İzmir'de hükümete yakın bir gazetede yer alan kupürle başlatılan 'kupür operasyonu' kapsamında yargılanan 32 polisin davasına devam edildi. Sanık polislerden Muhammet Suad Çelen, "El Kaide örgütüyle ilgili çalışmalarımız engellendi" dedi.

İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, beyin kanaması teşhisiyle raporlu bulunan eski Batman Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan'ın dışındaki 31 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı.

Davanın üçüncü gün duruşmasında sanık polislerin savunmalarına devam edildi. Duruşmada savunma yapan sanık polislerden Muhammed Suad Çelen, yaptıkları dinlemelerin hepsinin usule uygun ve hakim kararıyla yapıldığını, bu çalışmalarla ilgili herhangi bir menfaat elde etmesinin mümkün olmadığını belirterek, "Adana’da ki TIR'lar durdurulduktan sonra istihbarat daire başkanlığı, 'El Kaide ile denetim yapmayacaksınız' demiş ve dinleme yapmamızı engellemiştir. İsteklerimiz hakim karşısına bile çıkmadı. El Kaide ile ilgili yapılan dinlemeler bir şekilde engellendiği için Niğde’de bir polis ve bir askerimiz şehit edilmiştir. Hepimiz El Kaide militanları için hedefiz. Ben görevden uzaklaştırıldım, silahıma el konuldu. HSBC ve sinagog saldırıları hafızalardayken, ben El Kaide ile ilgili elbette çalışma yapacağım” dedi.

'EYLEMLERİ YAPANLARI ENGELLEMEKLE GÖREVLİ MEMUR ŞEHİT EDİLDİ'

Yapılan aramalarda hiçbir suç unsuruna rastlanamadığını, kendi evinde de rastlanamayacağını aktaran Çelen, “Diyarbakır’da istihbarat şube müdürlüğünde görev yapan polis memuru şehit edildi. Bu eylemleri yapanları engellemekle görevli memur şehit edildi. Devlet bu görevi yapan memuru koruyamaz hale geldi. İstihbarat daire başkanının tek bir talimatıyla dinleme yapılırdı ve bu eylem yaşanmazdı, o polis memuru şehit edilmezdi. Gerekirse bütün Diyarbakır dinlenilir ve o eylem engellenirdi” diye konuştu.

'IŞİD İLE İLGİLİ ÇALIŞIYORDU'

Çelen'in avukatı Ali Aksoy, müvekkilinin çekindiği için söyleyemediğini ama yargılanmasının asıl sebebinin IŞİD terör örgütüyle ilgili yaptığı çalışmalardan kaynaklandığını söyledi. Ali Aksoy, "İstihbarat daire başkanı IŞİD'le ilgili çalışma yürütülmesini engelledi. Neden? IŞİD militanları deşifre olmasın diye. Şimdi IŞİD ile papazız, o zaman dosttuk. IŞİD istese tüm hakim savcı, emniyet görevlerini şehit eder mi? Eder. Ülkemizin nasıl bir tehlikede olduğunu kimse anlamış değil” diye konuştu.

'SUÇ ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE EDEN ŞEREFLİ TÜRK POLİSİYİM'

Sanık polislerden Emniyet Amiri Mustafa Edip Çakmak, hakkındaki suçlamaların tamamını reddetti. Yasal olarak görevini yerine getirdiğini ifade eden Çakmak, "Tarafım ve imzam olan evrakları hatırlamıyorum. Bilgi notları yasalara ve hukuka uygun olarak hazırlanmıştır. 2010-2013 tarihlerinde organize büroda çalıştım. Yılda ortalama 5 bin evrak geliyordu. Bunlardan 3-5 tanesini hatırlamam mümkün değil. Hatırladığım, en doğru ve yasalara uygun şekilde bilgi notu hazırlandığıdır. Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye değilim. Suç işlemek amacıyla kurulan örgütlerle mücadele eden şerefli Türk polisiyim. Farklı bir gerekçeyle, isimle yasadışı dinleme talimatı vermedim. Tüm işlemler yasaldır. Beraatimi talep ediyorum" dedi.

'KANUNSUZ YOLLARLA HAKİM KARŞISINDAYIM'

Sanık polislerden Mikail Yüce de, 70 gün önce açığa alındığını hatırlatarak, "Maaşım üçte birine düşürüldü. Bir devlet memuru olarak nasıl geçineceğim. Mağdur edildim. Kanunsuz yöntemlerle hakim karşısına çıkarıldım. Ne ile suçlandığımı bilmeden tarafıma atfedilen suçlamalar tamamen görev tanımı ve yasal sınırlar çerçevesinde yürüttüğüm çalışmalardır" diye konuştu.

Mikail Yüce'nin avukatı Mehmet Şener Özterzi ise örgütün ne olduğuna dair hiçbir somut delil bulunmadığını belirterek, "Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği gibi somut delillere dayanmayan şüphe üzerine böyle bir yargılama yapılamaz. Davanın görülme yeri ağır ceza mahkemesi değil, nöbetçi asliye ceza mahkemesidir. Bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini talep ediyoruz" dedi.

İzmir'de, hükümete yakın bir gazetede yer alan kupürden hareketle başlatılan operasyonda, aralarında eski Batman Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan ve Elazığ Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Karakayalı'nın da bulunduğu 32 emniyet mensubu gözaltına alınmıştı. 32 kişiden 11'i ilk aşamada tutuklanmış daha sonra bir üst mahkemeye yapılan itiraz sonucu tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Cumhuriyet Savcısı Okan Bato tarafından hazırlanan iddianamede, 32 sanık hakkında 9 ayrı suçlama yöneltilerek 10 ile 961 yıl arasında değişen hapis cezası istenmişti.