Bir önemli güncelleştirmeniz var!
Aslında ilginç bir ikilem var ortada… Enflasyonun hali belli… Yıllık yüzde 9.1 seviyesinde… Ancak piyasada kimsenin enflasyon ile ilgilendiği falan yok! Esas hikaye faiz… Faizi belirleyecek olan ne? Enflasyon.
Enflasyon Raporu sunumunda Başkan Erdem Başçı'ya sordular, O da cevapladı; “Türkiye'nin reel faizi yüzde 2-3 olmalı!”
Bunun anlamı açık, bugün enflasyon yüzde 9.1 seviyesindeyse, Merkez Bankasının referans faizi en az yüzde 11-12'de olmalı. Neden? Vatandaş parasını dövize çevirmesin, Türk Lirası tutmaya devam etsin.
İndiriliyor
Faiz oranlarında denge çok ama çok önemli… İki gelişmekte olan ülke cömert şekilde faizlerini artırdı; Brezilya ve Rusya… İkisinin de önemli sorunları var ama batma riskleri olmadıkça uluslararası yatırımcılar için faiz, faizdir.
Bizde Başbakan ve Ekonomi Bakanı Merkez Bankası toplantısından hemen sonrasında demeç verdiler; “Faizler yüksek, düşürülmeli!” Başkan Başçı da zaten sonraki toplantıda faizleri kırpacağının işaretini verdi.
Eski sürüm
Yanlış yapıyorlar. Neden?
Güvendikleri iki beklenti var. Birincisi, petrol fiyatlarının çok hızlı düşmesi ve düşük kalacağı öngörüsü ile dış açık dolayısıyla cari açığın azalacağı…
İkincisi, sürpriz olarak parasal genişlemeye giden Japonya'yı, hemen akabinde Avrupa Merkez Bankası'nın takip edecek olması…
İkinciden başlayalım. Japonya bildim bileli parasal genişleme yapar ancak piyasalara ciddi anlamda etkisi olmamıştır.
Kullanım süresi dolmuştur
Algıda seçicilik olarak düşünün. Maden kazalarının ardından normalde kimsenin haberi bile olmayacağı inşaat iskelesinden düşen işçinin haber bültenlerinde yer alması gibi… Avrupa'nın parasal genişlemesi ise Amerikan tarzı değil! Ne boyutu yeter, ne durumu kurtarır. Olsa olsa Euro'ya daha da değer kaybettirir ki, bu durum bizi zora sokar.
Yani Japonya'nın üzerine Avrupa'yı koy ikisi bir Amerika'nın parasal genişleme etkisini yaratamaz. O dönem bitti, geri gelmeyecek.
Hata raporu
Petrol fiyatlarına gelince… İsterse yüzde 10 daha düşsün! Bu sefer yılda 60 değil, 50 milyar dolara açık veririz. Yıllık 35 milyar dolar sosyal güvenlik açığı verirken, aradaki 10 milyar dolar mı Türkiye'yi kurtaracak?
Demem o ki, hem İktidar hem de Merkez Başkanı acilen kafalarını “güncelleştirmeli!”
Niye yazdım bütün bunları? Değişen bir şey olmayacak. Onlar hatada ısrar edecek, ben de; O kadar da yazdım, çizdim, demiştim diyeceğim. Olay bu!