RTE’­nin Köşk se­çi­mi ka­zan­ma­sı, sür­priz ol­ma­dı. Şim­di me­rak edi­len, RTE son­ra­sı AKP yö­ne­ti­mi ve Baş­ba­kan­lık, eko­no­mi yö­ne­ti­mi... Bu­nu Tür­ki­ye­’ye pa­ra ya­tır­mış ve bel­ki da­ha da ya­tır­mak is­te­yen fi­nans ka­pi­tal ka­dar, on­la­rın içe­ri­de­ki uzan­tı­la­rı da me­rak­la so­ru­yor­lar. He­men be­lir­te­lim ki, bu se­çim so­nu­cu, AKP baş­ta ol­mak üze­re-bel­ki HDP ha­riç- tüm si­ya­si par­ti­ler­de, yi­ne sür­priz ol­ma­yan bir iç mü­ca­de­le­yi de baş­lat­mış du­rum­da. Tek tek üs­tün­den gi­de­lim...

AK­P’­de iç çe­kiş­me...

RTE’­nin gön­lün­de uzun sü­re­dir ya­ta­nı bi­li­yo­ruz; Köş­k’­e çık­mak, o hız­la ge­nel se­çim­ler­de Ana­ya­sa­’yı de­ğiş­ti­re­cek bir se­çim za­fe­ri ka­zan­mak ve Ana­ya­sa­’ya Baş­kan­lık sis­te­mi­ni ge­ti­ren de­ği­şik­lik yap­tı­ra­rak “Baş­ka­n” ol­mak... Bu ol­ma­dı, ga­li­ba ol­ma­ya­cak da. Çün­kü, 2013 Ge­zi is­ya­nı ya da ha­zi­ran ayak­lan­ma­sı, or­ta­ya çı­kar­dı ki, RTE AK­P’­si, ne ka­dar yol al­mış, san­dık des­te­ği bul­muş olur­sa ol­sun, bu ül­ke­ye tek ba­şı­na baş­kan­lık sis­te­mi­ni ge­ti­re­cek bir ço­ğun­lu­ğa ula­şa­mı­yor. Yük­se­li­şi, ye­ri­ni ini­şe bı­rak­tı Ge­zi ile. Ar­dın­dan ce­ma­at ile da­laş­ma­sı baş­la­dı. 30 Mart se­çim­le­ri­ne bir di­zi rüş­vet-yol­suz­luk it­ham­la­rıy­la gir­di. Baş­la­tıl­mış ope­ras­yon­la­rı bas­tır­mış bir hü­kü­met­ti so­nuç­ta ve oy ora­nı yüz­de 43’ü ge­çe­me­di. 10 Ağus­to­s’­ta san­dık­tan RTE­’ye çı­kan oy mik­ta­rı ile 30 Mar­t’­ta çı­kan fark­lı de­ğil; 20 mil­yon kü­sur. De­mek ki, bir iler­le­me yok, ge­ri­le­me de var de­ne­mez. Bel­ki, 2015 ge­nel se­çim­le­rin­de AK­P’­nin ala­ca­ğı oy yi­ne bu ci­var­da ola­cak­tır... Bu da Baş­kan­lık sis­te­mi­ne im­kan ta­nı­ya­cak bir oy des­te­ği­ne sa­hip ol­ma­yı ih­ti­mal dı­şı­na atı­yor. O za­man ne ka­lı­yor RTE için? Fii­li baş­kan­lık... Na­sıl ola­cak bu? CB’­na mev­cut Ana­ya­sa­’da ta­nın­mış yet­ki­le­ri, di­bi­ni ka­zı­ya­rak, so­nu­na ka­dar zor­la­ya­rak kul­lan­mak su­re­tiy­le hü­kü­me­ti yö­net­mek; bir apa­rat ola­rak kul­la­na­ca­ğı bir baş­ba­kan ve ka­bi­ne te­sis et­mek...

Gül Pla­nı...

Bu­na AK­P’­nin üst kad­ro­la­rın­dan bir kıs­mı­nın rı­za gös­ter­me­ye­ce­ği­ne da­ir çok işa­ret­ler çık­tı or­ta­ya. Hat­ta, “R­TE­’yi Çan­ka­ya­’ya tek­me­le­yip AK­P’­yi res­to­re et­me pla­nı­” da de­nil­di bu­na. Bu pla­na gö­re he­def, AK­P’­nin ba­şı­na Da­vu­toğ­lu ya da RTE’­nin çok emin ol­du­ğu bi­ri­nin ge­ti­ril­me­si­ne kar­şı, AK­P’­yi Gül ile res­to­re et­mek, 3 yı­lı do­lan­lar için­den Ba­ba­ca­n’­a eko­no­mi­nin ba­şın­da kal­ma­sı­na im­kan sağ­la­ya­cak bir dü­zen­le­me­ye git­mek... Amaç­la­nan, RTE’­nin iyi­ce ger­di­ği ku­tup­laş­tır­dı­ğı Tür­ki­ye­’yi ye­ni­den AKP eliy­le yö­ne­te­bi­lir ha­le ge­tir­mek, bu de­ği­şim­le bir­lik­te dış al­gı­yı de­ğiş­tir­mek, dış ser­ma­ye­ye gü­ven ver­mek, hu­kuk­suz­luk id­di­ala­rı­nı dik­kat alıp bi­raz hu­kuk mak­ya­jı yap­mak, en önem­li­si RTE’­nin te­le­fon­la­rı­na çık­ma­yan Oba­ma­’ya, so­ğuk dav­ra­nan Mer­ke­l’­e ye­ni­len­miş bir AKP ve RTE’­siz Tür­ki­ye ima­jı sat­mak...
Gül pla­nı, ge­le­nek­sel bü­yük ser­ma­ye­nin TÜ­Sİ­AD’­ı ve onun med­ya­da­ki uzan­tı­sı grup­lar ta­ra­fın­dan da onay gör­mek­te, bu pla­nın iler­le­me­si ha­lin­de AK­P’­nin Gü­len
Ce­ma­ati ile de sulh ol­ma­sı­nın yo­lu­nun bu­lu­na­ca­ğı­na da ina­nıl­mak­ta.

Ça­tış­ma?

Kuş­ku­suz bu plan, RTE­’yi mut­lu ede­cek bir plan de­ğil. Onu ade­ta Çan­ka­ya­’da blo­ke et­me pla­nı­dır, ama iki ta­raf da ken­di oyun pla­nı­nı uy­gu­la­mak is­te­ye­cek­tir; bu açık. Bu­ra­dan kim ga­lip çı­kar, ne tür kı­rı­lıp dö­kül­me­ler olur, bi­li­ne­mez. Dos­tum Ne­ca­ti Doğ­ru­’nun dün­kü ya­zı­sın­da­ki gü­zel ifa­de­siy­le “Halk ba­ba­sı­nı bul­du­” bul­ma­sı­na ama, bi­li­nen, yö­ne­til­mek is­te­nen Tür­ki­ye­’nin ko­lay yö­ne­ti­lir bir ül­ke ol­mak­tan çık­tı­ğı­dır. Dış ya­tı­rım­cı­lar açı­sın­dan “en risk­li ül­ke­” ola­rak not­lan­dı­ğı ve önün­de çok zor so­run­lar ol­du­ğu­dur. He­le ki je­opo­li­tik risk­le­rin hız­la yük­sel­di­ği bir kon­jonk­tür­de...
10 Ağus­tos se­çim­le­ri ile bir kez da­ha “R­TE ve AK­P” di­yen seç­me­nin iş-aş bek­len­ti­le­ri sür­mek­te­dir. Yük­sel­mek­te olan enf­las­yon, iş­siz­lik so­run­la­rı­na çö­züm bek­le­ni­yor; dur­gun­la­şan pi­ya­sa­la­rın açıl­ma­sı ve dış rüz­gar­la dö­nen es­ki AK­P’­nin yük­sek bü­yü­me yıl­la­rı öz­le­ni­yor. Bun­la­rın ge­cik­me­si, ho­mur­tu­la­rı ve be­ra­be­rin­de al­ter­na­tif ara­yış­la­rı­nı da ar­tı­ra­cak­tır...

Mu­ha­le­fet...

10 Ağus­tos se­çim so­nuç­la­rı CHP ve MHP yö­ne­tim­le­rin­de de bir sor­gu­la­ma­yı ge­ti­re­cek, ba­şa­rı­sız­lı­ğın so­rum­lu­la­rı­nın he­sap ver­me­le­ri is­te­ne­cek­tir. Ka­pı­da ge­nel se­çim­ler ol­du­ğu için bu mu­ha­se­be­nin bir an ön­ce ya­pıl­ma­sı is­te­ne­cek­tir. AKP kar­şı­sın­da 2015 ge­nel se­çim­le­rin­de de kay­bet­mek de­mek, hem CHP hem de MHP için önem­li ge­ri­le­me­le­ri ge­ti­re­cek­tir.
CHP’­nin mev­cut çiz­gi­sin­den da­ha so­la mey­let­mek ye­ri­ne, hem si­ya­si hem eko­no­mik ola­rak sa­ğa çek­me­si, Par­ti­’ye sü­rek­li kan kay­bet­tir­mek­te­dir. Oy­sa, son Ge­zi Ra­po­ru­’nu ya­zan bir CHP de var­dır CHP için­de. An­cak bu da­mar, CHP’­yi ger­çek bir sos­yal de­mok­rat par­ti kim­li­ği­ne ka­vuş­tur­ma, ör­ne­ğin Kürt so­ru­nun­da çö­züm üre­ten bir par­ti­ye dö­nüş­tür­me, ne­oli­be­ral po­li­ti­ka­la­ra kar­şı, üre­ti­ci-sos­yal po­li­ti­ka­lar üret­me ko­nu­la­rın­da des­tek ve alan bu­la­ma­mak­ta­dır. Bun­lar ya­pı­la­ma­dı­ğı öl­çü­de de CHP ku­ru­mak­ta, kit­le­ler­den kop­mak­ta­dır.

Ve HDP...

HDP üs­tü­ne ay­rı­ca yaz­mak ge­rek­li, ama yi­ne de bir­kaç cüm­le ku­ra­lım. 10 Ağus­tos se­çim­le­rin­den he­de­fi­ne ne­re­dey­se ulaş­mış si­ya­set HDP’­dir. Bu­nu da par­ti­ye ha­kim olan Kürt un­sur­lar, “ay­rı­lık­çı-bö­lü­cü­” id­di­ala­rı­nı ters­yüz eden, ez­ber bo­zan “Tür­ki­ye­li bir par­ti­” gü­ve­ni te­sis ede­rek ba­şar­dı­lar. De­mok­ra­tik hak ve öz­gür­lük­ler, fark­lı kim­lik­le­re ve renk­le­re say­gı, in­san hak­la­rı, eşit­lik­ler ko­nu­sun­da ba­şa­rı­lı bir söy­lem ic­ra eden S. De­mir­taş, par­ti­si­ne ve Tür­ki­ye so­lu­na azım­san­ma­ya­cak bir ze­min aç­mış ol­du. Bu ze­mi­nin üs­tü­ne da­ha güç­lü bir bi­na in­şa et­me­nin, en azın­dan po­tan­si­ye­li el­de­dir. Uma­lım ya­zık edil­me­sin...