25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Soruşturması kapsamında 96 şüpheli hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca takipsizlik kararı verildi.
Soruşturma kapsamında Bilal Erdoğan ile aralarında Yasin El Kadı, oğlu Muaz Kadı Mehmet Cengiz, Fatih Saraç, İbrahim Çeçen ve Latif Topbaş'ın da bulunduğu çok sayıda isim ifade vermişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 25 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararının gerekçesi:"Soruşturmayı yürütenlerin Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettikleri anlaşılmıştır"

25 Aralık soruşturmasında takipsizlik kararı veren savcılar, "25 Aralık soruşturması" nı hazırlayanlarla ilgili soruşturma başlatılabilmesi için keyfiyetin İstanbul Cumhuriyet Başsavcığı'na bildirilmesine karar verdi.

25 ARALIK SORUŞTURMASINA TAKİPSİZLİĞİN GEREKÇESİ

"25 Aralık Soruşturması" kapsamında 96 şüpheli hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca takipsizlik kararı verildi.

"SİYASETİ DİZAYN ETMEK GİBİ BİR GÖREV YETKİLERİNİN BULUNMADIĞI"

İstanbul Cumhuriyet Savcıları İsmail Uçar, İrfan Fidan ve Fuzuli Aydoğan imzalı 141 sayfalık kararda "Yasama yürütmenin hukuk normları ile bağlı olduğu kadar yargı yetkisini kullanan makamların da Anayasa ve yasalarla bağlı oldukları ve siyaseti dizayn etmek gibi bir görev yetkilerinin bulunmadığı" belirtildi.

KARARIN GEREKÇESİ

Kararda, "Türkiye Cumhuriyet Başbakanı'nın örgüt lideri olarak gösterilmesi ve 'Dönemin Başbakanı' ibaresi kullanmak suretiyle, fezleke düzenlenmesi, soruşturmayı hazırlayanların hukuki bir soruşturma görünümü altında Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiklerini ortaya koymaktadır" ifadelerine yer verildi.

25 ARALIK SORUŞTURMASINI HAZIRLAYANLAR HAKKINDA SORUŞTURMA TALEBİ

Takipsizlik kararını veren 3 savcı, 25 Aralık soruşturmasını hazırlayanlar hakkında "soruşturma başlatılabilmesi için keyfiyetin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirilmesine" karar verdi.

96 KİŞİ HAKKINDA TAKİPSİZLİK

Kararda 96 şüpheli hakkında, "örgüt kurdukları yönettikleri ve bu örgütün faaliyetleri kapsamında ihaleye fesat karıştırıldığı iddiaları üzerine soruşturma başlatılmış ise de, şüphelilerin birbirleriyle irtibatlarının hiyerarşik bir yapıllanma içerisinde olmadığı, şüphelilerin suç işlemek amacıyla bir araya geldiklerine dair delil elde edilemediği, örgütün unsurlarından suç işlemede devamlılık unsurunun meydana gelmediği anlaşılmakla dosyada adı geçen şüpheliler hakkında örgüt kurmak ve örgüt üyesi olmak suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına" ifade edildi.

2 İHALEYLE İLGİLİ DOSYA AYRILDI

Kararda soruşturma dosyasından ayrılan Mecidiyeköy-Mahmutbey metro ihalesi ve Çanakkale-Ezine yolu ihalesinde ihaleye fesat karıştırıldığına dair tespit yapılırken her ne kadar iletişimin tespiti kararları arasında kesintilerin bulunması ve yönetmeliğe aykırı dinleme yapılmış olmasına rağmen maddi hakikatin araştırılması gerektiğine karar verilmiş olup bu iki eylemle irtibatlı olan şüphelileri hakkındaki dosyanın ayrılmasına karar verildiği" belirtildi.

25 ARALIKTA OPERASYON TALİMATI VERİLMİŞTİ

Geçtiğimiz Aralık ayında iki ayrı soruşturma yürütülmüştü. Bakan çocukları, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Rıza Sarraf, Halkbank Genel müdürü Süleyman Arslan'ın da aralarında bulunduğu 17 Aralık'ta başlatılan ilk operasyondan bir hafta sonra ikinci operasyon talimatı verilmişti.

Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş, 25 Aralık 2013'te 2. Yolsuzluk operasyonuna ilişkin operasyon talimatı vermişti. Operasyon kapsamında 41 kişi hakkında gözaltı ve arama kararları çıkarılmış, ayrıca 2 şirket ve 7 iş adamının mal varlığına tedbir kararı konulmuştu. Daha sonra Savcı Akkaş'tan 'Yolsuzluk' ve 'Rüşvet' soruşturmasının ikinci dalgasıyla ilgili dosya elinden alınarak yerine yeni 4 savcı görevlendirilmişti.

Akkaş'ın yerine görevlendirilen yeni savcılar İsmail Uçar, Fuzuli Aydoğdu ve İrfan Fidan da 14 Ocak 2014 tarihinde İkinci dalga yolsuzuk soruşturması kapsamında 7 işadamı ve 2 şirketin mal varlıklarına konulan tedbiri kaldırılmıştı. Soruşturma kapsamında Bilal Erdoğan ile aralarında Yasin El Kadı, oğlu Muaz Kadı Mehmet Cengiz, Fatih Saraç, İbrahim Çeçen ve Latif Topbaş'ın da bulunduğu çok sayıda isim ifade vermişti.

TEKİRDAĞ CUMHURİYET SAVCILIĞI'NA ATANDI

Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ikinci dalgasıyla ilgili dosyası elinden alınan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesi'nin (HSYK) bugün yayınladığı 1127 Sayılı Adli Yargı Kararnamesi ile Tekirdağ Savcılığı'na atanmıştı.

25 ARALIK SORUŞTURMASI NASIL BAŞLADI?

Kararda soruşturmanın 2011 yılı içerisinde değişik tarihlerde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü'ne gelen ihbarlar üzerine başladığı belirtildi. 241 sayfalık takipsizlik kararına göre bu ihbarlar üzerine Abdülkerim Çay ve Cengiz Aktürk hakkında örgüt üyesi olma suçundan soruşturmaya başlandığı kaydedildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcıları İsmail Uçar, İrfan Fidan ve Fuzuli Aydoğdu'nun imzasını taşıyan 25 Ağustos 2014 tarihli takipsizlik kararında Abdülkerim Çay ve Cengiz Aktürk'ün aralarında yaptıkları konuşmalar üzerine soruşturmanın Usame Kutup, Muaz Kadı, Sezgin akbaba, Mehmet İlker Aycı ve Sefer Kocabaş'a uzandığı, ardından da diğer şüphelileri kapsadığı anlatıldı.

8 AYRI SUÇ

Takipsizlik kararında 96 şüphelinin, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek", “Rüşvet vermek, rüşvet almak, rüşvete aracılık etmek", “Resmi belgede sahtecilik", “İhaleye fesat karıştırmak", “İrtikap", “İmar kirliliğine neden olmak", “Pasaport Kanunu'na muhalefet" ve “Suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama" suçlarından soruşturulduğu hatırlatıldı.

YETKİSİZ HAKİM KARARIYLA TAKİP YAPILDI

Takipsizlik kararında soruşturmada fiziki ve teknik takibe alınan şüphelilerle ilgili kararın yetkisiz hakimlikçe verildiği kaydedildi. Kararda, “Dosya ile ilgili yapılan inceleme tutanağında görüleceği gibi nöbetçi hakimlik görevinin 1 ve 3 Nolu hakimliklere ait olduğu tarihlerde dahi sürekli olarak 2 Nolu hakimliğin uzatma kararını verdiği… yaklaşık 1.5 yıllık soruşturma sürecinde TMK 10/3-C ile yetkili 3 hakim bulunmasına rağmen Hakim Osman Burhanettin Toprak'ın ve Yakup Kaya'nın nöbetlerinde dahi kararların hakim Süleyman Karaçöl tarafından verildiği, kimi zaman henüz kararın uzatılmasına bir hafta olmasına rağmen aynı hakim tarafından uygulamada bulunmayan bir yöntem uygulanarak bir hafta sonra geçerli olmak üzere uzatma kararları verildiği, Hakim Osman Burhanettin Toprak ve Yakup Kaya'nın tayin olmalarına müteakip göreve başlayan hakimlerden Bekir Altun'un nöbetinde riayet edilmeyerek kararların sürekli olarak Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar tarafından verildiği" belirtildi.

PUSU KURMAK KAMU GÖREVLİLERİNİN HAK VE GÖREVİ DEĞİL"

"Kamu imkanlarını kullanan soruşturma görevlilerinin kişilere pusu kurma hak ve görevinin olmadığı" belirtilen takipsizlik kararında, “Suç işleme ihtimaline karşı tespit kararı alınarak 2-3 yıl gibi sürelerle dinleme yapılmaması gerektiği, hal böyleyken dosyada bulunan bir çok şüphelinin ne sebeple dinlenmeye başladığını anlaşılmadığı, bu şüpheliler hakkında yapılan dinlemelerin tape haline getirilmediği, bazılarının tape haline getirilmekle birlikte fezlekeye dahil edilmediği, kimi şüphelilerin de hem dinlenildiği hem de fezlekede ismi geçtiği halde 25 Aralık 2013 tarihinde arama ve gözaltı talimatlarında isminin bulunmadığı" belirtildi.

OMBUDSMAN ÖMEROĞLU DA DİNLENMİŞ

Kararda, soruşturma kapsamında Yargıtay 13. Ceza Dairesi Başkanı İsmail Rüştü Cirit, emekli Yargıtay Üyesi Nihat Ömeroğlu'nun (Ombudsman) ve İstanbul Anadolu Adliyesi Başsavcısı Celal Avar'ın yargı mensubu olduğu göz ardı edilerek dinlenildiği belirtildi.

ERDOĞAN'IN DİNLENMESİ

Takipsizlik kararında 25 Aralık tarihinde Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın dinlenmesi ile ilgili bölüm şöyle anlatıldı: “Bir kısım şüphelilerin iletişimleri tespit edilirken 3. kişi sıfatıyla yasal olmayan bir şekilde iletişimleri tespit edilen Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlar Binali Yıldırım, Ömer Çelik, Muammer Güler haklarında hiçbir dinleme kararı olmaksızın uzun süre dinlemeler yapıldığı, görüşmelerinin haklarında hiçbir dinleme kararı olmamasına rağmen mütemadiyen tape haline getirildiği, Başbakan, bakanlar ve yüksek yargı mensupları hakkında soruşturmaların özel şekle tabi olduğu anlaşıldığından onlar hakkındaki tespitlerin derhal Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirilerek suç şüphesi varsa, özel soruşturma usullerine göre delil toplama yoluna gidilmesi gerekirdi"

BİLAL ERDOĞAN'IN DİNLENMESİ

Kararda, Bilal Erdoğan ve Berat Albayrak'ın haklarında dinleme kararı bulunmadığı halde aylarca dinlenildikleri belirtilerek, “Bu nedenlerle muhtemelen aşağıdaki çizelgeye göre nöbetçi olan hakimler tarafından normal seyrinde bir soruşturma yapılsa idi alınamayacak olan iletişimin tespiti kararlarının hep aynı hakimlerden talep edilmek suretiyle şüphelilerin haberleşme hürriyetlerinin yasal olmayan yöntemlerle ihlal edildiği…" denildi.

DHA