ABD'de polisin orantısız güç ve gereksiz silah kullanımına, özellikle siyahi toplumun tepkisi giderek büyüyor.

Ferguson'da silahsız siyahi genci öldüren polis Darren Wilson'ın kanunlara uygun davrandığı belirtilerek yargılanmasına gerek görülmemesi, ABD'de polisin orantısız güç kullanımı ve ırk temelli ayrımcılık yapıldığı tartışmalarını tekrar alevlendirdi.

ABD'de polislerin görev sırasında çeşitli nedenlerle silah kullandığı ve sonunda ölüme sebebiyet veren olaylara ilişkin sağlıklı bir istatistik tutulmuyor. FBI, ilgili birimlerden polisin "haklı görülebilecek sebeplerle" zanlıları vurarak öldürdüğü olaylara ilişkin istatistikleri topluyor ancak bilgileri iletmek zorunlu değil ve bazı kentler hiç bildirimde bulunmuyor.

"Haklı görülemeyecek gerekçelerle" öldürmelerin istatistikleri ise hiç tutulmuyor.

FBI'ın rakamlarına göre, polisler yılda ortalama 400 kişiyi haklı görülebilecek gerekçelerle öldürüyor. Geçen yıl ise bu rakamın 463'e yükseldiği kaydediliyor.

Öldürülenlerin yaklaşık dörtte biri, ABD nüfusunun yüzde 14'lük kısmını oluşturan siyahi Amerikalılar. Aynı verilere göre, her hafta ortalama iki siyahi Amerikalı, beyaz polisler tarafından "haklı görülebilecek gerekçelerle" öldürülüyor.

Ferguson’da asker sokakta; zarar günışığıyla ortaya çıktı

YARGILAMA YOK DENECEK KADAR AZ

Ferguson'da protestoların yeniden alevlenmesine neden olan gelişmeler aslında bir birikimin ürünü. Çünkü polislerin silah kullandığı durumlara ilişkin açılan davalar yok denecek kadar az.

Bowling Green State Üniversitesi'nde gerçekleştirilen bir çalışmanın verilerine göre, polis 2005-2011'de "haklı görülebilecek gerekçelerle" 2 bin 718 kişiyi öldürdü. Ancak bu güvenlik güçlerinden sadece 41'ine cinayet ya da ölüme sebebiyet verme suçlarından dava açılabildi. Diğer hadiselerde ise Ferguson'da olduğu gibi güvenlik görevlileri aklanarak takipsizlik kararları verildi.

2012 yılında Trayvon Martin isimli siyahi gencin, George Zimmerman adlı bekçi tarafından öldürülmesinin ardından, Zimmerman'ın suçsuz bulunması da siyahi toplumun büyük tepkisini çekmiş ve ülke genelinde protesto gösterilerine neden olmuştu.

Protestolar ve siyahilere uygulanan ayrımcılık konusunda Başkan Barack Obama da açıklama yapmış ve siyahi Amerikalıların hayatlarının bir döneminde bir şekilde yaşadığı ayrımcılık ve önyargıyı şöyle anlatmıştı:

"Bu ülkede, bir mağazada alışveriş yaparken takip edilme deneyimini yaşamayan çok az siyahi vardır. Buna ben de dahilim. Yoldan karşıya geçerken, arabaların kapılarının kilitlenmesi sesini duyma deneyimini yaşamayan çok az siyahi vardır. En azından senatör olmadan önce bu benim de başıma geldi. Bir asansöre bindikten sonra içerideki bir kadının çantasını endişeyle sıkıca kavradığı ve asansörden çıkana kadar da nefesini tuttuğuna şahit olmayan çok az siyahi vardır. Bunlar sıkça oluyor."

YAŞANANLAR İLK DEĞİL

Ferguson’da yaşananlar ırkçılık tartışmaları ve siyahileri öldüren beyaz polislerin yargılanmaması konusundaki ilk örnek değil.

California eyaletinin Los Angeles kentinde 1992 yılında siyahi bir gencin polis tarafından öldürülmesiyle isyanlar baş göstermişti. Polislerin, Rodney King adlı genci döverek öldürdüğünü gösteren video kayıtlarına rağmen beraat etmesinin ardından başlayan ve "Rodney King isyanı" adı verilen ayaklanma, 6 gün devam etmişti.

Toplamda 53 kişinin öldüğü ve binlerce kişinin yaralandığı isyanın maddi hasarı ise bir milyar doları geçmişti. İsyan, Amerikan askerinin olaya müdahale etmesi üzerine bastırılmıştı.

New York'ta, geçen hafta Akai Gurley adında 28 yaşındaki silahsız siyahi, New York polisi tarafından vurularak öldürülmüştü. Olayın ardından açıklama yapan Emniyet Müdürü William J. Bratton, polis memuru Peter Liang'ın göreve yeni başladığını ve Gurley'i kazayla öldürdüğünü söylemişti.

Yine geçen hafta Cleveland polisi, parkta oynayan 12 yaşındaki siyahi Tamir Rice adlı çocuğu, elindeki oyuncak tabancadan şüphelendiği için vurarak öldürdü. Polis Sözcüsü Ed Tomba, çocuğun polise yönelik herhangi bir sözlü tehditte bulunmadığını, silahını da polise doğrultmadığını kaydetmişti.

California'da 29 Mart 2012'de 19 yaşındaki üniversite öğrencisi siyahi Kendec McDade, polisten kaçarken hırsızlık zanlısı olduğu iddiasıyla vurularak öldürülmüştü.

Bu örneklerde olduğu gibi ABD'de her yıl ortalama 100 siyahi, polis tarafından vurularak öldürülüyor ve polislerin çok büyük bir kısmı ceza almıyor.

"POLİSLER HEP AKLANIYOR"

İnsan Hakları konularında uzman olan siyahi Avukat Michael Warren, konuya ilişkin AA'ya yaptığı açıklamada, Ferguson'daki olayda polis memurunun açık bir şekilde suçlu olduğunu ancak polis hakkında takipsizlik kararı çıkmasının sürpriz olmadığını söyledi.

Silahsız bir gence ateş etmenin meşru bir gerekçesi olamayacağını belirten Warren, "Birçok olayda görülüyor ki siyahi gençler polisler tarafından vurulup öldürülüyor ve sonucunda da aklanıyor. Polis memurları, siyahi insanların hayatlarından daha fazla değere sahip" dedi.

Ferguson'daki olayda polis memurunun gözaltına bile alınmadığını vurgulayan Warren, polis memurunun sadece jüriye ifade verdiğini, ifadeyi de zanlı olarak değil tanık olarak gizli oturumda verdiğinin altını çizdi.