Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye İhracatçılar Meclisi “Türkiye Markası” tanıtım toplantısında Suriye ve Irak'ta yaşananlarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

IŞİD ile mücadelede dünyanın Türkiye'ye ihtiyacının olduğunu belirten Erdoğan "Bölgesel krizlerin çözümünde görüşlerine, uyarılarına özellikle gücüne ihtiyaç duyulan bir Türkiye var. Bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısında, 'Burada Türkiye'nin olması gerekir' ifadesini baktım ki katılımcıların hepsi ikili görüşmelerde özel görüşmelerde, 'Biz burayı Türkiye'nin içinde bulunduğu bu lider kadroyla ancak gerçekleştirebiliriz' diyen bir anlayış var. Zaten işin gereği de bu. Niye? Sürekli olarak bu insanlar size göç ediyor" dedi.

 

TÜM TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE...

Mücadelenin zorunluluğuna dikkat çeken Erdoğan "Irak'ı ve Suriye'yi şu anda hedefe koyan bir anlayışı ve bölgedeki tüm terör örgütleriyle böyle bir mücadeleyi yapmak zorundayız" diye konuştu.

REHİNELERİ KURTARDIKTAN SONRA...

Musul'da rehin alınan Türk vatandaşları ile ilgili de konuşan Erdoğan "Buradaki oluşacak bir koalisyon içinde Türkiye rehineler olduğu için, tabi biz bu süreçte farklı yaklaşmıştık. Bakıyorum, bazı medya mensupları, 'Başbakan iken şöyle diyordu, şimdi böyle diyor' filan gibi yazanlar çizenler var. O kadar anlarsınız. Sizin sırtınızda küfe yok. Rahatsınız. Ama bizim sırtımızda küfe var. Sorumluluk var. Onlarda böyle bir sorumluluk yok. Biz bu sorumluluğun idraki içinde ne dedik; 'Sağ salim önce bu 49 tane rehinemizi kurtaracağız. Ondan sonraki yaklaşım, ondan sonraki yol haritamız farklı olacak. Şimdi farklı yol haritası inşallah çalışmaya başlıyor, çalışacak" dedi.

 

"İÇİMİZDE DE TERÖR VAR"

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü; "Terör, sadece komşu ülkelerde olmuyor, içimizde de terör var. Her şeyden önce ekonominin ayağına bağlanmış bir prangaydı terör. Ne yaptık? Çözüm sürecini başlatarak, sabırlı bir şekilde bu süreci muhafaza ederek Türkiye'yi bu ağır prangadan büyük ölçüde kurtardık. Yine biz sabırlıyız, soğuk kanlıyız. Tüm sabotojlara rağmen bu süreci hassas, kararlı bir şekilde nihayete erdireceğiz. Ekonominin, toplumsal huzurun prangası olan bu ağırlıktan Türkiye'yi inşallah tamamen kurtaracağız. Çözüm sürecine yönelik hiç bir tehdite, hiç bir şantaja Türkiye boyun eğmez." (AA)