İzmir'in Urla İlçesi'ne bağlı Ovacık Köyü'nde, rüzgar enerjisi santrali (RES) yapımı için aralarında asırlık olanların da bulunduğu bin çam ağacının kesimine başlanması, hem köylüleri hem de çevrecileri isyan ettirdi. 10 yaşındaki Likya Sümerval ile 68 yaşındaki Emine Nalcıoğlu, ağaçlarını kestirmemek için yağmur altında direnişini sürdürenlerin arasında yer aldı. Babasından kalma zeytinliğin de zarar göreceğini söyleyen Emine Nalcıoğlu, "Bir kuru dalını kırmaya kıyamazdık. Onlar kökten kesip atıyorlar. Bak ayağımda ayakkabı yok. Yağmurda terlikle geldim. Ağaçlar giderse biz de kururuz" dedi. Jandarmanın da önlem aldığı ormanda, yağmurdan ve tepkilerden dolayı, işçiler ağaç kesimini durdurdu. Çevreciler de "Diren yağmur" diye bağırdı.

Manisa'nın Soma İlçesi'nde Yırcalı köylüler, termik santrale karşı zeytin ağaçlarını korumak için başlattıkları direnişle sembol oldu. Urla'ya bağlı Ovacık köylüleri ise kızılçam ormanları için RES'e karşı direnişin öncüsü oldu.

Ovacık Köyü sınırındaki alana yapılacak olan RES projesinde dev gövde ve kanatların tırlarla taşınabilmesi için, hem var olan ormanın yolunun genişletilmesi hem de yeni yol açılması için bine yakın ağacın kesilmek üzere işatetlenmesi köylüleri ayaklandırdı. Orman kesim ekiplerinin, firma tarafından gönderilmesi üzerine, köylüler direnişe geçti. Bir yandan hukuksal olarak Danıştay'a yürütmenin durdurulması için dava açan köylüler, çevrecilerin de desteğiyle, dün kesimin başlaması üzerine eyleme başladı.

YAĞMUR ALTINDA NÖBET

Köylülerin tepkisi ve yağmurdan dolayı orman kesim ekipleri başlattıkları kesim işlemine ara verip, bölgeyi şimdilik terk etti. Jandarma da olası olumsuz bir olayın yaşanmaması için bölgede önlem aldı.

Bu arada sağanak yağmura rağmen, hem köylüler hem de çevreciler, ağaçlarının kesilmesine engel olmak için orman içerisinde bekleyişlerini sürdürdü. Toplanan kalabalık, ekiplerin bölgeden tamamen çekildikleri ve hukuki sürecin bekleneceği açıklanıncaya kadar da direnişlerinin devam edeceğini açıkladı.

Köy sakinlerinden 68 yaşındaki Emine Nalcıoğlu, bir yandan babasından kalma zeytin ağaçlarının bir yandan da kızılçam ormanını korumak için ayağındaki terlikle direndi. Ağaçların kesilmesiyle, yağmurların da kesileceğini, kendilerinin de kuruyacağını dile getiren Emine Nalcıoğlu, "Bir kuru dalını kırmaya kıyamazdık. Onlar kökten kesip atıyorlar ağaçlarımızı. Bak ayağımda ayakkabı yok. Yağmurda terlikle geldim. Karnımızı doyurmak için elimizde kalan zeytinleri de bu arada götürecekler. Orman yok, zeytin yok. Biz burada köy yerde ne yapalım?" dedi.

Köy sakinlerinden 51 yaşındaki Emine Göcük ise "Bizim çocukluğumuzun anıları var burada. Hep çevre sevgisiyle büyütüldük. Bu ağaçlara bu yaşa geldiler. Ama bir anda kesilip atılıyor. Biz direnmeye devam edeceğiz" dedi.

Köy Muhtarı Veysel Erköse de beklediklerinden büyük destek gördüklerini, firmanın geri adım atmasını umut ettiklerini ifade etti.

'DİREN YAĞMUR'

Köylülere destek vermek için gelenler arasındaki ilkokul öğrencisi 10 yaşındaki Likya Sümerval da yer aldı. Öğrendiği yöntemle, kesilen ağaçların yaşını gövdelerindeki halkaları sayarak belirleyen minik çevreci Likya, "Benim baktığım ağaç 38 yaşındaymış. Bu kadar yıl kesilmek için beklemiş. Ama ben burada, gelecekte iyi bir çevrede yaşamak için bekleyeceğim" dedi.

Yağmur devam ettiği sürece ağaçların kesilemeyeceği anlatan Kent konseyi Yürütme Kurulu üyesi Ali Yarar da "Yağmur olduğu sürece, ağaçlar yaşamlarını sürdürecek. Bu yüzden de umudumuz yağmura kaldı. 'Diren yağmur' diyorum" dedi. Bu arada çevreciler de "Diren yağmur" diye bağırdı.

DHA