Cengiz ALDEMİR/Sozcu.com.tr

Yapı Denetim Kanunu’nda işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili fıkra hükmü, yapı denetim elemanlarının inşaatta işçi sağlığı ve iş güvenliği görevlilerinin işlerini yapması anlamına gelmediğine dikkat çeken CHP İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan, " Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı veya yetkilendirdiği İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanlarına verilmiştir. Yapı denetim kuruluşları yüklenici adına değil, yapı sahibi adına denetim yapmaktadır. Yapı denetim kuruluşlarının bünyesinde iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi bulunmamaktadır " diyerek tepki gösterdi.

Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, her yıl meydana gelen ölümlü iş kazalarının yüzde 35’inin inşaat sektöründe meydana geldiğini ifade eden Eyidoğan şöyle konuştu :

TANIM VE KAVRAM KARGAŞASI

Sektör çalışanları, diğer sektördekilere oranla 3 kat daha fazla ölüm, 2 kat daha fazla yaralanma riski ile karşı karşıyadır. Yapı işkolunda meydana gelen kazaların yaklaşık yüzde 4’ü ölümle sonuçlanmaktadır. 6 Eylül 2014 tarihinde İstanbul Mecidiyeköy’de Torunlar Şirketine ait gökdelen inşaatında asansörün düşmesi sonucu 10 işçimizin ölümü üzerine inşaatlarda denetim konusu yeniden gündeme gelmiştir. Yapı denetim kuruluşlarının işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlaması konusunda tanım ve kavram kargaşası yaratılmıştır. Yapı denetimini “Güvenli, sağlıklı, ekonomik yapı elde edebilmek amacıyla yapıların, ilgili idare ve müteahhitden bağımsız olarak, proje, tasarım ve yapım aşamalarında yürürlükteki yapı yönetmeliklerine ve standartlarına uygun olarak yapılmasının sağlanması süreci” olarak tanımlayabiliriz.

KANUNDAN KİMSE MEMNUN DEĞİL

Ayrıca doğal ve endüstriyel afetlere karşı güvenli yapı üretmek için yapı denetimi olmazsa olmazdır. 4708 sayılı Yapı Denetimi Kanunu’nun yürürlüğe girdiği günden bu yana 13 yıl geçmiştir. Ancak, ne kanun hazırlayıcıları, ne idareler, ne bu kanun ile denetim görevini yerine getirmeye çalışan mimar ve mühendisler ne de yapı sahipleri kanunun uygulanmasından memnun değildir. Kısacası yapı denetim sürecinin bütün bileşenleri yapı denetim kanununun mağduru haline gelmişlerdir. Yapı Denetim Kanunu’nda işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili tek hüküm 2. maddesinin (f) fıkrasıdır. Bu fıkra hükmü, yapı denetim elemanlarının inşaatta işçi sağlığı ve iş güvenliği görevlilerinin işlerini yapması anlamına gelmemektedir. Bu fıkra hükümlerinin amacı yapının asli imalatları sürerken, örneğin kalıpların kusurlu yapılması, betonun donması beklenmeden kalıpların sökülmesi, demirlerin yanlış döşenmesi, demir ve etriye bağlantılarının kusurlu yapılması, vb. yapımla ilgili kusurlu imalatlardan ötürü kolon, kiriş, tabliye çökmesi, vb. tehlikeler yaratılmaması içindir. Bu tür imalat yanlışları, önce yapının kendisini sonra da inşaatta çalışanların ve inşaat bittikten sonra da burada oturanların hayatını tehlikeye atabileceği için böyle uygulamalara müdahale etmek yapı denetim elemanlarının görevidir ve yüklenici tarafından önlem alınmadığı takdirde ilgili makamlara derhal bildirilir.

YAPI DENETİM KURULUŞLARI YAPI SAHİBİ ADINA DENETİM YAPIYOR

Görüldüğü gibi, Yapı Denetim Kanun’unun 2 (f) fıkrasının amacı, teknik ve standartlara uygun kaliteli yapı yapılmasının sağlanması, yapının asli imalatlarının kusurlu yapılması nedeniyle cana ve mala zarar verilmesinin önlenmesidir. Bu, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği görevlilerinin işçilerin çalışma şartlarına ve çalışma ortamına ilişkin işlerinin de yapı denetim kuruluşu elemanlarınca yürütülmesi veya onların işlerine karışılması değildir. Yapı Denetim Kanunu, yapısı ve işleyişi gereği tam zamanlı yapılan bir denetim mekanizması öngörmez. İnşaat faaliyetleri, aktif ve devamlı personel değişikliğine uğrayabilen, günlük personel çalıştırabilen, dinamik bir çalışma sistemidir. Örneğin, yapı denetim kuruluşu denetimini yapıp, inşaat alanından ayrıldıktan sonra, yüklenici tarafından işe alınan vardiyalı, günlük veya saatlik çalıştırılan bir personelin iş sağlık ve güvenliğini nasıl sağlayacaktır? Sadece uygulama denetimi yapan ve yapı ile ilgili teknik bir kuruluş olan yapı denetim kuruluşları, denetlediği inşaatların günlük çalışmalarına yetişmesi mümkün değildir. Yapı denetim kuruluşlarının asli görevleri Yapı Denetim Kanunu’nun 2. Maddesinde açıkça belirtilmiş olup arsa sahibi adına inşaatın proje ve eklerine göre yapılmasını denetlemektir. İş yerinde, iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda kimin yetkili olduğu 20.06.2012 de kabul edilmiş olan; 6331 sayılı kanunun 4. Maddesinde açıkça belirtilmiş ve bu yetki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı veya yetkilendirdiği İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanlarına verilmiştir. Yapı denetim kuruluşları yüklenici adına değil, yapı sahibi adına denetim yapmaktadır. Yapı denetim kuruluşlarının bünyesinde iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi bulunmamaktadır.

SORUMLULAR

Sonuç olarak, inşaatlardaki iş sağlığı ve güvenliği, şantiyede tam-gün çalışan, müteahhit - şantiye şefi ve müteahhidin anlaştığı iş güvenliği uzmanları ve iş hekimleri, 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu olmalıdırlar. Bir hizmet türünün sorumlusunun diğer hizmet türünün sorumlusuna karışma veya görev alanına müdahale etme yetkisi bulunmamaktadır. Başkalarının görev alanlarına müdahale anlamına gelecek şekilde verilecek kararlar, yanılma ihtimalini yükseltecek, gereksiz zararlara yol açacak ve tazmini gerektirecektir.