CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, hükümetten 49 rehinenin kurtarılmasına ilişkin iddialar ve IŞİD konusunda TBMM’de bilgilendirme yapmasını istedi.
Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Rehinelerin kurtarılmasıyla ilgili iddialar konusundaki soruya Altay şu yanıtı verdi:
“Ben daha vahim bir iddia duydum. Niğde’de bir jandarmamızı şehit eden teröristlerin onlara verildiğine dair rivayetler de var. Bu konularda en kütü şey rivayetlerdir. Onun için hükümet bu işin altında kalmak istemiyorsa bu sürecin altında kalmak istemiyorsa bir an önce TBMM’yi bilgilendirmelidir. Bir an önce başta ana muhalefet partisi olmak üzere muhalefet partilerini işin paydaşı yapmak zorundadır. Yoksa hükümet bunun altında kalır. Bunun altından kalkamaz.”

-CHP’NİN TEZKERE KONUSUNDAKİ TAVRI NE OLACAK-
Altay, 2 Ekim’de Meclis gündemine gelecek Irak ve Suriye tezkerelerine ilişkin soruyu da yanıtladı.
Geçen sene Irak ile ilgili tezkereye “evet” dediklerini Suriye ile ilgili tezkereye Suriye’nin içişlerine yönelik bir müdahale yaklaşımı endişesiyle “hayır” dediklerini hatırlatan Altay, “Gelmemiş, elimize geçmemiş bir tezkere, mahiyetini bilmediğimiz bir tezkereyle ilgili şöyle oy vereceğiz, böyle görüş belirteceğiz demem söz konusu değil. CHP için ast olan bizim siyasi çıkarlarımız değil, ulusal çıkarlarımızdır. Milletimizin can ve mal güvenliğidir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin onurudur, haysiyetidir, itibarıdır, böyle bakarız. Yani ulusal çıkarlarımız bakımından hükümetin getirdiği tezkerelerin mahiyetlerine baktığımızda ulusal çıkarlarımız bakımından olması gereken şeyler ise hiç kimsenin kuşkusu olmasın biz bu tezkerelere ‘evet’ deriz ama ulusal çıkarlarımızla örtüşmüyor, Türkiye’yi yeni ve belirsiz maceralara sürüklüyorsa geçmişte bunun örnekleri var, bunlara da hayır deriz” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, ortaöğretimlere getirilen başörtü serbestliğine ilişkin, “ Okul öncesini de kapsar, ilkokulu da kapsar, ortaokulu da kapsar, lise ve denge okulları da kapsar. Bu sene 5 olur, seneye 4 olur, sonra 3, 2, 1 sonra okul öncesi olur. Türban ya da başörtüsü hükümetin başının her ağrıdığında alabileceği bir aspirin de değildir” dedi.

Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. 17 Aralık soruşturmasına işaret eden Altay şöyle dedi:
“17 Aralık soruşturmasıyla ilgili aldığımız ciddi duyumlara göre savcılığın tıpkı 25 Aralık soruşturmasında olduğu gibi bir takipsizlik kararı vereceğine dair duyumlara sahibiz. Sayın Savcının, Cumhuriyetin savcısı olduğu bilinciyle hareket edeceğine ve bu soruşturmayla ilgili orta yerde bu kadar açık, somut delil, kanıt var iken bir takipsizlik kararı vermek gibi bu soruşturmayı bu skandalı örtbas örtmek gibi bir anlayış içine gireceğine ihtimal dahi vermiyoruz. Böyle bir tutumun Cumhuriyet savcısı eliyle hukukun ırzına geçmekten başka bir şey olmadığının altını çizmek istiyorum.”

-“TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE DEVLETİ MUTLAKA KARŞILIK VERMELİDİR”-
49 rehinenin kurtarılmasına değinen Altay, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarına işaret ederek şöyle devam etti:
“Hükümetin gizli bir ajandası var mıdır, bu süreçte ana muhalefete ve muhalefete bilgi vermemesi demokrasilerde kabul edilebilir bir durum değildir. Çelişkili açıklamalar toplumda kuşkuya ve endişeye yol açmıştır. Hükümetin bu politikalarıyla Türkiye Cumhuriyeti küçük düşürülmüştür, milletimizin onuru kırılmıştır ve bu terör örgütüne büyük bir devlet olmanın gereği olarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve devleti mutlaka karşılık vermelidir. Aksi takdirde Türkiye’nin caydırıcılığı sorgulanacak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve devleti yeni tehditlere sürekli açık ve maruz kalacaktır.”

- “OKUL ÖNCESİNİ, İLKOKULU, ORTAOKULU DA KAPSAR, LİSE VE DENGE OKULLARI DA KAPSAR”-
Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın yönetmelik değişikliğiyle ilgili yaptığı açıklamaya değinen Altay, “Bülent Arınç, Ortaöğretim Kurumlar Yönetmeliği’nde değişiklik yaptık dedi. Fakat bahsettiği maddeler Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul öğrencilerin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmelikle ilgili. Dolayısıyla henüz yönetmeliği görmedik ama yönetmelik değişikliği ile kaldırılan ‘başı açık’ ifadesi Bülent Arınç’ın ifade ettiği yönetmelik kapsamında değişiklik ise ki öyle görünüyor okul öncesini de kapsar, ilkokulu da kapsar, ortaokulu da kapsar, lise ve denge okulları da kapsar. Yapılan değişikliğin Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul öğrencilerinin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmelikle ilgili olduğunu öngörüyoruz. Anaokuldan ilkokula ortaokula liseye kadar tüm bu eğitim kurumlarını kapsayan bir yönetmelik değişikliği dün hükümet tarafından karar altına alınmıştır” dedi.
“IŞİD’e komşu olmuş, yolsuzluk ve kayırmacılık batağında debelenen hükümet çıkışı başörtüsünde aramıştır” ifadesini kullanan Altay, şöyle devam etti:
“Milli Eğitim Bakanı cami avlusuna bıraktığı eğitim sistemini türbana sarmakta kurtuluş ve çıkış aramıştır.
Hükümete sesleniyorum siz kızların başını örteceğinize, yüzünüzü örtün ve utanın.

-“KIZ ÇOCUKLARIMIZI IŞİD İLE PAZARLIĞI UNUTTURMAK İÇİN KULLANAN BİR HÜKÜMET İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”-
Kız çocuklarımızı da bu kez de IŞİD ile pazarlığı unutturmak ve yolsuzlukları örtmek için kullanan bir hükümet ile karşı karşıyayız.”
Hükümetin vicdanı üzerinde kara ve kalın bir örtü olduğunu iddia eden Altay, “ Beyni çepçevre çevirmiş bu örtü hükümetin aklını kullanmasına imkan vermemektedir. Hükümetin bu hamlesi Suruç’tan bakınca görünen IŞİD bayrağını örtmeye yetmeyecektir.
Onlar IŞİD katliamını bırakmış başörtüsünü pilavını yeniden pişirmişlerdir. Bu örtü Soma’nın üzerini örtmez, bu örtü asansör kazalarını, Reza’nın rezaletlerini, bakanların kol saatlerini, para kutularını para sayma makinelerini örtmez. Sınıra dikilen IŞİD bayrağını ortadan kaldırmaz. Küçücük yavrularımızın başına takacakları o başörtüsü de hükümetin içinde bulunduğu bu hali örtmeye yetmeyecektir” diye konuştu.

-“TÜRBAN YA DA BAŞÖRTÜSÜ HÜKÜMETİN BAŞININ HER AĞRIDIĞINDA ALABİLECEĞİ BİR ASPİRİN DE DEĞİLDİR”-
Türban tartışması bitmişken yeni bir suni gündem yeni bir kutuplaşma hamlesi olarak algılanan bir durumla karşı karşıya olunduğunu iddia eden Altay, “Türban ya da başörtüsü hükümetin başının her ağrıdığında alabileceği bir aspirin de değildir” dedi.
Hükümeti eleştiren Altay, “Belli ki kızların kadınların okula hiç gitmeden evde oturup üç beş çocuk doğurup çocuklara bakması ve kocalarının ayaklarını yıkamasından başka kadına bakışı olmayan bir anlayış ile karşı karşıyayız” dedi.

-SORULAR-
Bir soru üzerine Altay, yapılan yönetmelik değişikliğinin pedagojik görmediklerinin altını çizerek, “Çocuğun kendi vereceği bir karar olarak görmüyoruz ve ailelerin ya da ailelerin yakın çevrelerinin ya da ailelerin ait oldukları siyasi anlayışların, odakların yönlendirilmesiyle siyasallaşacağını düşünüyoruz” yanıtını verdi.
Kağıthane’deki durumun hatırlatılması üzerine Altay, “Oy pusulalarının çalınması lokal olarak Türkiye’de her seçimde olur. Ama genel olarak seçimin genel sonuçlarını etkileyecek bir oranda olduğuna ben inanmıyorum” dedi.

- “BU SENE 5 OLUR, SENEYE 4 OLUR, SONRA 3,2,1 SONRA OKUL ÖNCESİ OLUR”-
Altay, bir soru üzerine, “Bir milletvekilinin senin devletin gibi bir laf etmesi tabii ki kabul edilemez, hoş olmamıştır, doğru olmamıştır” dedi.
“Milli Eğitim Bakanı açıklama yaptı, türban konusu 5. Sınıftan itibaren olacağını söyledi, ne diyorsunuz” sorusuna Altay, “Bu sene 5 olur, seneye 4 olur, sonra 3,2,1 sonra okul öncesi olur” yanıtını verdi.

- “HÜKÜMET BU KAN DAVASINDAN BİR AN ÖNCE VAZGEÇMELİDİR”-
Emniyetteki operasyona ilişkin soruya Altay, “Hükümetin bu paralel sendromundan ve paranoyasından kurtulması lazım. İşin tadı kaçtı hükümet bu kan davasından bir an önce vazgeçmelidir” dedi.