CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal ve CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger; dört eski bakanın soruşturmasına ilişkin olarak Ankara 7’inci Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği basın yasağına itiraz ettiler. Ankara 8’inci Sulh Ceza Mahkemesi’ne yapılan itirazın gerekçesi;
“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. Maddesi’nde; "Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir." hükmü bulunmaktadır. AB Temel Haklar Bildirgesi'nin 11. maddesinde de yine ifade özgürlüğüne yer verilmiştir. Siyasi ve Medeni Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin 19. maddesi de ifade özgürlüğünü 'dokunulmaz bir hak' olarak düzenlemektedir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinde düzenlenen Adil Yargılanma hakkı bu karar ile ihlal edilmektedir. Bunun yanı sıra T.C. Anayasamızın 141/3’üncü maddesi şu şekildedir; “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” Ancak işbu itiraza konu kararın fiili ve hukuki nedenleri açıkça izah edilmemiştir.

İşbu itiraz konusu karar hukuka aykırıdır. Şöyle ki; işbu itiraz konusu kararın dayandırıldığı Basın Kanunu m. 3/2’de ve TBMM Başkanlığı başvurusunda dayanılan Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157. maddesinde, yayın yasağı kararı verilebilmesine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Basın Kanunu madde 3/1’de “Basın hürdür, sansür edilemez” hükmünü amirdir.

TBMM Başkanlığı’nın başvurusu masumiyet karinesinin veya soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmiş olması gerekçesi ile yapılmış olup, işbu itiraza konu kararı veren Mahkemenin ise ileriye dönük olarak ve yine masumiyet karinesinin veya soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilecek olma ihtimaline karşı verdiği karar hukuka aykırıdır. Oluşmamış bir sebeple yayın yasağı getirilemez.

Soruşturmanın gizliliğini ihlal, haber verme hakkı şeklindeki hukuka uygunluk nedeni istisnasıyla, adli bir suçtur; keza, haber verme maksadını aşan, iftira ve hakaret niteliğindeki yayınlar da Türk Ceza Kanunu uyarınca cezayı gerektirir. Bu bakımdan, haber verme hakkının sınırlarını aşan kişiler her zaman sorumlu tutulabilirler. İşbu nedenle yayın yasağı kararının verilmesi yasal mesnetten yoksundur.
İşbu itiraz konusu karar ile demokratik bir hak olan halkın haber alma, bilgilenme ve öğrenme hakkının da ihlali de söz konusudur. İşbu itiraz konusu karar hukuki olmayıp, siyasi konjonktüre uygun şekilde verilmiş, iktidarı koruyup kollamaya yönelik tamamiyle siyasi bir karar olup, Demokratik hukuk devletinin gereklerine aykırıdır ve temel hak, özgürlükleri ortadan kaldırmaktadır. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin gereği olan demokratik haklara ve yargının bağımsızlığı ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir. İşbu nedenle bu karar meşru olmayıp gayri meşrudur. Her nasıl bir mahkemenin verebileceği “adam öldürmek serbesttir” kararı gayri meşru ise işbu kararın meşruiyeti de aynı derecede değerlendirilmelidir. Tüm sebeplerle işbu itiraz konusu yayın yasağı kararı, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, T.C. Anayasası ve ulusal mevzuata aykırılık teşkil etmektedir.
Yukarıdaki beyanlarımda da izah ettiğimiz üzere Ankara 7 Sulh Ceza Mahkemesi’nin 25.11.2014 tarih ve 2014/4205 D.İş sayılı kararı Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelere, Anayasamıza ve yasal mevzuata aykırılık teşkil etmekte olup bu kararın kaldırılması gerekmektedir.” Şeklindedir.