Edda SÖNMEZ / SÖZCÜ

Tuncay Özkan, Silivri Zindanı’ndan Türk halkına şöyle seslendi: İstiklal Marşı’nın o mısrasını unutmayalım; yurdumuza alçakları uğratmayalım

Ga­ze­te­ci Tun­cay Öz­kan, 5 yı­lı aşan esa­re­ti­ni bi­ti­re­cek ka­ra­rı bek­ler­ken, çek­ti­ği çi­le­yi, bu­nun­ so­rum­lu­la­rı­nı ve öz­lem­le­ri­ni an­lat­tı. Öz­kan, so­ru­la­rı­mı­zı şöy­le ya­nıt­la­dı:

- Si­liv­ri­’de şart­lar na­sıl?
Si­liv­ri­’de şart­la­rı an­lat­sam yü­rek da­yan­maz. Kim­se­yi da­ha çok üz­mek is­te­mem. Ben al­tı yıl­dır zin­dan­da han­gi zor­luk olur­sa ol­sun gö­ğüs­le­me­yi öğ­ren­dim. Tec­ri­te, yal­nız­laş­tı­ra­rak yok et­me­ye da­ya­lı bu tür ce­za­evi sis­tem­le­rin­de in­san ih­ti­yaç­la­rı dış­la­nı­yor. Ne olur­sa ol­sun di­re­ne­ce­ğim.
- Tür­ki­ye ne­re­ye gi­di­yor?
Tür­ki­ye, AKP ve F ti­pi ka­ran­lı­ğı­nı tas­fi­ye edi­yor. Bu çü­rü­müş yol­suz­luk, ce­ha­let, kin­dar dö­nem bi­ti­yor. Zor­lu ola­cak. An­cak, gü­zel bir Tür­ki­ye­’ ye gi­di­yo­ruz. Dev­le­te çö­rek­len­miş en­tri­ka­cı­la­rın, ta­rih sah­ne­sin­den si­li­ne­ce­ği gün­le­re gi­di­yo­ruz.
- Bu bas­kı­yı na­sıl de­ğer­len­di­ri­yor­su­nuz?
1980 dar­be­si son­ra­sın­da ben ga­ze­te­ciy­dim. Ma­mak ce­za­evin­de ya­pı­lan yar­gı­la­ma­la­rı iz­le­yen mu­ha­bir­ler­den­dim. O za­man da ce­za­evin­de mah­ke­me kur­muş­lar­dı. An­cak ora­da yar­gıç­lar ve sav­cı­lar var­dı. İna­nın o gün­le­ri mum­la ara­tır ol­du­lar. Bu­ra­lar­da ne yar­gıç var ne sav­cı. Hep­si en­tri­ka­cı. Bu kin­dar ve al­çak dö­ne­min ta­ri­hi­miz­de bir eşi da­ha yok­tur.



‘Bataklıkta yok olacak’

- Ce­ma­at’­le AKP kav­ga­ya tu­tuş­ma­say­dı, ye­ni­den yar­gı­lan­ma çı­kar mıy­dı?
Ye­ni­den yar­gı­la­ma; kok­muş ye­me­ği ye­ni­den ye­dir­me ça­ba­sı. Ben ne ha­ram ye­dim, ne ca­na kıy­dım. Ma­su­mi­ye­ti­min, her­ke­sin ma­su­mi­ye­ti­nin ka­ti­li Ce­ma­at ve AKP or­tak­lı­ğı­dır. Bun­ca ya­şa­nan olay­dan son­ra da­hi Er­ge­ne­ko­n, Bal­yo­z, Şi­ke da­va­la­rın­da­ki or­tak­lık­la­rı bit­mi­yor. Öz­gür­lü­ğü­mü­zü hâ­lâ is­te­mi­yor­lar. On­la­rın der­diken­di­le­ri­ni kur­tar­mak. En­tri­ka­la­rı­nın üs­tü­nü ört­mek is­ti­yor­lar. Güç­len­sin­ler, ye­ni­den yar­gı­la­mayı bir ke­na­ra bı­ra­kır­lar. An­cak çü­rü­dü­ler. Ya­rat­tık­la­rı ba­tak­lık­ta yok olacaklar.
- Si­liv­ri­’de si­zi en çok et­ki­le­yen ne ol­du?
Ce­za­evi me­zar­lık gi­bi. Be­ni 517 gün tek ba­şı­ma tec­rit­te, hüc­re­de tut­tu­lar. Yal­nız­lık et­ki­le­yi­ci bir de­ne­yim ol­du. Öz­gür­lük ol­ma­dan in­sa­nın ağ­zı­nın ta­dı bi­le ol­mu­yor.
- Ce­za­evin­de en zor za­man­lar ne­ler?
Ce­za­evin­de uy­ku da bi­le ko­lay­lık yok­tur. Zor­luk­lar ge­ce, gün­düz hep bi­zim­le. An­cak ha­ber ala­ma­mak, sev­dik­le­ri­ni­ze ula­şa­ma­mak kor­kunç bir yok­sun­luk. Has­ret de­ni­len kor­kunç bir acı hüc­re­le­ri­mi­zi ya­kı­yor. Uyur­ken da­hi bu acıdan kur­tu­la­mı­yor­su­nuz.
- Kim­le­ri öz­lü­yor­su­nuz?
Öz­le­mek dost­luk­tan­dır. Bü­tün dost­la­rı­mı çok öz­le­dim. Bur­nu­mun di­re­ği sız­la­yıp du­ru­yor. Bir de öz­le­min öte­si var: Kı­zım Naz­lı­ca­nım var, eşim Duy­gum var, ai­lem var. Hiç ta­nı­ma­dı­ğım ama kal­bi be­nim­le atan can­la­rım var.
- Siz çı­kın­ca ada­let ye­ri­ni bu­la­cak mı?
Ha­yır! Ben çı­kın­ca en­tri­ka ile al­tı yıl­dır zin­dan­da tu­tu­lan bir adam öz­gür­lü­ğü­ne ka­vu­şa­cak. Ben ne hır­sı­zım ne ka­til. Suç­su­zum. Bi­zim öz­gür­lü­ğü­müz gasp edil­di. Ada­let; Tür­ki­ye bu ka­ran­lık­tan, en­tri­ka­dan kur­tu­lun­ca ye­ri­ni bu­la­cak. Vic­dan­sız­lar he­sap ver­me­dik­çe ada­let ye­ri­ni bul­maz.
- Ka­pa­lı gö­rüş­ler­de ne­ler his­se­di­yor­su­nuz?
Acı! Kol­la­rım omuz ba­şım­dan ke­si­li­yor. Eli­mi­zi uza­tı­yo­ruz buz gibi cam...

Si­liv­ri Cezaevi, Tür­ki­ye­’nin Bas­ti­l Hapishanesi ola­cak

- Yal­çın Kü­çük ve Emek­li Al­bay Le­vent Gök­ta­ş’­la ay­nı ko­ğuş­ta­sı­nız na­sıl­lar on­lar, sağ­lık du­rum­la­rı na­sıl? 
Yal­çın Ho­ca göz ame­li­ya­tı­na rağ­men gün­de 14 sa­at oku­yor, ya­zı­yor. Le­vent Gök­taş da dok­tor ha­ta­sı so­nu­cu ne­re­dey­se gö­zü­nü yi­ti­re­cek­ti. La­zer­le re­ti­na­sı­nı del­di­ler. Ar­dın­dan yan­lış mü­da­ha­le et­ti­ler. O da dur­ma­dan oku­yor ve ya­zı­yor. Sağ­lık­lı ve di­renç­li­ler.
- Ce­za­evin­de­ki ağır has­ta­lar kim­ler? 
Bu­ra­da in­san­lar ölü­me mah­kum edil­di­ler. Her­ke­sin gö­zü önün­de sa­nık avu­ka­tıy­ken sa­nık ya­pı­lan Yu­suf Eri­kel kan­ser ol­du. Du­ruş­ma­lar­da kan kus­tur­du­lar. Mu­zaf­fer Te­kin kan­ser ol­du. Te­da­vi­si ge­cik­ti ölüm­le pen­çe­le­şi­yor. İlaç pa­ra­sı­nı ba­kan­lık mı öde­ye­cek, ce­za­evi mi di­ye kav­ga edi­yor­lar. Ayıp. Adam emek­li su­bay. Öz­gür bı­ra­kın, son za­man­la­rı­nı hu­zur için­de ge­çir­sin. Bu kin ve zor­ba­lık an­cak böy­le­si za­lim dö­nem­ler­de, kin­dar yü­rek­ler­de gö­rü­lür. Bu da­va­lar Türk hu­ku­ku­nun Ker­be­la­sı­’ dır. Si­liv­ri, Tür­ki­ye­’nin Bas­ti­l’­i ola­cak­tır.

‘Aşkla direniyorum’

- Di­ren­me gü­cü­nü ne­re­den bu­lu­yor­su­nuz?
Ben aşı­ğım. Aşk ile di­re­ni­yo­rum. Da­va­ma, hak­lı­lı­ğı­ma, ge­le­cek gü­zel gün­le­re aşı­ğım. İn­san aş­kın­dan vaz­ge­çer mi?
- Kim ki­me kum­pas ku­rdu?
En­tri­ka­’dan baş­ka bir şey bil­mez­ler. Alın bi­ri­ni vu­run öte­ki­ne. Koa­lis­yon bit­ti. Kir­li ça­ma­şır­lar or­ta­lı­ğa sa­çıl­dı. Bir­bir­le­ri­ne yap­tık­la­rı, bi­ze yap­tık­la­rı­nın ya­nın­da hiç sa­yı­lır.

-Bunca yıldır içeride olmanızı siz kendinize nasıl izah ediyorsunuz?
Entrika ile bize yaptıkları korkaklık. Yaşadığımızı alçaklık olarak tanımlıyorum. Silivri, Türkiye'nin Bastili olacaktır. Bu davalar Türk hukukunun Kerbelasıdır. İnsanların sınırları zorlanıyor. Unutuyorlar; masumlar adaletin gelmesini sonsuza kadar, oturup beklemezler. Birileri herşeyin çöktüğü, çürüdüğü yerde bir tek zorbalıkları, zindanları ayakta kalacak sanıyorlarsa, acırım onlara. Memleket, adalet sevdamızı, sabrımızı kimse daha fazla sınamasın. Zulüm ile ayakta kalınamaz.

- Naz­lı­can, Twit­te­r’­dan “Ba­kan ço­cuk­la­rı an­ne bö­rek­le­riy­le bes­len­miş, ta­mam. Ama ben 15 ya­şım­day­ken ce­bim­den şe­ker çık­tı di­ye ni­ye be­ni soy­du­nuz Met­ris Ce­za­evi?” di­ye is­yan et­ti. Ba­ba ola­rak ne söy­le­ye­cek­si­niz?

Çok ya­kın­da hu­kuk dev­le­ti ge­ri ge­le­cek. Hır­sız­la­rın, ka­til­le­rin, en­tri­ka­cı­la­rın sal­ta­na­tı son bu­la­cak. O gün Naz­lı­ca­n’­ın acı­la­rı, be­nim vic­da­nı­mın ka­na­ma­sı so­na ere­cek.
- Son ola­rak ne­ler söy­le­mek is­ter­si­niz...
Öz­gür­lük­le ku­cak­laş­mak için, za­lim­le­ri sı­fır­la­mak ve zulüm­le­ri­ni son­lan­dır­mak ge­rek. Unu­tul­ma­sın; Za­li­me acı­yan zul­mü­ne or­tak olur. İs­tik­lal Mar­şı­’nın o mıs­ra­sı­nı unut­ma­ya­lım. Yur­du­mu­za al­çak­la­rı uğ­rat­ma­ya­lım, bir da­ha!..

SÖZ­CÜ MÜTHİŞ GAZETE

‘Bü­tün “SÖZ­CÜ­” ai­le­si­ni sev­gi­le­rim­le, has­ret­le se­lam­lı­yo­rum’ diyen Tuncay Özkan sözlerine şöyle devam etti: “SÖZ­CÜ, sa­de­ce Ata­türk ay­dın­lan­ma­sı­nın ve Türk uy­gar­lı­ğı­nın güç­lü se­si, söz­cü­sü ol­mak­la da kal­ma­dı, bü­tün bas­kı­la­ra kar­şın na­sıl ob­jek­tif olu­na­bi­le­ce­ği­nin ka­nı­tı ol­du. Türk med­ya­sı­nın en öz­gün ve öz­gür gü­cü SÖZ­CÜ­’ye hay­ran­lı­ğı­mı ifa­de et­mek is­te­rim. De­ğer­li ga­ze­te­ci Be­kir Çoş­kun ağa­be­yin SÖZ­CÜ ai­le­si­ne ka­tıl­dı­ğı­nı öğ­ren­dim. Ha­yır­lı ol­sun. Be­kir ağa­bey müt­hiş bir ka­lem. SÖZ­CÜ müt­hiş bir ga­ze­te. So­nuç mü­kem­mel ola­cak­tır. Be­kir ağa­be­yi de sev­gi­le­rim­le se­lam­lı­yo­rum.

‘Mek­tup­la ba­ba­lık yap­tı­m’

Naz­lı­ca­n’­dan uzak kal­mak dün­ya­nın en ağır be­de­li. Ba­na mek­tup­la ba­ba­lık yap­tır­dı­lar. Naz­lı­ca­nı­ma zulm et­ti­ler, eği­ti­mi­ne en­gel ol­mak is­te­di­ler. Kızıma bun­la­rı ya­şa­ma­ma­sı için ne­ler ver­mez­dim ki. Ben­den yav­ru­mu ye­tiş­tir­me hak­kı­mı çal­dı­lar. Bu zulüm yan­la­rı­na kal­maz.