İstanbul’a gelişinde Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alınan eski Polis Akademisi Öğretim Görevlisi ve köşe yazarı Önder Aytaç, çıkartıldığı Bakırköy Adliyesi'nde savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı. Yardımcı doçentlik sınavında kendisine tebliğ edilen belgeye imza atmayarak, belgeye uygulanan hukuksuz işlemlerden bahseden ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne hakaret ettiği iddia edilen Aytaç, "Yeni Türkiye'de bu tip şeylere alışacağız." dedi.

Hakkında şikayette bulunulan Önder Aytaç, yardımcı doçentlik görev süresinin uzatılmadığı hususunun 19 Mart 2014 tarihinde kendisine tebliğ edilmesi sırasında imzadan kaçındığını belirterek, tebliğ belgesinin altına, “…uygulanan hukuksuz işlemler ve şu anda idareyi ele geçirmiş suç örgütünün yaptığı (EM. GN. MD) + (Bakan + paralel yapının uzantıları (Polis Akademisi Başkanı + Güvenlik Bilimleri Fakültesi Dekanı) suç işlemektedir.” ifadelerini yazarak şerh düşmüştü.

Yazılan bu yazı sebebiyle Emniyet Genel Müdürlüğü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Yurt dışında bulunan Önder Aytaç, İstanbul’a döndüğü sırada ‘Emniyet teşkilatına alenen aşağılamak’ ve ‘Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret’ suçlamasıyla Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alındı. Atatürk Havalimanı’nda polis merkezinde işlemleri tamamlanan Aytaç, Bakırköy Adliyesi’ne getirildi. Yaklaşık 2 saat adliyede kalan Aytaç, savcıya ifade verdikten sonra serbest bırakıldı.

Adliye önünde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Aytaç, “İlk gözaltına alınma sebebim Süleyman Şah Türbesi ile ilgili. Burada 15 Mehmetçik kurtulmuştu. Bundan ben memnunum. Yeni Türkiye’de yasama, yürütme, yargı siyasallaşmış. Siyasallaşmış yapılar içerisinde adliyeye girmek vardı. Dün havalimanında alıkonulduk. 5 yıldızlı bir otel gibiydi. Oradaki arkadaşlara teşekkür ediyorum.” dedi.

'Devlet büyüklerine hakaret etme suçlamasıyla mı gözaltına alındınız?’ şeklindeki soruya Aytaç, “Bana tebliğ tebellüğ yapılırken polis akademisi öğretim üyesiydim. Malatya’ya usulsüz tayin edildim. Malatya’dan Bitlis’e usulsüz tayin edildim. Bitlis’te usulsüz bir şekilde göreve son verildi. Tüm bunlarla ilgili idare mahkemeleri yürütmeyi durdurma verdi. Davalar devam ediyor. Bu usulsüzlük bana yapılırken ameliyatlı olduğum 70 günlük raporlu sürecimde usulsüzlüğü ifade etmiş olmamdan kaynaklı Sayın İçişleri Bakanı Efkan Ala, suç duyurusunda bulunmuş. Benim orada yazmış olduğum tırnak içerisinde söylüyorum. ‘Paralel Yapı’ bana söylemiş olduğum bir şeyler söz konusu. Benim açıklamamdan sonra Emniyet Genel Müdürünü, Polis Akademisi Başkanı’nı ve Güvenlik Bilimleri Fakültesi Dekanını görev süreleri bitmeden idare almıştır ki, onların da usulsüzlük yaptıkları idare tarafından teyit edilmiştir. Benim ifadem de buydu sadece. Başka bir şey değildi.” dedi.

“Yeni Türkiye’de bu tip şeylere alışacağız.” diyen Aytaç, “Avukatlar herhâlde daha fazla para kazanacak. Yurt dışından gelmiştim. Ankara’ya doğru yola koyulacağım. Dosyanın normalde Ankara’daki avukat arkadaşıma da gelmiş olması lazımdı. Demek ki bir usulsüzlük ya da geç gitme olmuş. Ama gelmemiş.” ifadelerini kullandı.

“Dışişleri Bakanlığı’ndaki tapenin sızdırılmasını daha önceden biliyor muydunuz? Haberiniz var mıydı?” şeklindeki soruya ise Aytaç, “Yalandı o. Hatırlayın o dönemi. Az çok medyada haberler de çıkmıştı. Ben de bu işlerde çalışan, bu işten ekmek yiyen pop kültür üzerine değil, asker polis üzerine çalışan, devletin bu konularda beni master ve doktora için yurt dışına göndermiş olduğu bir yerdeydim. Öngörülerimde bunu söyledim. 18 tane Mehmetçiği şehit olmamasına vesile olmuşsam da bundan gurur duyuyorum. Öngörüydü. Bu konuda 22 kitap ve binlerce makale yazmış biri olarak konuştum." açıklamasında bulundu.

CİHAN