Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek Ankara’nın şebeke suyu hakkında bilgi verdi.  Gökçek, “Evlerinde tesisatları demir veya galvanize olmayıp da onun ötesinde plastik olanlar varsa onlardan hiçbir zaman su sarı olarak akmaz. Sarı su akması olayının sorumlusu ve suçlusu belediye değildir, son tüketicidir." dedi. Ayrıca
Ankara’da günde ortalama 40 ayrı su analizi yapıldığını söyledi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Başkent'te şebeke sularının temizliği, ishal vakaları iddiaları hakkında makamında basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına Dünya Güreş Şampiyonası’nda altın madalya kazanan Taha Akgül ile birlikte gelen Gökçek, suyun denetimi konusunda Ankara’da akredite olmuş kuruluşların bulunduğunu ifade ederek, “Ankara’da akredite olmuş kuruluş ASKİ’nin laboratuvarıdır. Akredite olmuş olduğuna dair ASKİ’nin laboratuvarınının belgesi. Bu belge Türkiye Akreditasyon Kurumu tarafından veriliyor. Yeni Çevre Bakanlığı kapsam olarak bizden daha dar olmak suretiyle ikinci akreditasyon olan kurumdur.” dedi.

Türk Halk Sağlığı Kurumu’nun Ankara’daki şebeke sularıyla ilgili bildirisini okuyan Gökçek, “İçme, kullanma şebekesini temsil edecek şekilde belirlenen izleme noktalarından Halk Sağlığı Müdürleri tarafından numuneler alınmakta, alınan numunelerin analizleri bu kurum tarafından yapılmaktadır. Bu yıl Temmuz ve Ağustos aylarında şebeke suyundan 478 su numunesi alınmış olup uygunsuzluk tespit edilmemiştir. İlgili birimlere yapılan çalışmalarda görülen mide, bağırsak rahatsızlıklarından şehir şebeke suyunun sorumlu tutulamayacağı değerlendirilmiş, bina içi su sistemlerinin kontrol edilmesi üzerinde durulmuştur. Yapılan inceleme sonuçlarına mikrobiyolojik uygunsuzlukların münferit olduğu hastaların ikamet ettiği bölgelerde uygunsuzluk saptanmadığı veya halk sağlığını tehdit edecek ya da salgına yol açabilecek durumda olmadığı gözlenmiştir.” ifadelerini kullandı.

“40 TANE ANALİZ YAPILIYOR”

Ankara’da ASKİ tarafından ayda toplam bin 250 tane analiz yapıldığını söyleyen Gökçek, “ Günde ortalama 40 tane analiz yapılıyor demektir. Bu analizlerin hiçbiri Dünya Sağlık Örgütü standartları dışına çıkılmamıştır.” diye konuştu.

“KIZILIRMAK’TAN 3-4 AYDAN BERİ SU VERİYORUZ”

Türkiye’nin birçok yerinde su sıkıntısı olduğuna işaret eden Melih Gökçek, şöyle devam etti:
“Ankara’nın yaklaşık 1,5 yıllık suyu var. Ama bu bir buçuk yıllık suyuna karşılık, gelecek sene de bu sene gibi geçerse biz de sıkıntılı bir evrenin içerisine girebiliriz. Onun için Ankara’nın güvencesi olarak yaptırmış olduğumuz Kesikköprü’deki Kızılırmak suyundan tekrar takviye yapmaya başladık. Ortalama olarak yüzde 20 ile 30 arasında gelişen şu ana kadar 30 milyon metreküp suyu Ankara’ya verdik. 3-4 aydan beri veriyoruz.30 milyon metreküp demek, Ankara’nın yaklaşık 27 günlük su ihtiyacı demek. Bu kadar ihtiyacını her gün belli oranda suyun içerisine ilave ederek verdik. Kızılırmak’ın tek dezavantajı sülfatının yüksek olması.”
Dünya Sağlık Örgütü’nün sülfatın insan sağlığına olumsuz etkisi olmadığı açıklamasına işaret edip, sülfatın ishal yapmadığını söyleyen Gökçek, “Dünya Sağlık Örgütü sülfatta oran olarak 250 mg geçmemesi gerektiğini tavsiye ediyor. Peki bizde en yüksek rakam ne, 120 ile 130 mg sülfatla herhangi bir kişinin ishal olma şansı yok.” dedi.

“SARI SUYUN SORUMLUSU SON TÜKETİCİ”

Gökçek sarı su iddialarını ise ”Evlerinde tesisatları demir veya galvanize olmayıp da onun ötesinde plastik olanlar varsa onlardan hiçbir zaman su sarı olarak akmaz. Yani bu, sarı su akması olayının sorumlusu ve suçlusu belediye değildir, son tüketicidir. 10, 20, 30 yıllık şebeke suları var. İç tesisat galvaniz veya demirden olduğu için bakımı yapılmıyor, yapılmadığı için sarı su akar.“ şeklinde yanıtladı.

“YÜZDE 2 ARTIŞ OLMUŞ”

Bağırsak enfeksiyonlarına ilişkin rakamlar da veren Gökçek açıklamasında, “Geçen sene ocak ayında toplam vaka sayısı 21 bin imiş, 26 bine çıkmış. Şubat ayında 20 bin iken 23 bine çıkmış, Mart ayında 23 binmiş, 28 bine çıkmış. Bu aylarda ishal olaylarında Ankara’da artış olmuş. Toplamda düşünecek olursak 210 bin vaka varmış, bu sene 215 bin vaka varmış. Yüzde 2’lik bir artış olmuş. Bu da Ankara’da herhangi bir salgın hastalığın olmadığını gösteriyor." görüşünü belirtti.



 

CHP İDDİALARI MECLİS'E TAŞIMIŞTI!

CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Ankara'daki çeşme sularına lağım sularının karıştığının anlaşıldığını belirterek, konuyu TBMM gündemine taşımıştı.

Ankara'da yaygın ve tehlikeli bir biçimde ilerleyen bağırsak enfeksiyonu salgınıyla ilgili olarak hükümetten tedbir alınmasını isteyen Çıray, Ankara'da 1994 ve 2005 yıllarındaki salgınların yaygın kolera vakalarına dönüştüğünü anımsatmıştı.