Çekimleri Rusya’da devam eden Kurt Seyit ve Şura dizisi, 4 Mart günü izleyiciyle buluşuyor. Nermin Bezmen’in aynı adlı romanından uyarlanan dizi, devrim sancıları yaşayan Çarlık Rusyası’ndan çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu’na uzanan tutkulu bir aşk hikayesini konu ediniyor. RS FM’e konuşan Yazar Nermin Bezmen, kitabından uyarlanan diziye dair heyecan ve beklentilerini anlattı.

Projeye "evet" demenin kendisi için çok zor bir karar olduğu itiraf eden yazar, “Kurt Seyit ve Şura’nın hem sinemada hem televizyonda canlandırılması için senelerdir birçok teklif geldi. Çok kanımdan, canımdan bir hikaye olduğu için kıskançlık hissediyordum. Kelimelerimin başka birinin elinde, başka bir şekil almasından çok çekiniyordum. Demek ki tam zamanıymış. Çünkü Kurt Seyit ve Şura, çok ciddi çalışan, kitabın ruhunu hissetmiş, kahramanlarıma aşık olmuş bir yapımcı tarafından canlandırılıyor. Oyuncular da öyle…” dedi. Diziyi büyük bir heyecanla beklediğini söyleyen Nermin Bezmen, “Gösterileceği gün herhalde ağlamaktan izleyemeyeceğim. Çünkü fragmanlar bile beni hüngür hüngür ağlatıyor” diye konuştu.

Kurt Seyit ve Şura dizisinde Kıvanç Tatlıtuğ, Çar 2. Nikolay’ın muhafız alayında görev yapan Kırımlı bir Türk subayı canlandıracakken; Farah Zeynep Abdullah, asil bir Rus ailesinin kızı Şura olarak izleyicilerin karşısına çıkacak. Her iki ismin de rollerine çok yakıştığını söyleyen Nermin Bezmen; başarılı oyuncuların bu diziyle kariyerlerinin zirvesine çıkacağı görüşünde: “Ben Kıvanç’ı çekimlerin ikinci gününde sette izledim. O ikinci gün dahi, hastane sahnesinde etraftaki bütün görüntü yok oldu ve karşımda dedemi gördüm. Dayanamayıp ağladım. Kendini o kadar ruhen içinde hissediyor ki… Zaten hayran olmuş, ‘Ben hayatımda böyle bir rol oynamadım. Bu benim rolüm’ dedi. Farah Zeynep Abdullah da kendisini Şura’nın yerine koymuş. Çok içime sindiler ikisi de. Kıvanç zaten çok meşhurdu, yeteneğini ispatlamıştı ama Kurt Seyit rolüyle Kıvanç, Şura rolüyle de Farah mesleklerinin zirvesine çıkmış olacaklar.”



TÜRK DİZİ TARİHİNDE BİR İLK

Nermin Bezmen, çekimleri Rusya'nın yanı sıra Bulgaristan, Ukrayna ve İstanbul'da kurulan platolarda devam eden Kurt Seyit ve Şura’nın, Türk dizi tarihi açısından bir ilk olacağını düşünüyor. Bezmen, “Türk dizi tarihinde bir ilk olacak. Hiçbir masraftan ve emekten kaçınılmadı. Uzun metrajlı bir film gibi çekiliyor. Hilal Saran, duygusallık açısından kameranın arkasında gözünde yaşla duran bir yönetmen... Ay Yapım hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyor ki bu dizinin çekimi bir platoda yapılabilirdi. Düşünün koca bir ekibi, bir buçuk iki ay boyunca St. Petersburg’da ağırlıyorlar. Sanıyorum, Kurt Seyit ve Şura hem bir ilk olup hem de ruhsal ve görsel bir şölen yaşatacak izleyicilerine” şeklinde konuştu.

Dizinin senaryo danışmanlığını da üstlenen yazarın, Kurt Seyit ve Şura okurlarına bir uyarısı da var. Dizi ile kitap matematiğinin birbirinden çok farklı olduğunu vurgulayan Nermin Bezmen, “Kitabı ellerine alıp, şimdi şunun olması lazımdı diye izlemesinler. Dizide yazarın dışında, yapımcı, senarist, yönetmen ve oyuncular gibi o kadar çok ruh ve görüş işin içine giriyor ki, onların elbirliğiyle ortaya çıkardığı o güzelliği izlesinler” dedi.

Kurt Seyit ve Şura’da Çarlık Rusyası ve Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş dönemini anlatan Nermin Bezmen tarihçilerden gelebilecek olası eleştirilere karşı hazırlıklı. Yazar, “Ben 4 sene boyunca günde 10-15 saat süren bir tempoyla, her sene bir üniversite tezi bitiriyor gibi ciddiyetle çok derin araştırarak yazdım. Kitabımı matbaaya girmeden ilk okuyan kişi Atilla İlhan ‘Çok cesur bir girişim. Tek hata bulamadım. Bu bir Tolstoy, Zola, Dostoyevskiy tarzında yazılmış bir klasik. Yolun açık olsun Nermin kardeş’ demişti. Atilla İlhan’dan bunu duyduktan sonra kitabımla ilgili diyecek bir lafım kalmadı. Dizinin de hem Türkiye hem de Rusya bölümleri için profesyonel danışmanları var. Yani çok titiz yazılmış bir kitap, çok titiz çalışılarak diziye dönüştürülüyor. Dolayısıyla o yönden de benim için rahat” ifadelerini kullandı.

Yazar Nermin Bezmen, Rus ve Türk okurlara da bir müjde verdi. Kurt Seyit ve Şura yakında Rusça, Hırvatça, Gürcüce ve Ukrayna dillerinde de yayınlanacak. Ayrıca yazar, Mart ayında yine dedesi Kurt Seyit’i anlattığı “Dedem ve Ben” adlı yeni romanını okurlarıyla buluşturacak.