSİZ HALİYLE NTV SPOR'UN MAÇ ANALİZİNE KATILDIĞINI GÖRÜNCE HEMEN ULUSAL KANALA SEYİRTTİM....DÜŞÜNSENİZE BAŞARILI OLSAYDIK!........AMAN ABİ!....DEVE KESERDİ BU SIYRIKLAR DEVE!.......'' Ne hallere geldik.......Bu şekilsiz adamlardan yıldık.........Yıllarca(özellikle 70-80 arası) ülkemizin 1.liginde oynayan basketbolcu,futbolcularla oynadım.....Antreman yaptım....(İTÜ de oynayan Çörçil İsmail,Körpe Nejat,.Çukurova'da oynayan 2.04 lük şimdi adını hatırlaymadığım kardeşim)Özellikle Futbolcuların eğitimsizliği takımlarımızı başarısız kıldığı malum.... .Maç içinde çoğunlukla nerede duracaklarını bilemiyorlar...Yanlış hamleler yapıyorlar.....Yabancı sporcu çok yetenekli olmasa bile daha zeki......İlgimi çeken bir hususuda paylaşmadan geçemeyeceğim;sporcu adam,genç adam;pırıl pırıl olur;abi bizimkiler AFGAN MÜCAHİTLERİ gibi......Tövbe esterfullah.....sevgiler,saygılar...Nasip Büke....Edirne...
Sayın Çölaşan;Tayyip Efendinin Çarşı gurubuna karşı Gezi Protestolarını unutturmak için kurdurduğu 1453 Kartalları isimli taraftar grubu Beşiktaş Galatasaray maçında hedefine ulaşmış(Rakip Futbolcunun kırmızı kart görerek atılmasından sonra dünya futbol tarihimde eşi benzeri görülmemiş ve komik bir biçimde hakemi protesto etmek için toplu halde sahaya girerek)Beşiktaşın 4 maç ceza almasını sağlamıştır.Bu Dört maçın tamamı RTE Stadında oynanacaktı ve tayyip kendi semtinde Kendi ismini taşıyan Stadda Eşi Benzeri Görülmemiş Protestolarla Karşılaşacak Gezi ruhu Tekrar Canlanmış Olacaktı.Hemde Taksimin Yanı Başında Kasımpaşa semtinde.Akp'nin kurdurduğu bu uyduruk taraftar gurubuyla bunun önüne geçildi uyduruk diyorum çünkü Galatasaray maçından sonra hedeflerine ulaşınca bütün sosyal medyada facebook tweter başta olmak üzere faaliyetlerine son verdiler tüm hesaplarını kapattılar.Beşiktaş yönetimide bu 4 maçlık seyircisiz oynama cezasından sonra bilet satamayacağı için kira bedeli RTE Stadına Göre çok düşük olan Atatürk Olimpiyat Stadında Bu 4 seyircisiz cezalı maçı oynama kararı aldı.
Bildiğiniz Üzere seyircisiz oynanan maçlara erkekler hiçbir şekilde alınmıyor bayanlar ve 12 yaş altı çocuklar bu maçları ücretsiz izleyebiliyor.Şimdi chp kadın kolları başta İstanbul olmak üzere ilçe teşkilatlarında örgütlenip kadınlara ve çocuklara yönelik bu dört maça ulaşımı çok zor olan Atatürk Olimpiyat Stadına ücretsiz otobüs imkanı sağlarmı.yoksa tayyip efendinin gezi direnişini unutturmak için oynadığı binbir oyunu sineyemi çeker.üstelik maçlara hiçbir giriş ücreti yokken.unutmayın ilk maç 21/10/2013 tarihinde saat 20'de
Saygılarımla
Burçin Kurt

____________________________________________________

Kanal reklama giriyor, birkaç reklamın arkasından sürekli olarak aynı kamu spotları en az 20 dakika süreyle veriliyor.
Sonra bir daha, bir daha, bir daha...
Günde bilmem kaç kez, devlet malı deniz...

Anlaşılan yandaş kanallara para pompalamanın en kestirme yolunu buldular.

Kamu spotu, ne halta yarıyorsa...
Ahmet Karahan
____________________________________________________

Sn. Emin Çölaşan;

66 yaşındayım;Cumhuriyetimizin can çekiştiği bu günlerde yazı yazmak insanın içinden bile gelmiyor,ancak sizin yazılarınızı her gün okumaktan zevk alıyorum,kendi düşünce ve fikirlerimi yazılarınızda gördükçe az da olsa teselli buluyorum,ancak içerde olan arkadaşlarım aklıma geldikçe içim kan ağlıyor.Adaletin böylesine çarpık uygulandığı bir ülke daha yoktur diye düşünüyorum.
Belki geç oldu ama bu günlerde Zekeriya Beyaz (Prof.Dr.)’ın 2008 yılında Sancak Yayınları tarafından basılan ‘’İslam ve Giyim kuşam’’ Türban Kur’an’da yok İncil’de var Sac saklama örtüsü Hıristiyanların rahibelerin simgesi’’adlı kitabını yeni bitirdim,İslam’da Türban olmadığını daha birçok konular ile birlikte Kur’an dan ayetlere bağlayarak o kadar güzel anlatmış ki çok etkilendim,kaç Müslüman okumuştur diye düşünmekten kendimi alamadım.Toplam 386, 59.sayfasında;Kıyafet ile ilgili yasalar,kanun ve yönetmenlikler ve de Anayasa mahkeme kararları tarih ve dosya numaraları var. (Tam bir sayfa)
Şimdi bütün bunlar bir kalemde yok sayıldı ve bir Bakanlar Kurulu kararı ile kurumlarda türban serbest bırakıldı ve gazetelerden (Özellikle Sözcü’den)okumaya ve görmeye başladık.Meclis’de de hazırlıklar başlamış,ne olduğunu merak ettim,Hacdan gelecek olan kadın milletvekillerimiz için meclise ayrı bir giriş çıkış yeri mi (Kapısı) olacak ya da oturacakları yerlerin erkek milletvekilleri tarafından görülmemesi için tedbirler mi alınacak?Düşünmek bile istemiyorum ama maalesef çok yakında şahit olacağız.
Saygılarım ile.

Murat Özdemir

____________________________________________________

Sayın Emin Çölaşan,

benim ismim Ümit. Almanyada yaşıyorum.
Bir gün Eşimle birlikte Berlin’e gezmeye gittik. Berlinde „KA DE VE“ adında meşhur bir alış veriş merkezi var. Orayı gezerken, Eşim ayakkabı reyonuna gidince bende can sıkıntısından, o reyonların arasında dalgın, dalgın dolaşıyordum.
Kazara az kaldı bir Bayan’a çarpıyordum. Özür diledim, önemli değil dedi ve ayakkabılara bakmaya devam etti. Bir baktımki, O Bayan, zamanın Aile Bakanı „Kristina Schröder“.
Tek başına Ayakkabılara bakıyordu. Yanında hiç kimse yoktu. Ne sekreter, ne koruma. Bir Tezgahtar bile gelip de yardımcı olabilirmiyim demedi. Kadıncağız aradığını bulamadan gitti. Beni zaten pek ilgilendirmedi. Eşime söyledim (kendisi Alman), iyi iyi deyip geçiştirdi.
Biz Nordrhein-Westfalen’de yani Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde yaşıyoruz. Burada Mühlheim Kentinde bir Alışveriş merkezinde, bizim gibi „normal“ insanların sık sık gittigi bir yerde, Eyaletin Başbakanı Hannelore Kraft’ı çoğu zaman görüyoruz.
Bazen tek başına, bazen eşiyle veya başka bir Hanımla alışveriş’e gelir. Yanında başka kimse yok. Hiç kimseninde umurunda değil.
Dikkatinizi çekeyim, bu kadın şu anda Almanyanın Başbakanı Angela Merkel ile Koalisyon pazalığına oturan biri. Reyonları gezer, provasını yapar, beğenirse alıp kasada sıraya girer. Yani senin benim gibi.
Bir Alman derki: O Başbakansa bede Taksiciyim veya Garson’um, Elektrikçiyim, Öğretmen’im veya Fırıncıyım. Herkes işini yapar ve Maaşını alır. Bence Hürriyet’in ve Demokrasinin kalitesi böyle belli olur.
Zaten Dalkavukluk, Kölecilik, Yağcılık onursuzluk değilmidir? Basitlik değilmidir?

Sayın Emin Çölaşan, sizin yazılarınızı okudum ve genellikle düşündüklerinizi yazdığınızı anladım. Bu sebepden dolayı size bu soruyu yöneltmek istiyorum.

Türkiyede de, yani Erkekliğin, Mertliğin, Seref’in ve Onur’un çok önemli olduğu bir Ülkede’de İnsanlar aynımı düşünüyor ve hareket ediyor?

Saygılarımla.

____________________________________________________

Sayın Çölaşan.
Bugünkü yazınızda NTV'nin Egemen Bağış ile ilgili milli maç sonrası yaptığı yayınından söz etmişsiniz. Eğer biraz daha dikkatli takip ederseniz, NTV'nin haber bültenlerinde Sürekli olarak Egemen Bağış ve Şehir Ve Çevrecicilik Bakanı ile ilgili gerekli gereksiz çok fazla haber yaptığını görürsünüz. Benim de dikkatimi çeken bu sürek üzerine NTV'de çalışan bir Editör arkadaşıma bu durumu sordum ve kendisi bana bu iki bakanla ilgili sürekli olarak haber yapmak zorunda olduklarını, yukardan böyle emir geldiğini söyledi. (nasıl bir çıkar ilişkisi varsa?!) Bu bilgiyi teyit için üç gün sürekli NTV izlemeniz yeterli.
Saygılar.

____________________________________________________

Sayin Cölasan,
Bugünkü "Senin ne isin vardi orada" baslikli köse yazinizda cok önemli bir konuya iki-üc sözcükle dokunup gecmissiniz: "Türk milleti salak mi?"
Iste en önemli gercek. Türk milletinin önemli bir bölümü salak, hem de dik alasi salak! Aymaz, ac gözlü, bagnaz, görgüsüz, icten pazarlikli, okumayan, tepki vermeyen, neme lazimci, her olani kendi cikarlari acisindan degerlendirmeye alismis....daha ne söylesem yetmez!
Bu millet böyle bir yönetimi hak ediyor. Secimlerde hepimiz görecegiz olacaklari.
Yilisik bir sekilde basbakandan harclik isteyen basin mensubu gazeteci bozuntusu kadin türk milletinin tipik bir temsilcisi. Bu millet osmanli toplumunun bir uzantisidir günümüzde. Onlarin, o mantalitenin torunlaridir.
Bir avuc vatansaver, iyi donanimli vatandasa bakip aldanmayalim. Türk milleti araplarin bir adim ilerisindedir, kafa yapisi acisindan, o kadar iste...
Esen kalin
Resit Resuloglu

Frankfurt am Main

P.S. Sözcü'nün basarilarini ve dogru durusunu takdirle izliyorum. Artik hergün internetten okudugum gazetelere Sözcü de eklendi. Ancak Sözcü'nün, benim yasadigim kentte, bilgisayarimin ekraninda görebildigim nüshasi yetersiz. Mesela köse yazarlarinin eposta adresleri verilmiyor????Nedenini anlayamiyorum. Iletisim bilgilerinden bilgi almaya calistim telefonla. Ilgililer duyarsiz, yardim etmiyor, o telefondan o telefona yönlendiriyorlar????Neden türk insani böyle?? 35 yildir yasadigim Almanya'da insanlar yardim sever, hele bir yayin kurumunda calisiyorlarsa.

Bu yil eylül ayinda kismen Istanbul'da gecirdigim tatil esnasinda, bir isimin halli icin Basaksehir Belediyesine isim düstü. Bu belediye AKP'li. Memurlar son derece nazik ve yardim severdi...AKP isin bu yanina da önem veriyor demek ki!!!

_________________________________________________

Sayın Çölaşan.İyi bayramlar dilerim.
Bugünkü köşe yazınız sonunda "Türk Milleti bu kadar salak mı?" cümlesini kullanmışsınız.
Rahmetli Aziz Nesin bu hususta Aptal,Salak,etc.... değerlendirmesinde YÜZDE ALTMIŞ demiş takiben hata
yaptım diyerek UPDATE yaparak MİN YÜZDE ALTMIŞ demiştir.
Bu Acı ifade tarzına ve gerçeğe önce gülünmüş daha sonra sağduyularda ittifakla kabul edilmiştir.
İyi dilek ve Saygılar.Nejat Ongan

____________________________________________________

İşsizim Emin Abi,İşsiz...Bu ülkede evlenme çağına gelmiş en az 400 bin işsiz üniversite mezunu var.İşsizlik de rakam ise şuan itibariye 5,5 milyon civarındadır.İşin acı tarafı bu işsizler evlenme yaşına gelmiş kişilerden olmuşmaktadır.Hükümet ise umrumda değil işsizlerin,ben hakkımı bunlara haram zıkkım ediyorum.Kendi akrabalarını yakınlarını işe yerleştiriyorlar,torpil yaparlar,ama iş bizim gibi garibanlara gelince ancak akıl verirler! İşte bunların müslümanlık anlayışları !!! Köşenizde işsizliği sürekli yazmanızı istiyorum,ülkenin gençleri ne çileler çekiyor,bu konuları köşenizde sürekli değinmenizi istiyorum saygılarımla ALİ ALTUN-BURSA

____________________________________________________

Sayin EMIN CÖLASAN.Ulkemiz kritik gunler gecirmektedir.ATATURK dusmanliginin tavan yaptigi bir dönemdeyiz. Laik,demokratik TURKIYE CUMHURIYETIMIZ'e karsi yandas basinda hakaret,yalan.dolan kirila giderken, ulkemize seriat ve proislam devleti getirmek isteyenlerde her gun boyali basinda,yandas tv'lerde boy göstermekte ve halkimizin gözune baka baka utanmadan yalan söylemektedirler. Ulkemizde dine inanan ve normal ibadetlerini yapan vatandaslarimiza karsi kuskusuzki saygimiz sonsuzdur.Fakat SERIAT NARALARI ATANLAR bu vatandaslarimizi bile KENDI CIKARLARINA ALET ETMEYE calismakta vede KENDILERINE MUHALEFET OLAN KIM OLURASA OLSUN,DIN DUSMANI ilan etmekten bile cekinmemektedirler. Deyim yerindeyse KENDILERINI, GUYA MUSLUMANLIGI VE DINI KURTARMA OTORITELERI(!)olarak göstermektedirler. IBADET ALLAHLA KUL arasinda bir olaydir.DIN VE IBADET KIMSENIN TEKELINDE TEGILDIR. Sayfaniz araciligiyla ulkemizdeki INSANLARI ÖTEKILESTIRMEYE CALISAN,cami önlerinde basin kuruluslarini davet edip TEHLIKELI(!) DEMECLER VEREN bu insanlari KINIYORUM. TURKIYE CUMHURIYETI LAIK,DEMOKRATIK BIR DEVLET'tir.Ulkemizde din,dil,irk,mezhep,etnik köken ayirmaksizin HERKES TURKIYE CUMHURIYETI vatandasidir.ANAYASAMIZ herkese bu esitligi tanimistir.HIC KIMSENIN KALKIPTA "BUNU INSANLARIMIZA SANKI KENDISI LUTFEDIYORMUS(!) GIBI"sunmasi KENDI ZAVALLILIGI VE ACIZLIGINI gösterir.

Halkimiz bu oyunlara gelmeyecek kadar bilgi donanimli ve kulturludur.Hatta bu gibi cag disi kalmis insanlara ACIYARAK BAKMAKTADIR.

Size, elimden geldigi kadar yazmaya calistigim KUBILAY KATLIAMINI iceren yazimi gönderiyorum.Saygilarimla Nazmi Kucukköse/FINLANDIYA