Başbakan Erdoğan partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu. Önümüzdeki hafta AKP'nin Cumhurbaşkanı adayını açıklayacaklarını duyuran Erdoğan MHP lideri Devlet Bahçeli'ye de çok sertlerle yüklendi.

Konuşmadan satırbaşları:

YURT DIŞI ZİYARETLERİ HAKKINDA

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta sonu itibariyle Avusturya ve Fransa’daki vatandaşlarımızın, orada yaşayan çalışan hayat kurmuş kardeşlerimizin samimi sizlere selamları var, bunu iletmek istiyorum. Perşembe günü Avusturya’nın başkenti Viyana’ya gittik, ayağımızın tozuyla kardeşlerimizle bir araya geldik. Avrupalı Türk Demokrat Birliği’nin 10’ncu kuruluş yıl dönümü kapsamında düzenlediği toplantı 10 bin kişinin katıldığı bir salonda yapıldı. Daha büyük bir salon talebi vardı, ancak çeşitli bahanelerle bu karşılanmadı.

Avusturya’daki vatandaşlarımız akın akın geldiler. Salon içinde ve salon dışında çok büyük bir coşku çok büyük bir heyecan söz konusuydu. Ve saatlerce orada bekleyen vatandaşlarımızın salon dışında olanları da kapalı salondaki konuşmamızı sonuna kadar dışarda izlediler, beklediler, salon içindeki toplantıdan sonra çıkıp dışarda da açık hava mitingi yaptık.

Gerçekten Türkiye’yi aratmayan, mitingleri aratmayan, heyecanın coşkunun muhabbetin zirve yaptığı anları Avusturya’daki kardeşlerim bizlere yaşattılar. Ertesi gün kaldığımız otelde Avusturya Dışişleri Bakanı’nı kabul ettik. Ardından Paris’e geçtik. Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı Holland ile başbaşa görüşmemiz oldu.

Bir güncelleme diyebileceğim geleceğe yönelik bir plan oluşturduk. Cumartesi günü Fransa’nın, aynı zamanda Türkiye’de 1200’ü bulan Fransız şirketi var. Bunların ileri gelenlerinden bir kısmıyla kahvaltı yaptık. Paris’teki bu resmi temaslar esnasındaki yaptığımız bu görüşme, Türkiye’deki yatırımların geleceğine yönelik de bir yeni değerlendirme fırsatı verdi. arzuları talepleri nelerdir, bunları dinlemek suretiyle de bu eksiklikleri gidermek ve geleceğe yönelik de yaptıkları yatırımların daha da artırılması için taleplerimizi kendilerine ilettik.

Lyon kentine geçtik. Paris’ten sonra Fransa’nın en büyük kenti. Bölge valisi ve belediye başkanıyla görüşmeler yaptık. Belediye başkanı, aynı zamanda senatör. Lyon’da da yine Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin düzenlediği vatandaş buluşmasına katıldık. 20 bin vatandaşımızla buluştuk, hasret giderdik. Üç vatandaş buluşması gerçekleşti. İlkini Köln, ikincisi Viyana, üçüncüsü ise Lyon olmuş oldu. orada yaşayan vatandaşlarımızın morallerinin yüksek olduğunu bizzat müşahede ettim. Askerlikle ilgili konularda kolaylıklar sağladık, bulundukları ülkede oy verme hakkı, Türkiye ile ilgili irtibatlarını daha da güçlendirdi. Vatandaşlarımız ilk kez olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanacaklar. Tüm genel seçim ve halk oylamalarında Türkiye’ye gelmelerine gerek kalmaksızın demokratik tercihlerini yapabilecekler. Oy kullanma tarihleri tabi ki buradan farklı olacak, bazı ülkelerde 4 bazı ülkelerde 2 gün olarak bu oy kullanma süreci devam edecek.
Yurt dışında ilk tur 31 Temmuz 3 Ağustos, seçimler ikinci tura kalırsa 17 ila 20 Ağustos tarihi arasında olacak. Büyükelçiliklerimiz seçimlerinin sağlıklı şekilde yapılmasını, katılımın yüksek olmasını sağlamak için çalışmalarını sürdürüyorlar.

TC VATANDAŞLIĞI BİZİM İÇİN EN ÖNEMLİ KRİTER

Pazar günü Ak Parti İstanbul İl Danışma Kurulu toplantısına katıldık. Daha sonra STK'ların buluşmasına iştirak ettik. En son böyle bir buluşmayı 25 Ocak'ta yapmış ve memnun kalmıştık.  Her insan nevi şahsına münhasırdır. Mezhepler, meşrepler farklı olabilir. Bu farklılıklar bir çatışmanın değil, bir zenginliğin belirtisidir. Biz AK Parti olarak coğrafyamızdaki mezheplere, meşreplere karşı hep eşit mesafede durduk. Her zaman kuçaklayıcı olduk. Hiçbir grubu ayırmadık. Yatırım yaparken, hizmet üretirken insanımızın yaşadığı yere eser götürürken, asla seçim sonuçlarını önümüze almadık. Kimin nereye oy verdiğini bir kriter olarak kullanmadık. TC'nin vatandaşı olmak bizim için en önemli kriterdir.

Bunun dışındaki her özellik bizim için zenginlik alametidir. Dini yapılanmalara, cemaatlere de bu nazarla baktık. Bize oy versinler yada vermesinler... Hepinin özgürce faaliyet gösterebilecekleri bir zemini inşa etme mücadelesi içinde olduk. Türkiye'de farklı olan farklı düşünen herkes on yıllar boyunca ötelendi.

Kurban derilerinin kimlerin toplayacağı dahi bir dönem çok büyük zulümlere sahne oldu. Benim kurbanımın derisi. Sana ne? Böyle bir anlayış olabilir mi? Kimsenin bunu yapmaya hakkı yok. Bu tartışmaların, engellemelerin hemen hepsine biz son verdik.

Türkiye birilerinin korktuğu gibi parçalanmadı. Azınlıklarla ilgili adımlar muhalefet tarafından sürekli sömürüldü:Türkiye'nin sonu olur dediler! Var mı bir sorun. Başörütüsünü yasaklayanlar, Türkiye'nin parçalanacağını iddia ediyorlardı. Ne oldu? Parçalandı mı? Hangi sorun çıktı? Dinle, inançla ilgili tüm reformlarda muhalefet son derece karanlık tablolar çizdiler. Hiçbir dedikleri çıkmadı! Korkulan da olmadı. Ne olduğu biliyor musunuz? CHP ve MHP'nin bu millete gereksiz yere zulmettikleri ortaya çıktı.

Korkuları kendileri ürettiler. Ürettikleri korkularla millete istikamet çizmek istediler. CHP ve MHP'nin bu kadar hırçınlaşmasının altında bu yatıyor. Bu korku ortadan kalktıkça varlık zeminini kaybediyor. MHP terör korkusuyla şehitleri istismar ederek varoldu.

BAHÇELİ'NİN AĞZINDAN SALYALAR AKIYOR

Bahçeli'nin bu sabahki konuşması baştan aşağı bakın. Tam anlamıyla.. Ağzından salyalar akıyor. MHP'yi küçülten bu adamla bir yere varamazsınız. Bu adam siyasette çırak bile olamadı, olamaz da. Bunun varlığı MHP Teşkilatı için bir tehlikedir.

İftiralarla dolu konuştu. Kalkıp evladıma hazine arazilerinin tahsisinden bahsediyor. Terör örgütünün başıyla aynı sofrada oturup oturmamaktan bahsediyor. Bunları ispat edemezsen, sen alçaksın, adisin.

"İSPAT EDEMEZSEN ALÇAKSIN ADİSİN"

Kalkıp evladıma hazine arazilerinin tahsisinden bahsediyor. Bakın bu kürsüden söylüyorum. Terör örgütünün başıyla aynı sofraya oturup oturmamaktan bahsediyor. Ey Bahçeli, bunları ispat edemezsen sen alçaksın adisin.

Üç buçuk yıl başbakan yardımcılığı yaptık. Takımın yargılandı. Niye kaçıp gittin iktidardan? Sakarya Düzce depremlerinin altında kalan sensin sen. Oraları ayağa kaldıramadınız. Kaçıp gittiniz. Biz geldik ayağa kaldırdık. Bu ülkede faiz lobisinin ihya edilmesinin tek sebebi sizsiniz. Şu anda da beraber yandaş olduğunuz CHP o da aynı işi yaptı. CHP’nin yavrusu DSP ile beraberdiniz. Görev zararı adı altında, bu ülkede sıkıntılarının en önemli sebebi siz oldunuz. Ziraat Bankasını, Halkbank’ı batırdınız. Biz Halkbank’a şahsiyetini kazandırdık, kişiliğini kazandırdık. Esnafıma yüzde 47 ile kredi verirken, öbür tarafta aynı şekilde ziraat bankası yüzde 59’la kredi verirken. Biz bunları adeta sıfırladık, 0-5 aralığına indirdik. Bu halka zulmeden siz oldunuz.

 

AYAKKABI KUTUSUNA MİLYARLARLA NE AVRO NE DOLAR SIĞMAZ

İkide bir ayakkabı kutularıyla konuşup duranlara sesleniyorum. Milyarlarla ne avro ne dolar sığmaz. O ancak sizin kasalarınıza sığar. Siz önce bunu ortaya koyun. Neler yaptıklarınızın hepsi ortada, o yüzden kaçıp gittiniz. Ben davalarımı yine açacağım. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanına köksüz diyecek kadar kökten binasip olan kişi bunun hesabını verecektir. Despot diyen bir adam bunun hesabını verecektir.

“BUGÜN EVET HAYIRCILARA YARADI”

2010 yılında halkın oyuyla yaptığımız anayasa değişikliği bugün geç de olsa hatan dönüşün vasıtası olmuştur. O değişikliği olmasa halen içerde olacaklardı. AİHM’e gittikleri zaman böyle bir tabloyu karşılarında bulabilecekler miydi? Hayır. Fakat biz bireysel başvuruyu getirmek suretiyle böyle bir imkanı yakalamış oldular. Bugün bahçeli yine aynı şeyleri konuşuyor, diğeri konuşacak. Çünkü bunlar o referandumda biliyorsunuz bizim getirdiğimiz değişikliğe ‘hayır’ dediler. Biz ‘evet’in mücadelesini verdik, bugün evet hayırcılara yaradı.

"SEN BİR DEFA KENDİNE GEL"

Bazıları cezaevinden çıkınca, oradan intikam ifadeleriyle bağırıp çağırıyorlar. Sen bir defa kendine gel. Hala kendine gelememişsin. Bunu bir defa hal yoluna koymak gerekir. Ne olacak? Kılavuz ortada, kendileri de ortada. Bunların birbirinden farkı olmaz. O anayasa değişikliği olmasa 12 Eylül sorumluları yargıda da mahkum olmayacaklardı. AYM, HSYK değişikliğiyle ilgili seçimi yapmasa yargı tartışılıyor olmayacaktı. Yargı Türkiye’deki tüm devlet kurumları içinde son sıraya düşmüş durumda, güvenilirliği itibariyle.

GÜLEN CEMAATİNE YÜKLENDİ

Selam örgütü diye bir örgüt uydurdular. Kendileri gibi düşünmeyen herkesi toplamış olacaklardı. Hazırladıkları fezlekeyle, sizler burada, kendilerine tabii olmayan kim varsa alıp götüreceklerdi. Şimdi CHP MHP bu Pensilvanya çetesinin arkasında duruyor.
Ne diyor Bahçeli biliyor musunuz? Pınarhisar’da yattığın günleri arayacaksın diyor. Ey Bahçeli, o Pensilvanya’daki (Pınarhisar yerine yanlışlıkla Pensilvanya dedi) yatışımın nedeni benim asilliğimin ifadesidir. Sen bir defa kendine bak. Pınarhisar günleri, senin düşündüğün ya da düşlediğin günler değil zaten. Eğer bizim için o tür günler yine gelecekse, biz öper başımıza koyarız. Bundan herhangi bir sıkıntımız yok. Yeri geldiği zaman Ziya Gökalp dersin…
“Minareler süngü, kubbeler miğfer, Camiler kışlamız, müminler asker”  Cümlelerinden rahatsız oluyorsan bu millet seni gerekli olan yere zaten mahkum edecek.

CHP MHP Pensilvanya’nın arkasında duruyorlar. Son kullanma tarihleri geçince onları da sırtlarından hançerleyecekler. Kılıçdaroğlu mu dik duracak, Devlet Bahçeli mi dik duracaklar? Şimdi ki genel müdüre kurmayacaklarını mı zannediyorsunuz? Anayasa oylamasında parlamentoda bize bu haber geldiğinde, Baykal’la ilgili onu hemen yarım saat içerisinde yayından kaldıran benim. Fakat Kılıçdaroğlu hala bunu farklı şekilde yorumlama yollarına gidiyor.

“BİZ DİK DURACAĞIZ”

Çünkü kendisi o kasetle geldi. MHP’li vekillere kurduklarının aynısını Devlet Bahçeli’ye kurmayacaklar mı? Onu da yayından süratle kaldırtan biz olduk. Bu Pensilvanya çetesi var olduğu sürece o kayıtları da muhafaza edecek. Gün gelecek CHP’yi MHP’yi yeniden dizayn etmek bunlar için önemli, o kayıtlar da ortaya çıkacak. Biz CHP için de MHP için de dik durduk, dik duracağız. Bu çetenin siyaseti yargıyı yasamayı dizayn etmesine asla müsaade etmeyeceğiz. CHP ve MHP bu çeteyi korusa da biz bu çetenin inlerine gireceğiz. Zaten girdik, giriyoruz.