Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarihinin en önemli grup toplantılarından birisine ev sahipliği yaptı. Kılıçdaroğlu'nun konuşma yapacağı salonu partililerin yanı sıra Soma'dan gelen çok sayıda zeytin üreticisi doldurdu. Egeli çiftçiler grup toplantısını milletvekilleri ile birlikte aynı sıralarda izlediler.






KÜRSÜYE ÇAĞIRDI!

Kılıçdaroğlu'nun gündeminde Yırca'daki zeytin ağacı katliamı vardı. CHP lideri grup toplantısının bir bölümünde kürsüye Yırcalı zeytin üreticilerini davet etti.

KONUŞMADAN SATIRBAŞLARI

Aramızda Yırca Köyü sakinleri, mağdurları da var. Mustafa Kemal Atatürk, “köylü milletin efendisidir” diye tanımlamıştı. Üretiyorlar, çalışıyorlar, vergilerini ödüyorlar. Onları korumak hepimizin ortak görevidir. Yırca sakinleri de kendi topraklarını korumak istediler. Size bu olayın öyküsünü anlatacağım. Yırca sakinlerinin arazilerine zeytin bahçelerine nasıl göz konulduğunu anlatacağım.

10 Mayıs 2014, bakanlar kurulu bir karar alıyor. "Yırca köylülerinin arazileri acele kamulaştırılacaktır" diyor. Şimdi bir şeyin ivedi kamulaştırılmasının kuralları yasaları vardır. Yurt savunmasını gerektiren bir olay olabilir veya kanunlarında olağanüstü haller vardır, o nedenle acele kamulaştırma kararı alırsınız. Deprem olmuştur, insanların iskan edileceği yerler vardır kararı alırsınız. Üç, bakanlar kurulunca gerekli görülen hallerde karar alırsınız. Kamu yararı varsa alacak, yoksa alamayacak. Bunlar kararı aldılar. Havuz medyası adına çalışan iş adamı adına karar aldılar. Yırca köylülerini, zeytini gözden çıkardılar. Havuz medyasına para aktaran adama vereceğiz dediler.

1 Eylül’de iptal kararı için Danıştay’a gidildi. Dendi ki, bizim tarlalarımızı zorla alamazsınız, adalet arıyoruz dediler. Bu arada firma köylülere 19 Eylül’e kadar süre verdi. Buraları boşaltın dedi, zorla gelip boşaltacağız.

17 Eylül gecesi, 19’u beklemeden baskın yaptılar. Ama baskında başarılı olamadılar çünkü orada CHP’nin milletvekilleri vardı. 16 Ekim’de Yırca köylüleri dediler ki devlete gidelim. Manisa valisine gittiler. 70 yaşındaki Yırcalı bir amcanın söylediği çok ilginçtir:

“Askere çağırdınız geldik, vergi istediniz verdik, elektriği üç gün geç ödesem elektriğimi kesiyorsunuz. Madem siz devletsiniz, şimdi bize sahip çıkmayacaksınız da ne zaman sahip çıkacaksınız” bunu söylüyor.

Orada kalıyor, çünkü iktidarın gözünü para hırsı bürümüş. Onun derdi başka. 7 Kasım 2014 sabahı baskın düzenleniyor, 6 bin zeytin ağacı kesiliyor arkadaşlar. 6 bin zeytin ağacı onlarca ailenin gelir kaynağını yok etmek demektir. Bugün gazetelere bakın Yırcalı kadınlar avuçlarında zeytin taneleri. Diyorlar ki bunu bizim elimizden almayın diyorlar. Onu alacaksın elinden ne olacak? Soma işçisinin yaptığı açıklamayı unutmadık. Tarımda çalışıyorduk tarımı öldürdüler, mecburen yer altında çalışıyoruz. Getirmek istedikleri nokta bu.

Baltalı çetelerle 6 bin ağaç katledildi. Bunun mücadelesini hep beraber vereceğiz. Danıştay yürütmeyi durdurma verdi, onlar önceden haber aldılar, katliamı yaptılar.

"ZAYTUNCULARA MESAJ..."

O zeytini benim adıma sökülen alana dikecekler. Bu hükümetin nasıl iki yüzlü hükümet olduğunu göstermek için güzel bir veri var elimde. Bir taraftan gidip zeytinleri keseceksin, sonra çıkacaksın televizyonlara çıkıp bir kamu spotu yayınlayacaksın. Ne diyor orada  “çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak için haydi Türkiye tarım arazilerini koruyalım” tam bir komedi değil mi? Zaytungçulara mesaj gönderiyoruz.

AK SARAY ELEŞTİRİSİ

Yüksek maliyetiyle dünyanın bile gündemine giren yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu "Ey Erdoğan. Bu sarayı kendi paranla yaptıysan bu israftır. Milletin parasıyla yaptıysan da ihanettir. Bunu ancak firavunlar yapar. Sana o parayı devleti yönet diye verdik, kendine kaçak saray yap diye vermedik, sarayla itibar mı olur?" dedi.

 

İSRAİL'E SERT TEPKİ

Kılıçdaroğlu İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılarına tepki gösterirken, "Hiçbir kutsal mekanda asker postalı istemiyoruz, bir. Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yabancı asker postalı istemiyoruz, iki. Bu topraklarda Peşmerge'nin ne işi var, hangi gerekçeyle benim topraklarımı çiğniyorlar?" değerlendirmesini yaptı.