Başbakan Ahmet Davutoğlu NTV'nin yayınında gündemle ilgili soruları yanıtladı. Davutoğlu rehine operasyonunun ayrıntılarını da anlattı.

Bir çok ülke vatandaşı orada yaşamını yitirirken biz 46 yurttaşımızı kurtarıp getirmişsek bununla mutlu olunmalı. Bu şartlar altındaki bir yerden vatandaşlarını kurtaran her ülke ve vatandaşı kazanır. Pilotlarımızı Lübnan'dan çıkardık. Irak'tan, Somali'den, Libya'dan Afganistan'dan da vatandaşlarımızı kurtardık biz. Bunların büyük kısmının yönetiminde bulundum. Dikkatsiz yönetilen bir süreç o vatandaşların kaybedilmesine neden olabilirdi. Burada neye dikkat etmek gerekiyor? Her olayın içinde kendine göre bir mantık var. Onu iyi anlamak gerekiyor.

FİDYE ÖDEMEDİK

Biz hiçbir zaman fidye ödemedik. Çünkü her zaman bu bir zemin yaratır. Bundan sonraki olaylarda fidye veren ülke olarak bir para kazanma olayına dönebilir bu iş. Onun için durumunun operasyonun psikolojisini yürütmek önemli. Karşı tarafın da esirlerin de kurtarmaya gidenlerin de psikolojisini iyi yönetmek gerekiyor.

OPERASYONDA BİR KİŞİ İNFAZ EDİLDİ

İsimsiz elemanlarımızın bir kısmı MİT elemanlarıdır. Bazı insanlar vardır ki yüzleri bilinmez. Ben yüzlerini biliyorum. Operasyondan 5 gün önce Başbakanlıkta ağırladım, talimatları verdim. Yerel unsur olarak birini söyleyeyim. Bu yerel unsur Türkiye sevgisi olan bir kişi.  Farkedildi, deşifre olduğu için infaz edildi. Allah rahmet eylesin. İşte isimsiz kahraman o. Ben isimsiz kahramanlar dediğimde bu kişiler gözümün önüne geldi.

BASIN VE MUHALEFETE ÇATTI

Süreç boyunca çoğu basın kuruluşu sağduyuluydu. Ama diğerleri sürekli bilip bilmeden eleştirdi. Meclis'te de muhalefet gen soru verdi. Çok kritik zamanda açıklama yapmak zorunda bırakıldık.

BU BİR OPERASYONDUR

Bunu şimdi söylüyorum. Bu bir operasyondur. Ama bunlara operasyon deyince akıllarına hep silahlı operasyon, hep bir çatışma ortamı, kan dökülmesi geliyor. Bizim yürüttüğümüz de bir operasyondur, evet. Ama silah kullanmadan.

HAKAN FİDAN ARADI

Azerbaycan'a gidip gitmemek konusunda karasızdım. Bir gece önce onların geleceğine yönelik sinyaller almıştık. Ama hem dikkat çekmemek için hem de değer verdiğimiz Azeri dostlarımızı ziyaret edeceğimiz tarihi ertelememek adına gittim. Azerbaycan'da gece Hakan Bey (Fidan) aradı. "Geliyorlar" dedi. Teşekkür ettim. 5-6 dakika sonra Öztürk (Yılmaz) aradı. Anladım ben de yolda olduklarını. Açıp "Hoşgeldin" dedim. Benim burada bunu söylememin bir nedeni var. Oradaki 46 vatandaşımızın tamamen Türkiye'nin operasyonuyla geldiklerini anlamaları. Ardından gece 4-5 gibi Hakan Bey bir daha aradı. "Bizim taraftalar artık" dedi.

TAKAS YAPILDI MI?

Takas konusunda sonuçta bizim vatandaşlarımızın birinin canıyla ilgili herhangi bir sıkıntı doğacağına ben herşeyi unutmaya hazırım. Takas da olabilir. Ve bu yüzden hiç kimse bir şey söylememeli.

KERRY'E YANIT

ABD Dışişleri Bakanı Kerry "Türkiye IŞİD'e karşı destek verme konusunda kararlı ama çabaların artmasını bekliyoruz." dedi. Türkiye ne yapacağına kendi karar verir. Türkiye'nin IŞİD'e ve teröre bakışımız bellidir. 2013'te biz IŞİD'i terör örgütü ilan ettik. Bize "IŞİD'e terör örgütü demiyorlar" diyorlar. Ya cahiller ya da niyetleri başka. Niyet bizi vatandaşlarımızı esir tutan örgütle karşı karşıya getirmektir. Türkiye önüne imtihan kağıdı konulacak bir ülke değildir. Kerry'nin bu bağlamda yaptığı açıklama ABD ile hukukumuzla aynı zemine oturmuyor.

2012'DE DEMOKRASİ DALGASI VARDI

2012 Yılında Ortadoğu'da demokrasi rüzgarı vardı. Ama dünya ve Ortadoğu liderleri bizi dinlemedi. Şimdi biz dünyaya sorarız. Ne kadar mülteci alırsınız diye sorarız. Kim almadı bu tedbirleri? BM Güvenlik Konseyi ne yaptı şimdiye kadar diye sorarız. Bu kitlelere ne vaadediyorsunuz diye sormak lazım. Biz 1.3 milyon mülteci aldık.

TAMPON BÖLGE

Bizim sınırımızın ötesinde bir güvenli bölge oluşturulmasını destekleriz. Ama Türkiye böylesine riskli bir coğrafyada kendi ülkesini maceraya atacak bir işe girmez. Biz güvenli bir ülkeyiz. Ve bunu korumak istiyoruz. Ortadoğu'da ordusunun ülke güvenliğini koruyan kaç ülke kaldı. Söylemeyeyim şimdi isimlerini. İran ve İsraille birlikte Türkiye var. Biz bu güvenli bölge konusunda Türkiye'nin çıkarlarını gözetiriz.

OKULDA BAŞÖRTÜSÜ

Eskiden bu yana, eşimden ve çocuklarımdan görürüm. Derler ki "başörtüsünü biri takarsa öteki üzerinde baskı oluşur." Hiç de böyle bir baskı olmaz. 10 yıl önce memurlar başörtüsü taksaydı yanındaki açığa baskı mı olurdu? Kimse kimseye üstün değil. Kimsenin baskı görmesin diye öbürüne baskı yapamazsın. Ben akademik dönemimde hiç bir zaman giyinişine dünya görüşüne göre bakmadım öğrencilerime. Onlar sadece öğrencidir. Hiç ayrım yapmadım. Bir tane öğrencim çıkıp desin "hocam siz aleviye iltimas geçtiniz sünniye geçmediniz, siz Kürt öğrenciye tebessüm ettiniz Laz öğrenciye etmediniz" diye.