7. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası’nda konuşan Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan şunları kaydetti:

“Milletimizin takdiriyle cumhurbaşkanı seçilirsem Türkiye’nin istikametinde yürüyüşünde hiçbir değişiklik olmayacak. Paralel yapıyla mücadele benim ya da partimin mücadelesi değildir, Türkiye’nin mücadelesidir. Paralel yapının hedefi doğrudan doğruya Türkiye Cumhuriyeti’dir, milli iradedir.

"BİR SAVCI ÇIKIP..."

Bir savcı çıkıp edep dışı, haya dışı, devlet ahlakından öte, eğer bir Başbakan’a saygısızlık yapabiliyorsa bir Bakan’a saygısızlık yapabiliyorsa, bu ülkede yargı artık şüpheleri üzerine çekmeye başlamış demektir. Yargı kararlarıyla konuşur, yargı siyasete cevap vermekle görevli bir kurum değildir. Şu anda düşünebiliyor musunuz, bu ülkenin HSYK’sı hala savcılık görevini ihlal etmiş olan bu kişi hakkında kalkıp da gerekli olan adımı atmıyor. Neden? İşte paralel yapı denilen zihniyet bu ve bu zihniyet birbirini çok açık net koruma altına alabiliyor.
Ülkenin bağımsızlığı söz konusu olduğunda hiç kimse tehdit ve şantajlara boyun eğmesin.
Dün bizi sırtımızdan hançerlediler, yarın da şimdiki yol arkadaşlarını hançerleyecekler.
Yeni başbakanın kim olacağı belli değil, ama ekonomide sıkıntı yok. Piyasalar bize güveniyor.
Benim Mahmut Abbas ile yaptığım, Somali Cumhurbaşkanı ile yaptığım konuşmaları bunlar ne yapacaklar, bunları ne için kullanacaklar, bunları kime servis ediyorlar? Ortada alçakça bir ihanet var. Bugün hala bu alçakça ihanet karşısında susanlar varsa çok açık söylüyorum durumlarını gözden geçirsinler. ‘Tayyip Erdoğan çok sert.’ Evet bu durumlar karşısında sertim, eğer bundan rahatsız olanlar varsa ben sert olmaya devam edeceğim.”



7. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şura’sı Ankara’da yapıldı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2013 yılında büyümenin yüzde 4 gibi yüksek oranda gerçekleştiğini söyledi.
2014 yılının ilk çeyreğinde ekonominin yüzde 4,3 gibi beklentilerin ürerinde bir oranda büyüme kaydettiğini anımsatan Erdoğan, “Hiç kuşkusuz bu güzel büyüme oranında, sanayicimizin, tüccarımızın, esnafımızı, kobilerin, çiftçimizin ve işçilerimizin çok büyük emekleri var. Tabi TOBB sadece ekonomik büyümeye katkı yapmakla kalmıyor, 81 vilayette, hatta yurt dışına yayılan örgütlenmesi ile TOBB, onun değerli mensupları hamilik geleneğini yaşatarak toplumsal refaha kardeşliğe, dayanışmaya, önemli katkılar sağlıyor” dedi.

Başbakan Erdoğan konuşmasında TOBB’un Filistin ve Türkmenler konusundaki duyarlılığını ilgili ile takip ettiğini aktardı.

Hükümetin TOBB ve iş dünyası ve ile kurulan diyalog ortamının ekonomiye olumlu yansıdığını aktaran Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sadece 2 gün sonra Pazar günü milletimiz sandığa gidiyor. Türkiye Cumhuriyetinin 12. Cumhurbaşkanı seçiyor. Sizlerindi desteği ile 2007 yılında anayasayı değiştirdik. Cumhurbaşkanlarının halk tarafından seçilmesini bir hak olarak Anayasamıza, milletimize kazandırdık. Tarihimizde ilk kez milletimiz doğrudan doğruya ilk eden cumhurbaşkanını seçecek. Vekâleten değil asaleten seçecek. Milletvekillerimiz bu önemli aday için şahsımı aday gösterdi. 12 yıllık başbakanlık görevinin ardından bir görev değişiklik eğer gerçekleşecek olursa hiç kuşkusuz toplumun farklı kesimlerinden de farklı sorular önümüz geliyor. Türkiye’nin geleceği için çözüm sürecinin akıbeti merak ediliyor. Aynı şekilde ulusal güvenliğimizi tehdit eden paralel yapı ile mücadelenin akıbeti merak ediliyor. Bu değişim sürecinde merak edilen bir başka konuda tabi olarak ekonomisin geleceği.

“ŞAHISLAR GELİP GİDERLER”

Eğer Pazar günü milletimizin takdiri ile Cumhurbaşkanı seçilirsek, Türkiye’nin istikametinden Türkiye’nin değişiminde, yürüyüşünde hiçbir değişiklik olmayacaktır. Çünkü oturmuş bir yapı var ve bu oturmuş yapı kendisini ileri süren arkadaşlarıyla sürecek bir süreçtir. Eğer farklı bir yapı olacak olsaydı bu tür endişeler olabilirdi. Bura böyle bir endişenin olması asla söz konusu değildir tam aksine seçilmiş bir cumhurbaşkanıyla, seçilmiş bir hükümet el ele vermek suretiyle Türkiye’yi çok daha hızla bir uçuşa geçirecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın, hiç kimsenin endişesi olmasın. Ekonomik istikrarın korunması, çözüm süreci ve paralel yapı ile mücadele olmak üzere tüm önceliklerimiz. Aynen devam edecektir. Bu süreçte defalarca ifade ettim. Şahıslar gelip giderler. Biz faniyiz. Bakı davalar fanilerle hiçbir zaman koruma altına alınmaz.

AKP'NİN GELECEĞİ

Genel başkanlar, başbakanlar, bakanlar değişebilir ancak bir ilkeler partisi olan partimizin politikaları, asırladır devam eden bir yürüyüşün neticesinde şekillenmiştir. İnşallah asırlar öncesinden gelen bu yürüyüş isimler değişse de istikbale doğru sarsılmadan sapmadan yoluna devam edecektir. Kuruluşlarında yer aldığım, genel başkan olduğum, arkadaşlarımla bugünlere taşıdığım AK Parti konjonktürel bir parti değil çok köklü bir siyasi harekettir. Partimiz hiçbir zaman tek adam partisi olmadı. Bizim partimiz istişarelerin partisi olmuştur. Bütün işlerimiz istişareye dayalı olarak yürümüştür. Bundan sonrada partimizin yetkili organları da çerçevesi çizilmiş politikalar ışığında çizdiğimiz hedefler doğrultusunda siyasi kültürümüze uygun bir şekilde geleceğimizi şekillendirmeye devam edecek.

“HEDEF TÜRKİYE CUMHURİYETİDİR, DOĞRUDAN DOĞRUYA MİLLİ İRADEDİR”

Çözüm sürecinin bizzat takipçisi olmayı sürdüreceğim. Çözüm sürecini beli bir aşamaya getirdik. İnşallah hep birlikte bunu nihayete erdirmek için Türkiye’de tam anlamıyla huzuru, güvenliği ve kardeşliği tesis etmek için mücadelemiz devam edecek. Paralel yapı ile mücadele benim ya da partimin mücadelesi değil Türkiye’nin mücadelesidir, milli güvenlik meselesidir. Hatta biz mücadeleyi yeniden istiklal mücadelesi olarak adlandırdık. Paralel yapının hedefi benim şahsımdan öte paralel yapının hedefi, benim ailem, dostlarım bütün bunlardan öte partimiz ya da hükümetimiz değil paralel yapının hedefi Türkiye Cumhuriyetidir, doğrudan doğruya milli iradedir.”