Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından Soma'daki maden faciasına yönelik hazırlanan raporda, "Türkiye'de kömür madenciliğinin mevcut koşullarda sürdürülmesinin, göz göre göre iş cinayetlerine davetiye çıkardığı" değerlendirmesinde bulunuldu.

TMMOB tarafından hazırlanan "Soma Maden Kazası Raporu", Yürütme Kurulu Üyesi Mehmet Torun tarafından açıklandı.

Torun, 301 madencinin yaşamını yitirdiği facianın dünya madencilik tarihinin en acı olaylarından biri olarak kayıtlara geçtiğini söyledi.

Raporun daha detaylı ve sağlıklı yazılabilmesi için, ilgili bakanlıklardan olayın meydana geldiği yeraltı ocağında inceleme yapma taleplerinin kabul görmediğini ifade eden Torun, TMMOB ve Türk Tabipleri Birliğinin kararın iptalini isteyeceklerini kaydetti.

Olayın henüz bütün yönleriyle aydınlatılamadığına işaret eden Torun, eldeki mevcut verilerin, ölüm nedenleri ve tanık ifadelerinin, olayın, kömürün kızışması ve kömürü tam olarak alınamayan bölgede oluşan yangının ana galeriye ulaşması sonucunda meydana gelmiş olması ihtimalini ortaya koyduğunu belirtti.

Torun, facianın, hem madencilik hem de işçi sağlığı ve güvenliği alanında sürdürülen özelleştirme, piyasalaştırma ve taşeronlaştırma politikalarının çöktüğünü gösterdiğini savundu.

Görünen tablodan yalnızca şirketin sorumlu olamayacağını dile getiren Torun, bu üretim modelini yaratan, kömür madenleri ve linyit sahalarını ihalelerle devredenler ve denetim sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin de yaşanan "iş cinayetlerinden" birinci derecede sorumlu olduğunu öne sürdü. Torun, "Bu model, 3-5 firmanın ve bunlara bağlı çalışan 'dayıbaşı taşeronlarının' çıkarına ve binlerce işçinin kölelik koşullarında çalıştırılması pahasına ne ekonomik olarak ne de vicdani olarak sürdürülemez. Türkiye'de kömür madenciliğinin mevcut koşullarda sürdürülmesi, göz göre göre iş cinayetlerine davetiye çıkarmaktır" dedi.

Söz konusu işletmede son 4 yılda yaşanan hızlı üretim artışının son derece çarpıcı olduğuna dikkati çeken Torun, üretim düzeyine kısa sürede yaşanan yüksek artışın sahanın fiziksel dengelerini olumsuz yönde etkilemiş olabileceğinin ciddiyetle ele alınması gerektiğini vurguladı. Torun, "Gerekli emniyet yatırımları yapılmaksızın eski havalandırma ve galeri alt yapısıyla sırf kar amacı güdülerek çok yüksek üretim seviyesine çıkılmış ve çalışanların hayati önemdeki emniyet tedbirleri ihmal edilmiştir. Ayrıca ocakta, görece dar bir alanda çok fazla pano aynı anda çalışılmış, üretim zorlaması ve emek yoğun çalışma nedeniyle panolardaki işçi sayısı giderek artış göstermiş, dolayısıyla kaza riski de hızla yükselmiştir" diye konuştu.

Türkiye'de işçi sağlığı ve iş güvenliği sisteminin yaşama geçirilmesi için oluşturulmuş olan mevzuatın sistemsel sorunları çözecek yeterlilikte ve nitelikte olmadığını savunan Torun, "Uygulanamayan, her şeyin kağıt üzerinde kaldığı bir işçi sağlığı ve iş güvenliği sisteminin yürütülebilmesi mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

Torun, maliyet unsuru olarak görülen işçi sağlığı ve iş güvenliğinden yapılan fedakarlıkların, daha kötü çalışma koşullarını ve kazaları beraberinde getirdiğini, Soma faciasının, tüm bu dinamiklerin yaşandığı acı bir tablo olduğunu kaydetti.

Mehmet Torun, olayın sadece birkaç mühendise yüklenemeyeceğini ifade ederek, Soma Kömür İşletmeleri AŞ, Türkiye Kömür İşletmeleri, Maden İşleri Genel Müdürlüğü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının olayla ilgili sorumlulukları bulunduğunu savundu.

- "Olmaması mümkün değildi"

Torun, basın mensuplarının soruları üzerine, kendilerine, "müfettişlerin de aynı okullardan mezun olduğu ve ilave formasyon aldıkları" gerekçesiyle ocakta inceleme izni verilmediğini belirterek, "Müfettişlerin kaçı yangınlı kömür ocağında çalıştı, yangın barajı açıp-kapattı, yangınlı ocakta kurtarma operasyonuna katıldı" diye sordu.

Yapısal değişiklikleri olmadığı, gerekli önlemlerin alınmadığı bir ocakta kısa sürede çalışan sayısının 3 bine çıkarıldığı bir ortamda böylesi bir olayın ortaya çıkmamasının mümkün olmadığını ifade eden Torun, 3-4 yıl önce hazırladıkları raporlarda Soma konusunda uyarılarda bulunduklarını söyledi.

- "Yeraltı madenciliği desteklenmeli"

Torba yasadaki düzenlemelerin ardından bazı madenlerde faaliyetlerin durdurulmasına yönelik de değerlendirmelerde bulunan Torun, yaklaşık 6 bin işçinin işten çıkarıldığını, bu sayısının 10 bine çıkmasının beklendiğini belirtti.

Yeraltı madenciliğinin güvenli ve emek sömürüsü olmadan yapılabilmesi için sübvanse edilmesi gerektiğini vurgulayan Torun, ithal kömüre her yıl ayrılan 5 milyar doların yüzde 10'unun sektöre yönlendirilmesiyle iyileştirilmiş koşullarda yeraltı madenciliği yapılabileceğini kaydetti.

- "Açıldığında orada olacağız"

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı da Soma'da yaşanan facianın "kim vurduya gitmesine" izin vermeyeceklerini ifade etti. Soğancı, "Bu ocak bir gün açılacak, açıldığında da arkadaşlarımız orada olacak. Açılmasının problemli olup olmadığını belirteceğiz. Ocakların, kurallara uygunluğun sağlanması halinde açılmasından yanayız" dedi.

Torba kanunda madencilikle ilgili bazı düzenlemeler bulunduğuna ama iş güvenliğiyle ilgili maddeler olmadığına dikkati çeken Soğancı, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili uluslararası sözleşmelerin onaylanması ve eksiksiz biçimde uygulanması gerektiğini belirtti.