28 Şubat Davası'nda savunmasını yapan dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, "Sincan'da tankların yürümesinden haberim yoktu" dedi. "Bu dava merhum Erbakan hayattayken neden açılmadı da 16-17 yıl beklendi" diye soran Karadayı, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan hayattayken dava açılsaydı, "Erbakan'ın taşıyacağı vicdani sorumluluk gereği asla silahlı kuvvetlerin karşısında olmayacağını" söyledi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Karadayı savunmasına devam etti.

28 Şubat sürecinde yaşanan olayların iyi anlaşılması için 28 Şubat sürecinin iyi bilinmesi gerektiğini ifade eden Karadayı, "Bu süreç bazı çevrelerde söylendiği bir darbe süreci asla değildir. Ülke genelinde ciddi bir gerginlik yaşanmıştır, bu doğrudur. Bu gerginliğin sebebinde ne vardır, bunun çok iyi değerlendirilmesi ve sebep, sonuç ilişkisine bakılması gerekir" dedi.

Anayasa'ya göre, Türkiye Cumhuriyeti'nin, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışıyla, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirten Karadayı, şöyle konuştu:

"Toplumumuzun yaşamı öncelikle bu esaslara dayanır. Bu ilkeler, ayrıca inkılap kanunlarıyla birlikte toplumun bütün kesimlerinde, özellikle siyaset ve yönetim kademelerinde içtenlikle benimsenmesi ve uygulanması temel alınan esaslardır. 28 Şubat aslında bu anlayışa ters düşen siyasal, sosyal ve yönetimsel uygulamaların ortaya çıkardığı bir tablodur, huzursuzluktur. Ancak bu husursuzluğun kaynağı kesinlikle silahlı kuvvetler olmamıştır. Bazı çevreler bunun silahlı kuvvetlerin bir darbe anlayışı çerçevesinde yansıtmak istemiş olsalar da bu tamamen yanlıştır, iftiradır. Bu saçma ve asılsız darbe söylentileri, çeşitli maksatlarla maalesef zaman zaman kullanılmıştır. Silahlı kuvvetlerimizin tecrübeleri, demokrasi dışı darbelerin ülkeye kaybettirdiğini göstermiştir."

Demokrasilerde siyasi partilerin ülkelerin vazgeçilmez temel unsurları olduğunu ifade eden Karadayı, 54. Hükümetin de koalisyon hükümeti olarak kurulup, ülkeyi yönetmeye başlattığını hatırlattı.

"Süreci, siyasi gerginlik başlatmıştır"

54. Hükümetin kurulduktan bir süre sonra, temel anayasal prensiplerin zaman zaman dışına kayarak, özellikle dini siyasete alet ederek, irticai gelişmelere kucak açtığını, laik rejimi yıpratırcasına tavırlar takındığını, bazı çevreleri bu hususta teşvik ve tahrik ettiğini, bir takım olumsuz tavır ve hareketleri ile kamuoyunda ciddi huzursuzluklar yarattığını iddia eden Karadayı, "Süreci, siyasi gerginlik başlatmıştır. Kışkırtma tamamen siyasi boyuttadır, toplumsal boyutta bir süreç hazırlama olgusu yoktur" dedi.

Karadayı, "toplumda huzursuzluk yaratan tavırlar" olarak nitelendirdiği örnekleri şöyle sıraladı:

"Merhum Erbakan'ın, kürsüye çıkıp, 'şeriat gelecek kanlı mı olacak kansız mı olacak?', bir milletvekilinin 'iğne yapacağız, uyanınca şeriatçı olacaklar' sözleri, Atatürk ve onun devrimlerine karşı açık saldırılar, Başbakanın, son derece lüks araçlarla Başbakanlığa gelen takkeli, sarıklı, şalvarlı, sakallı bir kısım tarikat mensuplarına verdiği iftar yemeği, yine kişisel olarak Erbakan'ın ülkemizin itibarını düşüren bazı yurt dışı gezileri (Libya, Cezayir, İran, Endonezya, Malezya), yine bir vekilin 'Cezayir gibi kan akacak, fıstık gibi olacak' sözleri, cihat çağrıları, ayrıca caddelerde trafiği dolduran toplu gösteri namazları, sarıklı, cübbeli ve asalı aczmendilerin, Ankara Kocatepe Camii'ndeki şeriat çağrıları, Fatih Camii'nde öğle namazına müteakip, bir grubun ellerindeki yeşil bayraklarla 'şeriat isteriz, yaşasın Hizbullah' çağrıları ile yürüyüşleri, Sincan'da, irticai faaliyetler üzerine kurgulanmış "Kudüs Gecesi" adıyla anılan tiyatro oyunu ve bu geceye davetli İran Büyükelçisinin, şeriat konusundaki tahrik edici konuşmaları, Susurluk kazasının ortaya çıkardığı karışık tablo, Güneydoğu'da başlayan bazı illegal örgüt cinayetleri, domuz bağıyla bağlanmış şekilde öldürülerek evlerin bodrum katına gömülen insan cesetlerinin bulunması, isimlerini saymak istemediğim dönemin 3-4 tane milletvekilinin Cumhuriyet karşıtı söylemleri, önemli yolsuzluk iddiaları."

"Eylemler hafızalarda"

Halkı rahatsız eden bu yaygın ve olumsuz faaliyetler karşısında, Türkiye'nin hemen hemen her tarafında yapılan "Aydınlık için bir dakika karanlık" eylemlerinin bugün hafızalarda olduğunu kaydeden Karadayı," Olumsuz olaylar bahane edilerek, hiçbir zaman, asla bir darbe düşüncesi oluşmamış, aksine buhran, Anayasal organlar eliyle çözülmüştür" diye konuştu.