Şimdi eğri oturup doğru konuşalım...

2020 Olimpiyatları’nı çok istedik mi?..

Evet...

İyi de hazırlandık sadece kağıt üzerinde...

Peki gerçekten Türkiye, olimpiyatlara hazır mı?..

Gelin tartışalım...

İşe önce spordan başlayalım...

Olimpiyatların sloganı ne?

“Citius, altius, fortius”

Ne demek?..

“Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü”

Güzeeel..

Peki ruhu ne?..

Barış, dostluk, kardeşlik, sevgi, saygı...

Şimdi dönüp bir kendimize bakalım...

Futbolda şikeci damgası vurulmuş, cezalar almışsın...

Haltercin, güreşçin, atletin doping yapmış, cezalar yemişsin...

Peki bunun neresinde olimpiyat ruhu, nerede sloganı?..

Geçeceksiniz!..

Kapımız kirli, sporumuz kirli...

Tesisin var mı?..

Yok...

Yolun var mı?..

Binlerce ağacı kestik, yapacağız...

Tesislerin olimpiyatları kaldıracak ka-pasitede mi?..

Yok...

Nüfusu 15 milyonu geçmiş İstanbul halkı, yollarda sürünecek...

Halkın çoğu bir kuru ekmeğe muhtaç olacak...

Kirasını ödeyemeyecek...

Elektiriği, suyu, doğal gazı kesilecek...

Taşlar bağlanmış, itler sokakta cirit atacak...

İnsanlığın doğduğu Ortadoğu’da kan, göz yaşı ve vahşetin yansımaları Türkiye’yi kavuracak...

‘Açılım’ın cici çocukları PKK’lılar, sana her geçen gün meydan okuyacak...

Türküm demek cesaret isteyecek...

Veee manzara bu iken 2020 Olimpiyatları’na talip olacaksınız...

Başbakan, Arjantin’de diyor ki; “Bölge barışa hasret. Olimpiyatı biz barış, saygı ve paylaşımın halkaları olarak gördük. Olimpiyatların İstanbul’a verilmesi bölgeye barış sinyali ve ruhunu verecektir.”

İyi de aylardır, Suriye’ye savaş çığırtkanlığı yapılarak mı, barış getirilecek?..

Yemezler...

Adamlar bize şunu söyledi:

“Önce kapınızı temizleyin...”

Anlayana...