Var oluşun ana fikri “denge” kelimesinde saklıdır. Birçok faktörün karşılıklı etkileriyle belirli bir düzeni sağlaması sonucu oluşan, nispeten karmaşadan kurtulmuş ve belirsizliğin azalmış halidir. İşte Türkiye ekonomisinde bu denge kaybedilmiş durumda. Sorun da buradan kaynaklanacak. Analizi şöyle yapalım; Bizi zenginliğe götürecek yol, yatırım ve üretim… Son 7 yılda ortalama yıllık üretim artışı yüzde 4.4 oldu. İyi bir rakam gibi görünebilir ancak çok yetersiz ve sağlıksız. Neden?
Bağımlı
Nüfus artış hızı, cari açığı ve dış borçları yüksek bir ekonomi için dış kaynağa bağımlı yatırımlarla sanayide yıllık ortalama yüzde 4.4 büyüme düşüktür. Ayrıca bu büyümenin dış kaynakla finanse edilmesi sürdürülebilirliğini ortadan kaldırır. Sağlıklı ve dengeli büyüme için yatırım ve üretimin kendi tasarruflarımızla yapılması gerekir. Ancak Türkiye'nin tasarrufları çok yetersiz… AKP'den önce yüzde 20'nin altına düşmeyen yurtiçi tasarrufların GSYH'ya oranı, 2013 yılına geldiğimizde yüzde 13.4'e kadar düştü. Nasıl?
Kontrolsüz
Dış kaynaklı üretimin devam edebilmesi için harcamalar teşvik edildi… Dolayısıyla tasarruf oranı çok düşük kesimler, bankalara yaklaşık 300 milyar TL kredi ve kart borçlanması yaparak tükettiler. Bu krediyi kimler sağladı? Yüzde 72'sinin sahipleri ya yabancı ya da yabancı ortaklı olan Türkiye bankacılık sistemi… Nereye harcadılar? Yabancı kontrolündeki üretime… İthalatın yaklaşık yüzde 65 ile yoğunlaştığı otomotiv, elektronik, telekomünikasyon, tütün gibi katma değeri yüksek ürünlere…
Borçlu
Yabancı dışarıdan kendi ara malını, kendi hammaddesini ucuza getirdi. Türkiye'den daha ucuza üreten Çin gibi ülkelerin mallarını kullandı. Montajını yaptı. Doğal olarak içeride üretkenlik azaldı. Cari açık, AKP'nin başa geçtiği dönemde milli gelirin yüzde 2.5'i iken 2013'te yüzde 10'una yaklaştı ve açığı kapamak için hızla borçlanıldı. Dış borç stoku aynı dönemde yüzde 134 arttı ve 350 milyar dolara çıktı. Kısaca denge yabancıların lehine bozuldu, kendine bağımlı yaptı. Denge tekrar sağlanabilir mi? AKP'nin mevcut bakış açısı ve politikaları ile sağlanamaz.