Kim Kardashian kimdir eserleri nedir ?

Eğer son 10 yıldır kafanızı kuma gömüp yaşadıysanız Kim Kardashian adı hiçbirşey ifade etmeyecek. Oysa Instagram’da en çok takipçisi olan ünlü. twitter’da 25 milyon kişiye ulaşıyor. Geçen sene yayınladığı app’in toplam geliri 43 milyon doları buldu. Kendini adını taşıyan güzellik salonu, kıyafet markası, makyaj serisi, yedi tane parfümü, bronzlaşma ürünleri var. Mağazasında 10 dolara şişe su satıyor, gençler almak için kuyruk oluyor.

Kendi başına bir endüstri. Milyonlarca kişinin izlediği reality show’unun yanısıra... Amerikan kapitalizminin nasıl tıkır tıkır işlediğinin modeli.
“Paper” dergisi geçen hafta Kardashian’ın kapağında olduğu kış sayısını yayımladı. Kapakta da yazdığı üzere amaçları İnternet’i birbirine katmak, kilitlemekti. Evet, konuşuldu ama İnternet’i gerçekten dağıttı mı emin değilim.
Kim Kardashian bu çekimler için kendi twitter hesabından “Bir de hiç yeteneğim olmadığını söylerler, kalçanızda şampanya kadehi tutmak kolay mı sanıyorsunuz” yorumunu yaptı. Tıpkı Jennifer Lopez gibi Kardashian da dolgun kalçalı kadının itibarını iade etti, hatta estetik ameliyat modasını göğüs hizasından belaltına çekmeyi başardı.
Evet, Kardashian’ın hiçbir yeteneği yok. İlk defa “Paper”da da çıplak görmüyoruz. 2003 yılındaki rap’çi sevgilisi Ray J’le çektiği seks kasedi piyasaya sızınca bir anda medyanın dikkatini çekmişti. Krizden fırsat yaratmayı iyi bilen annesi Kris Jenner hemen reality show’u Amerika’nın Acun’u Ryan Seacrest’e sundu. Sonrası tarih...
Seks kasetine kadar Kim Kardashian sadece Paris Hilton’un kıyafetlerini seçen kişi olarak biliniyordu. 2003’te ölen babası Robert Kardashian ise karısını öldürmekle suçlanan eski futbolcu O.J. Simpson’ın yakın arkadaşı ve avukatıydı.
Birkaç ay önce, Vanity Fair dergisi karar duruşmasını 90 milyon Amerikalının izlediği O.J. Simpson davasını Amerika’da reality show döneminin miladı olarak yorumladı. Bugün neden ünlü olduğu bilinmeyen ama çok şöhret edinip çok para kazanan ünlülerin hepsinin kökeni bir şekilde o davaya bağlanıyor. Kardashian’la Paris Hilton’un arkadaşlığı gibi.
Elbette, adı reality show ama fazlasıyla kurgulanmış, diyalogların provasının yapılmış olduğu her halinden belli. Yine de izleyiciyi ekranda tutmayı başarıyor, çünkü bütün yapmacıklık ve zorlama tavırları arasında Kim Kardashian ve ailesinde gerçek bir taraf var: Birbirlerini çok seviyorlar ve bu doğallık yansıyor.
Bir yandan gençleri bu doğallıkla yakalıyor, diğer yandan günümüzdeki davranış biçimlerine fazlasıyla hitap ediyor Kim Kardashian. Hiçbir yeteneği olmayabilir, ama çok işi var: Sabahtan akşama kadar toplantıda. Selfie çekip Instagram’a koymak
bir mesai. Soyunmak da...

Jean-Paul Goude 1982’de çektiği bir fotoğrafı bu sefer Kim Kardashian’la tekrarladı.
Playboy’a soyunduğunda annesi “Tabii ki yap, ileride benim yaşıma gelince bakacak güzel fotoğrafların olur” diye teşvik etmişti. Çünkü artık çıplaklığın da normalleştiği, tabu olmaktan çıktığı, bunun da sosyal medyayla kabul gördüğü bir çağdayız. Kim Kardashian bir paket olarak bu değişimi temsil ediyor.
Bugün Amerika’da (ve eminim Türkiye’de de) gençler arasında yoğun bir çıplak selfie alışverişi var; neredeyse bütün eyalet yasaları reşit olmayan gençlerin çıplak fotoğrafının dağıtımını suç kabul etse de bunun önüne geçmek mümkün değil. Instagram ve Tumblr milyonlarca gencin kendi kendine çektiği ve cinsel organlarını afişe eden fotoğraflarla dolu. Cinsel içerikli mesajlaşma anlamına gelen ‘sexting’ kelimesi ise kabul görüp, çoktan demode oldu.
Bu yüzden Kim Kardashian son fotoğraflarını paylaşınca artık yer yerinden oynamıyor, kocası Kanye West de #BÜTÜNGÜN diye destek atıyor. Bütün gün hepimiz görmüştük zaten ve ayrıca ne var bunda?

Türkler için New York rehberi-1

Harry Cipriani’de bir akşam

Harry Cipriani’nin ön salonunda öğlen vakti New York iş dünyasının önemli isimleri buluşuyor.

 

 

Zenginsiniz tamam; bu hükümetle servetinize servet kattınız. 80’lerde arabaların tamponlarındaki çıkartmalarında yazdığı gibi “...ama para sizde.” Artık dünyaya açılıyorsunuz. Kırmızı şarabı keşfettiniz. Üzümden, bağdan, mevsimden anladığınız yok. Kadehi şöyle bir döndürüp üflemeyi televizyonda gördünüz ama her denediğinizde döküyorsunuz. “Toscana şarabı” diye bir şey duydunuz birinden; her yerde onu ısmarlıyorsunuz. Bazen suratınıza bakıyor garsonlar, anlamıyorlar istediğinizi.
Domuz yemiyorsunuz, aman ha. Şarabı Edirne’nin dışında yudumluyorsunuz çünkü Beyefendi’ye yakalanma, ihbar edilme korkusu yok. Ama biliyorsunuz, her yerde peşinizde. Birleşmiş Milletler’e toplantıya falan geldiğinde bakanlar, yandaş gazeteciler, danışmanlar da buralarda yiyor.
Beşinci Cadde’deki Cipriani’ye gitmeyi kendinize yakıştırıyorsunuz. Ne de olsa dünyanın zenginleri orada. Aaa oradaki Donald Trump’ın kızı değil mi? Şu masada da New York’un eski belediye başkanı Rudy Guilliani oturmuyor mu? Mönüyü anlamamanız sorun değil, burası evinizin mutfağı gibi zaten. Garson siz ne isterseniz onu getiriyor, her şey modifiye edilmeye hazır. Bu size iktidar hissi veriyor mutfak üzerinde.
Ama her seferinde o İtalyan müdür sizi arka tarafa alıyor. Farkında değilsiniz ama tatlıların durduğu o tezgah var ya, işte orası Meksika Sınırı. Tatlıların ön tarafında gerçek zenginler, trilyonerler, dünyayı yönetenler oturuyor. Siz arkadaki o küçük masalarda ortaya bir mozzarella söylüyorsunuz, çorbaya ekmek banıp bir de pizza paylaşmak istiyorsunuz. Ama burada pizza yok, tabii unuttunuz.
O zaman en iyisi bir makarna.
Nasıl, kendinizi zengin ve dünya vatandaşı hissediyorsunuz değil mi? Türkiye de dünya ülkesi oldu ya zaten... Sabah erken kalkacaksınız, belki Beyefendi arar. O aramazsa belki müteahhit Cengiz akşamdan kalma sesiyle arayıp Laz aksanıyla bir-iki küfür eder de neşenizi bulursunuz.

İletişim: Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @orayegin.