Binlerce kişiyi öldüren PKK'lıların affını eleştirenlere “Siz kanın durmasını istemiyor musunuz? Bakın kan durdu işte!” diyorlar.
PKK daha önce de (1999'da) kanı durdurmuştu… Ne oldu? Kandil'e gidip güçlenene kadar beklediler, yeniden kuvvet toplayıp daha vahşice saldırdılar.
Şimdi de silahlarını bırakmayı reddettiler ve defolup gidecekleri yerde Güneydoğu'da terör estirmeye devam ediyorlar!
Silah ellerinde olduktan sonra bunlar her zaman her şeyi yapabilirler!
Gelen haberler hiç de iç açıcı değil…
PKK'nın sözde asayiş birimleri önceki gün Bingöl'ün Genç İlçesi'ne bağlı Suveren Köyü'nde de yol kesti, durdurdukları aracı ateşe verip, içindeki 3 işçiyi silah tehdidi ile kaçırdı!
Barış böyle sağlanmaz! Silahların gölgesinde huzur olmaz!
PKK'lılar ve onun destekçileri aslında küçük adamlar ama iktidar partisi, bu terörist grubun önünde eğildiği, iki büklüm olduğu için bunlar büyük görünüyor!
Kanın durmasını herkes istiyor ama yine herkes, hakkı, hukuku, adaleti de istiyor.
Bir ülke düşünün… Binlerce vatandaşını öldüren teröristleri serbest bırakıyor ama hiç kimseyi öldürmemiş, bir karıncayı bile incitmemiş kişileri (generaller, albaylar, gazeteciler, yazarlar, milletvekilleri, profesörler, rektörler) “Terör örgütü üyeleri” diye yıllardır cezaevlerinde tutuyor!
Klasik deyimiyle iktidar, “taşları bağlıyor, itleri salıyor!”
Hani, nerede adalet?
Vicdanları sızlatan işte bu!