Sabri Ülker’in roman tadında hayat öyküsü
Hulusi Turgut, biyografi yazmakta usta bir kalem…
Daha önce onun yazdığı,
* “Demirel'in Dünyası”,
* “Türkeş'in Anıları/Şahinlerin Dansı”
* “Atatürk'ün Sırdaşı Kılıç Ali'nin Anıları”
* “Kadir Has'ın Anıları/ Vatan Borcu Ödüyorum”
adlı kitapları okumuştum. Hepsi de çok iyiydi.
* * * *
Hulusi Turgut şimdi, 12 Haziran 2012'de 92 yaşında ölen Sabri Ülker'in ilginç hayat hikâyesini yazmış.
751 sayfalık kitap, bir roman tadında okunuyor.
Sabri Ülker, 93 Harbi, Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve Rusya'daki Bolşevik İhtilâli'nin Türkiye'den Kırım'a, Kırım'dan Türkiye'ye savurduğu bir ailenin üyesiydi.
Kırım'da doğdu, Türkiye'de büyüdü.
Hayata çıraklıkla, seyyar satıcılıkla atıldı. 1944 yılında İstanbul Sirkeci'de şekerleme imalatı ve satışı yapmak amacıyla ağabeyi Asım Ülker'in kurmuş olduğu mütevazı bir dükkânla işe başladı.
O küçük dükkândan dev bir marka doğdu.
Yardımseverdi ama bilinmesini istemezdi.
* * * *
Hulusi Turgut, Sabri Ülker'in 3 işçiyle bisküvi imalatına başlayıp bugün 41.000 kişiyi istihdam eden dev bir firmanın, Ülker'in öyküsünü anlatırken, Türkiye'nin son 60 yıllık panoramasını da çiziyor.
Kitapta 27 Mayıs İhtilâli, 12 Mart Muhtırası, 12 Eylül Askeri Darbesi ve bunların sosyal yaşamdaki etkileri de anlatılıyor.
Turgut, titiz bir çalışma ile zor bir işi başarmış.
Kitabın bir adı da “Akşama Babacığım Unutma Ülker Getir.” (Doğan Kitap)
Halimize bakın, kına yakın!
Bir “Açılım” lâfı tutturdular, canımıza okudular!
Ülke bölünmenin eşiğine geldi!
Şu lâfları okuyunuz lütfen… Bunları, devletin ileri gelenleri söylüyor:
* “Güneydoğu'da kamu düzeni şu anda PKK'nın elinde…” (Başbakan Danışmanı Etyen Mahçupyan)
* “Şehirlere inmeye başladılar… Ve şehirlerde de hâkim olmaya başladılar!” (İçişleri Bakanı Efkan Ala)
* “Güneydoğu Anadolu'da vergi görünümünde haraç toplamaya, mahkeme kurmaya, belediye varsa bir başka belediye kurmaya çalışanlar… Bunlar da başka paralel yapılanmadır.” (Başbakan Davutoğlu).
Acınacak halimizi anlatmak için başka söze gerek var mı?
“Cumhuriyet'in nimetleri ile büyüdük ve kazandık”
Dünya çapındaki “Ülker” markasını yaratan, Sabri Ülker bir “cumhuriyet hayranı” idi.
2012 yılında 92 yaşında ölene kadar, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'e bağlılığını her fırsatta dile getiren Sabri Bey'in 2000 yılının şubat ayında söylediği şu sözler ders alınacak niteliktedir:
* * * *
“Biz Cumhuriyet'in nimetleriyle büyüdük.
Cumhuriyet sayesinde tahsil yaptık, çalıştık, ekmek paramızı kazandık, işimizi kurduk.
Bunları izleyen yıllarda yatırımlar yaptık, fabrikalarımızı çoğalttık ve istihdam yarattık.
…Başarımızın nedenini şu cümle ile özetleyebilirim:
“Çok çalışmak, sebat etmek ve zamana ayak uydurmak!”
* * * *
9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Sabri Ülker hakkında şöyle diyor:
“O, çetin bir hayat mücadelesi sonunda bütün engelleri aşarak başarılar elde etmiş, bir sanayi imparatorluğu kurmuş, bunu Türkiye dışına yaymış, herkese örnek olmuştur.
Büyük bir hayırseverdir.
İyi bir Müslüman, sadık bir Türk vatandaşıdır. Örnek bir insandır.
Hayatı başlı başına bir destandır, bir kahramanlık hikâyesidir.”
Nur içinde yatsın.
Tebessüm
Başkan ve akıl hastanesi!
Ülkenin Başkanı, bir süre önce açılışını yaptığı akıl hastanesini geziyor.
Bir koğuşa girdiği zaman, delilerden biri onu, yeni gelen kaçıklardan birisi zannediyor. Yanına yaklaşarak:
“Lan sen de mi düştün buraya?” diye soruyor.
Fena halde kızan Başkan:
“Hey, terbiyesizlik etme! Ben Devlet Başkanı'yım, kendine gel!” diye bağırıyor.
Akıl hastası onun yüzüne bakarak kıs kıs gülüyor. Başkan, daha da kızıyor:
“Ne gülüyorsun terbiyesiz herif?”
Akıl hastası soğukkanlılıkla cevap veriyor:
“Sana bakınca kendimi hatırladım. Bende de böyle başlamıştı da, ona gülüyorum!”
Günün Sözü
Görmek istemeyenden daha kör kimse olamaz!
