ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) 11 Eylül saldırıları sonrası terör şüphelilerine uyguladığı işkence içeren gözaltı ve sorgulama tekniklerine dair Senato İstihbarat Komitesi raporu açıklandı.

CIA ve eski başkan George W. Bush yönetimi, 11 Eylül saldırılarından sonra "kara bölgeler" olarak adlandırılan merkezlerde terör şüphelilerine uygulanan sorgulama teknikleri nedeniyle yoğun eleştirilere uğramıştı.

Senato İstihbarat Komitesi Başkanı Demokrat Dianne Feinstein tarafından bugün açıklanan rapor ilk kez bu tekniklere ilişkin detayları kamuoyuyla paylaştı.

Yaklaşık 6 bin sayfa olduğu belirtilen raporun 528 sayfalık özeti kamuoyuyla paylaşılırken, raporda CIA'ın uluslararası yasaya dayanmadan yakaladıkları esirlere yasaların dışında zarar verme ve acı çektirme taktikleri uyguladığı ifade ediliyor. Raporda, "CIA tarafından 11 Eylül sonrasındaki yıllarda kullanılan acımasız sorgulama teknikleri esasen yararsız ve gizli servisin Kongre'ye ve kamuoyuna söylediği gaddarlıktan çok daha fazla" ifadesine yer verildi.



Raporda eski başkanlardan George W. Bush döneminde CIA'ın gizli sorgu odalarında en az 119 kişiye yönelik gözaltısı değerlendirildi. Rapor, istihbarat teşkilatının sorgulama programını "liyakatsiz ve son derece kusurlu" yönettiğine vurgu yaparken, Bush yönetiminin uygulanan yöntemlerle ilgili yeterince bilgilendirilmediğine işaret ediyor.

Rapor, sorgulama programını yönetenlerin zaman zaman başkan Bush yönetiminin ve kurumun onayladığı yöntemlerin dışında hareket ettiğine yer verirken, CIA'ın işkence teknikleri olarak suda boğma yöntemi, çok dar alanlarda uzun süre bekletme, uzun süre uykudan mahrum bırakma, esirleri tokatlama ve duvara çarpma, küçük kutulara hapsetme ve ölümle tehdit etme gibi birçok yönteme başvurduğu kaydediliyor.

Raporda istihbarat servisinin izlediği en sert teknikler olarak kesintisiz 180 saat boyunca uykusuz bırakma ve suda boğma hissi tekniği uygulaması gösteriliyor.

CIA'ın Avrupa ile Asya kıtalarındaki birçok sorgu odalarında bulunan 119 esirden en az 26'sının hiç bir suçu olmamasına rağmen tutulduğuna değinilen raporda, CIA'ın soruşturmaları yürütmesi için kurum dışından iki psikoloğu da kullandığı bilgisine yer verildi. Rapor, sorgulama alanında tecrübeye sahip olmayan ve terörizmle ilgili özel bir bilgiye sahip olmayan psikologlara kurdurulan şirketlere kurumca 80 milyon dolar ödendiği bilgisine yer veriyor.



Raporun 6 bin 200 sayfalık aslı gizli tutulmaya devam ediliyor.

ABD Başkanı Barack Obama, ülkede uzun süredir tartışılan CIA'ın sorgulama tekniklerine ilişkin Beyaz Saray'daki açıklamasında "Bazı kişilere işkence yaptık" itirafında bulunmuştu. Obama, CIA'ın ileri düzey sorgulama dediği tekniklerin kullanılmasını 2009'da durdurulduğunu hatırlatarak, işkencelerin eski başkan Bush döneminde yapıldığını savunmuştu.

ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) 11 Eylül saldırıları sonrası terör şüphelilerine uyguladığı işkence içeren gözaltı ve sorgulama tekniklerine dair raporu açıklayan Senato İstihbarat Komitesi Başkanı Dianne Feinstein, CIA'in elinde tuttuğu şüphelileri işkenceye maruz bıraktığını, "gaddarca, merhametsiz ve onaylanmamış sorgulama teknikleri" uyguladığını belirtti.

Feinstein, raporla ilgili Senato Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, raporun ortaya koyduğu bulguların Amerikan ulusunun tarihinde "bir leke" olarak yer aldığını söyledi.

CIA'in sorgulama programındaki suistimallerin ve yanlışların var olan ABD yasaları ve anlaşma yükümlülükleriyle önlenebileceğine işaret eden Feinstein, "Benim vardığım sonuç şu ki, işkencenin her türlü anlamı altında, CIA'in esirleri işkenceye maruz kaldı. Hapsedilme şartları ve onaylanmış ve onaylanmamış sorgulama teknikleri gaddarcaydı, merhametsizce ve onur kırıcıydı" ifadesini kullandı.

"CIA'in uyguladığı sorgulama yöntemleri bazı noktalarda işkenceye dönüştü" diyen Feinstein, raporun, istihbarat kurumunun kullandığı yöntemlerle Amerikan halkının değerleri arasında büyük uçurumların bulunduğunu gösterdiğini vurguladı. Kullanılan yöntemlerin etkisizliğine işaret eden Feinstein, sorgulama sırasındaki tekniklere rağmen, tutukluların aktardığı bilgilerin "uydurma" olduğunun CIA tarafından farkında olunmadığını dile getirdi.



CIA'İN İŞKENCE YÖNTEMLERİ

Toplamda 6 bin sayfayı aşan raporun kamuoyuyla paylaşılan özet kısmında yer alanlar, Amerikan istihbarat teşkilatı CIA'in terör şüphelilerine yönelik uygulamalarının boyutunu da ortaya çıkardı. CIA'in şüpheli gördüğü kişilere sorgulama esnasında makattan yemek ve su verme, böcek dolu kutuya hapsetme gibi aşırı örnekler de içeren çok sayıda işkence yöntemlerini uyguladığı kaydedildi.

Raporda işkence yöntemleri arasında dikkat çekenler şöyle sıralanıyor:

Makattan yemek ve su verme;

Rapora göre CIA'ın Avrupa ile Asya kıtalarındaki birçok sorgu hücresinde bulunan en az 5 tutukluya, ''rektal yoldan besleme ve susuzluğu giderme'' yöntemiyle işkence edildi. ABD savaş gemisini bombalamakla suçlanan Abdulrahim el-Nashiri'nin makattan yemek verildiği sırada ters trendelenburg pozisyonunda başı gövdesinden aşağı seviyede tutulduğu bilgisine yer verilen raporda, diğer esir Mecid Han'ın da humus, soslu makarna, çerez ve kurum üzüm ile makattan beslendiği belirtildi.

Kutuya hapsedilme:

El Kaide zanlısı Ebu Zübeyde, Afganistan'da 2002 yılında uzun süre kutularda mahsur bırakıldı. Zübeyde'nin böceklere karşı fobisi olduğunu bilen CIA, Ebu Zübeyde kutularda tutulduğu esnada içlerine böcek attı.



Soğuk su kullanımı:

11 Eylül saldırılarını organize ettiği belirtilen Halid Şeyh Muhammed ile birlikte yargılanan Velid bin Atash, Afganistan'daki gözaltı esnasında çıplak olarak uzun süre soğuk su içinde tutuldu.

Tutuklulardan Gül Rahman 2002 yılında Afganistan'da CIA'ın kontrolündeki Salt Pit hapishanesinde ölü şekilde bulunmuştu. Rahman'ın ölümüne ilişkin detaylı bilgilerin de yer aldığı raporda, CIA'in Rahman'a 48 saat uykusuz bırakma, aşırı sesle müzik dinletilmesi, karanlık odada bekletme, soğuk suda bekletme gibi yöntemleri uyguladı. CIA'in önceden bu metotların uygulanmasına müsaade etmediği, ancak bir CIA yetkilisinin Rahman'ın hücresinde duvara zincirlenmesi ve çıplakken soğuk yere oturtulması talimatını verdiği bilgisi paylaşılan raporda, yetkilinin herhangi bir kınama cezası almadığı, aksine, 4 ay sonra "üstün hizmetlerinden dolayı" 2 bin 500 dolarla ödüllendirildiği vurgulandı.

Suda boğulma hissi yaratan "waterboarding" yöntemi

Bu metot da CIA'in esirler üzerinde kullandığı yöntemlerden. Bush yönetimi yetkililerine göre bu yöntem sadece 3 esir üzerinde uygulandığı belirtilse de CIA'in suda boğulma hissi yaratan metodu çok sayıda esir üzerinde uyguladığı ifade ediliyor. Rapora göre, El Kaide zanlısı Ebu Zübeyde'nin yanı sıra Halid Şeyh Muhammed de suda boğulma hissi uyandıran sorgu tekniğine çok kez maruz kalanlardan. Rapora göre Zübeyde, suyla işkenceye maruz kaldığı anlardan birinde tamamen etkisizleşti ve açık ağzından köpükler çıkmaya çıktı.

DAYAK VE TEHDİT

Rapora göre, çok sayıda tutuklu CIA'in dayak ve tehditlerine maruz kaldı.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin görüştüğü tutuklulardan birçoğu, günde birden fazla dayağa maruz kaldıklarını anlatırken, bazıları yüzleri ve sırtları kanayana kadar yumruk ve tokat yediklerini belirtti. Raporda, bir tututuklunun, boynuna ip bağlanmış halde bir direğe bağlıyken, kafasının defalarca direğe çarpıldığını söylediği, aynı şekilde diğer bazı tutukluların da, boyunlarına tasma takılıp duvarlara çarptırıldıklarını anlattıkları kaydediliyor. Duvarın özel olarak dizayn edildiği ve esnek bir yapısının olduğu, bunun da tutuklunun duvara çarptırıldıktan sonra yüksek bir ses çıkmasını sağladığı, burada da amacın tutukluda ağır yaralandıkları hissini oluşturmak olduğu belirtiliyor.

Tutukluların hem kendilerine hem de ailelerine yönelik aşırı şiddet ve cinsel saldırı tehditlerine maruz kaldıklarını söyledikleri de raporda yer alan unsurlardan.



Fiziki yorgunluğa zorlama ve küçük düşürme

Bazı terör şüphelilerinin de, günlerce ayakta ve elleri tavana kelepçelenmiş şekilde durmaya zorlandıklarını, bazı durumlarda aralıklarla bunun 3 ayı aşkın sürdüğünü anlattıkları belirtilirken, bazılarının da üzerilerine işeme ve dışkılarını yapmaya mecbur bırakılması, daha sonra da dışkılarının temizlenmemesi gibi uygulamalardan da bahsediliyor.

Raporda, bazı tutukluların bir haftaya kadar uykusuz bırakılması ve esirlerin çırılçıplak kalmaya zorlanması da CIA soruşturma görevlilerinin sık ve rutin olarak uyguladığı eylemlerden biri olarak tarif edilirken, tutukluların uyumasını engellemek için sürekli yüksek sesle müzik yayını yapılması, hücrelerin kasten soğuk tutulması gibi uygulamalardan bahsediliyor.

CIA, Beyaz Saray ve Kongre'yi de yanıltmış

Suda boğulma hissi yaratan "waterboarding" tekniğinin, CIA'in uyguladığını kabul ettiği üç tutukludan daha fazlasına uygulandığının ifade edildiği raporda, işkence ve hücrelerdeki kötü koşulların, ölümlere, paranoya, uykusuzluk, kendine zarar verme gibi psikolojik ve davranışsal bozukluklara yol açtığı kaydediliyor.

CIA'in sorgu programının kötü idare edildiği, kuralları ihlal edenlere nadiren hesap sorulduğu ve programın yeterli denetime de tabi tutulmadığı belirtilen raporda, daha önce hiç deneyimi olmayanların sorgularda görevlendirilmesi gibi vukuatların görüldüğü ifade ediliyor. Raporda, CIA'in Kongre denetimine direnç gösterdiği, bilgilere erişimi kısıtladığı, program hakkındaki soruları yanıtlamayı reddettiği ve kurumun müfettişine de yanlış bilgiler verdiği anlatılıyor.

Raporda CIA'in, Kongre üyeleri, Beyaz Saray ve ulusal istihbarat direktörünü de, sert sorgulama tekniklerinin etkinliği ve boyutuna dair yanılttığı, yanlış ve yanıltıcı bilgiler verdiği tespiti de yer alıyor.

İşkencelere son verilmesini isteyenler üstlerince engellenmiş

Kimi durumlarda zalimce tekniklerden rahatsız olan, bunların hukukiliğine dair kaygı dile getiren ve durdurulmasını isteyen sahadaki sorgu görevlilerinin de üstlerince geri çevrildiğinin belirtildiği raporda, CIA'in, elinde tuttuğu ve işkence sorgu tekniklerine maruz bıraktığı tutukluların sayısını sürekli olarak az gösterdiği de kaydediliyor.

Kurumun "100'den az sayıda bireyi" gözaltına aldığını belirttiği, ancak kurum kayıtlarının incelenmesi neticesinde bu rakamın 119 olduğunun tespit edildiğine yer veren rapor, aynı şekilde CIA'in işkenceye maruz bıraktığı tutukluların sayısını da az gösterdiğini belirtiyor. Raporda, en az 26 tutuklunun haksız yere gözaltında tutulduğu ifade edilirken, bunlar arasında, bir aile üyesinden bilgi almada "baskı unsuru" olarak kullanılan "zihinsel engelli" bir kişinin de bulunduğu kaydediliyor.

CIA, kamuoyu desteği için gazetecileri kullanmış

Raporda yer alan bir diğer ilginç unsur da, CIA'in gazetecilere kasıtlı olarak bilgi sızdırarak, kamuoyunun desteğini çekebilmek için sorgu tekniklerinin başarısını olduğundan büyük göstermeye çalışması. Sızdırma vakalarının kurum içerisinde incelemeye tabi tutulması yönünde bir çabanın de sergilenmediğinin belirtildiği raporda, CIA'in medyaya olayları yanlış yansıttığı, bilerek yanlış ya da eksik bilgiler sağladığı da ifade ediliyor.

Öte yandan raporda ''ileri sorgu teknikleri'' uygulanan ve işkence edilen bazı tutuklulardan herhangi bir bilgi edinilemediği de dikkat çekilen konular arasında yer aldı.