Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, bütçe görüşmelerinde muhalefet milletvekillerinin maden kazalarında sorumluluk alınmaması konusundaki eleştirilerine cevap verdi. “Sorumluluk yok mu arkadaşlar? Bakın ben söylüyorum sorumluluk yargıda çıksın, gerektiği şekilde tevzi edilsin. Benim amacım sorunun tespitini doğru yapmak ve çözüm üretmek. Kömürde yaşanan olaylar sıradan olaylar değil.” diye konuştu.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e bağlı ve ilgili kurumların bütçelerinin görüşmelerine başlandı.

Bütçe sunumunun ardından Bakan çelik usül tartışması boyutunda değinilen konularla ilgili açıklama yaptı. Aydın Ayaydın’ın koruma sayısıyla ilgili dile getirdiği konuya Çelik, “Hayatımda Ankara dışında ve içinde hiçbir zaman kırmızı plaka ile gezmeyen bir bakan olduğumu bildirmek istiyorum. Burada sizin karşılaştığınız güvenlik önlemlerinin Meclis yönetimi ile ilgili olduğu kanaatindeyim. Bakanlıkla bir ilgisi olmadığını belirtmek isterim.” dedi.

'50 kişi araya giriyor' meselesinin speküle edildiğini kaydeden Bakan Çelik, “Ermenek’te maalesef toprağın altında ocakta bulunan vatandaşlarımızın çalışanlarımızın kurtarılması ile ilgili mücadele verilirken, kamuoyunda farklı bilgiler servis edildi. 11 ceset çıkarıldı. Atılan Twitter'den biri. Ailelere yönelik farklı değerlendirmeler yapıldığına şahit olduk. Bunlardan biri muhalefet partilerinden arkadaşların ziyaretinde kendileri ile madenlerle ilgili, ayak üstü değerlendirme yaparken şunu söyledik. Madenlerin yapısal sorunları olduğunu, bu sorunların ciddi problemler oluşturduğunu, bunların karşısında denetimlerde madenleri kapatmanın çare olmadığını, çünkü bazı maden havzalarının yalnız o havzada yaşayan vatandaşların geçimlerinin maden endeksli olduğunu, Soma, Zonguldak ve Ermenek örneğinde olduğu gibi 18 vatandaşımız toprağın altındayken, işçilerle dertlerini problemlerini, sorunlarını ve değerlendirmelerini istediğimizde; yüzde 90’a varan ocakların kapatılmaması gerektiği konusunda görüş beyan ettiğini ve bunu anlamakta zorlandıklarını, bu derece yapısal sorunlarla karşı karşıya olan ve hatta orada dikkat çekmek için 1960 model ocakların 2014’te yürüyemeyeceğini bu anlayışla denetimin çare olamayacağını ve bu noktadan ve anlayıştan çıkmamız gerektiğini ve teknolojiyi kullanılması, havza ve proje madenciliğine geçilmesi gerektiğini sohbet ederken bunların durdurulması ile ilgili bir bakıyorsunuz 50 kişi devreye giriyor. 50 kişi dediğiniz; başta işçi. İşçi, işveren o yörenin esnafı.” şeklinde konuştu.

Ermenek’te esnafın kredilerini ertelediklerini hatırlatan Çelik, “Çünkü esnafta bu işle bağlantılı. Esnafla bağlantılı mülki amirler, yörenin vekilleri kim derseniz deyin, bu ocak usulsüz açılsın anlamında değil. O yörenin gelir kaynağı ve geçim kaynağı bu şekilde, ben size birçok tablo var. Şırnak’ta kaza meydana geliyor. Bunu durdurduk, bu işletmeyi durdurduk diyoruz. Vatandaş bu ocak kapatılamaz diye, yürüyüş yapıyor. İki kişinin arasındaki sohbeti, sanki canlı yayında birileri bu işin hukuksuz bir şekilde açılması için araya giriyor, diye. Son derece doğru söylüyorum, gerçekleri tespit ediyorum. Diyorsunuz ki, 50 hatırlı kişi, birisinin uydurmasıdır iftiradır. Bu bunlar yanlış şeylerdir. Böyle acılar üzerinde siyasi malzeme yapılması çirkindir. Söylediğim cümle aynen böyle. 18 işçinin yer altında olduğu bir tabloda işçi kardeşlerimiz, yöre halkı, yörenin tüm dinamikleri kimi derseniz deyin, kapatılmasın, bir çare bulunsun. Bu bir yapısal sorun. Bunun için söylenmiş bir kelimeyi, getirip 50 kişi devreye girmiş şu ocak kanunsuz ve kuralsız açılsın, diye yaklaşımı insafınıza bırakıyorum. Bu ne kadar yanlış bir değerlendirme. Samimi bir ortamda, bir değerlendirmenin çarpıtılması genel başkanlara kadar ulaştırılması, hele hele genel başkanların buna alet olması üzücü bir durum.” açıklamasında bulundu.

"KÖMÜRDE YAŞANAN OLAYLAR SIRADAN OLAYLAR DEĞİL"

Amacının sorunun tespitinin doğru yapılması olduğunu vurgulayan Çelik, “Sorumluluk yargıda çıksın ve gerektiği şekilde tevzi edilsin. Sorun alanlarını iyi tespit etmek ve çözüm üretmek. Burada muhalefet ve iktidar değil kömürde yaşanan olaylar sıradan olaylar değil.” dedi.

İki yerde, madenlerde meydana gelen kazaların ikisinde de daha önceki imalatlarda meydana gelen gaz çöküntüsü ve daha önceki imalatlarda meydana gelen su deşarjı ile ilgili olduğunu tahmin ettiğini ve herkesin bildiğini anlatan Çelik, “Ermenek’le ilgili Enerji Bakanı daha ayrıntılı bilgi verecek. 1965 yılında Ermenek’e arama ruhsatı verildi. 1967 ruhsat devrediliyor. 1977’de Cenne isimli bir firmaya ocak devrediliyor. 1979’da devletleştiriliyor. 1983’te Cenne’ye iade ediliyor. 1987’de işletme ruhsatı 10 yıllığına veriliyor. 1997’de ruhsat 10 yıl uzatılıyor. 2007’de 10 yıl süre uzatımı yapılıyor. Bu bahse konu yerde, 4 maden işletme sahası Cenne’nin ruhsat sahasında. Biri Has Şekerler olayın meydana geldiği ocak, biri Türap, Özkar ve Öz Merkez olmak üzere Cenne firmasına ait ruhsatın 4 işletme ruhsatına sahip firması var. 1987 yılından beri aktif bir şekilde çalışmalarını sürdürmekte. Bu olay meydana gelir gelmez, 3 bakan oradaydık. Bütün devlet kurumları oraya geldi. Ocağın bir nefeslik bir desantiri bölümü var. O iki bölümden giriş konusunda, yoğun çalışmalar oldu. Yoğun bir su deşarjı olduğu için 922 kotunda deniz seviyesinden yüksekliği, 820 kotunda su dolmuş bulunuyor. 170 metre dikey derinliği olan ocağın, 68 metresi su dolmuş durumda. Bunların tahliyesi, öncelikle suyun tahliyesi arkasında tahliye sırasında tahkimatların yıkıldığı, göçüklerin olduğu tablo ortaya çıktı. Onların tahliyesi de devam ediyor. 300 metre civarında alanda çalışma devam ediyor. Büyük ihtimalle çalışanlarımızın o bölgede olduğu tahmin edilmekte. Şuana kadar 2 kardeşimiz madenden çıkarıldı ve definleri gerçekleştirildi. Diğer 16 kardeşimizin ulaşılması çalışmaları devam ediyor.” şeklinde konuştu.

CİHAN