ŞİMDİ eğri oturup doğru konuşalım...
Galatasaray dün ne oynadı?..
Ya da kazanmak için ne yaptı?..
Hiçbir şey...
Hatta Drogba dışında hemen bütün futbolcular kaybetmek için bayağı da ter döktü hani!..
Bakın ilk yarıya...
Daha ilk dakikalardan itibaren çuvallayan bir Muslera...
Hani bir sözümüz var ya, 'Çekirge bir sıçrar iki sıçrar' diye!..
Hah.. Aynen öyle...
İki kez hata yaptı Muslera, üçüncüsünde ise harika bir pas vererek Gekas'a, gole davetiye çıkardı...
Son haftaların golcüsü Sneijder de daha ilk topta ayağını boşa sallayıp da erkenden pes edince, elinden oyuncağı alınmış çocuğa döndü Galatasaray...
Konyaspor top çeviriyor, Galatasaray'ın orta alanı seyrediyor. Savunmanın arkasına atılan her top ise tehlike...
Deyim yerindeyse 40 yıllık sağ bek Sabri'den sol bek yapan Mancini'nin savunma anlayışı başına çok iş açacak gibi...
Sabri iyi niyetli olmasına rağmen taraftarı çıldırtmak için çok uğraştı...
Selçuk kayıp, Melo durgun, Burak sağa sola koşup duruyor, Drogba, takımı ayakta tutmak için çırpınıyor...
Manzara bu olunca Galatasaray'da rakibe de cesaret geldi, direnme gücü arttı.
Konya ceza alanına bir kez doğru düzgün bir orta geldi o da gol oldu zaten...
Galatasaray'da sorun şu: Orta alan çok top kaybetti, ileriye top taşınmadı, Burak, Umut ve Drogba'ya iyi servis yapılmadı...
İKİNCİ yarı mı?..
Manzara çok farklı değildi aslında...
Sabri az daha kendi kalesine gol atıyordu.
Savunma ve orta alan yine uyuyordu...
Konyaspor ise 'Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmamak' adına durumu idare etmek istedi...
Mancini çok önemli hamle yaptı, 65'te Umut'u çıkarıp Aydın'ı sahaya sürerek...
İşte Burak'ın Aydın ile ortak yapımı golü Galatasaray'a hem ligde hayat hem de Kopenhag maçı öncesi moral verdi...

Son söz şu; Galatasaray kazanıyor kazanmasına ama görünen köy de kılavuz istemez. Çünkü manzara ortada, takım kötü oynuyor...