Soner Yalçın'ın yazılarına bir katkıda da ben bulunayım:
Merhum Ecevit'in ABD'nin karşı çıkmasına rağmen Kıbrıs Barış Harekatı'nı yapmasından sonra ülkede margarin ve tüpgaz sıkıntısı başlıyor. Kısa sürede her tarafta uzun kuyruklar oluşuyor. Eee bizde bir malı bulmak zorlaşırsa ne olur?
Karaborsa olur!
Nitekim çok geçmeden margarin karaborsaya düşüyor!
* * * *
O yıllarda tek kanaldan televizyon yayını yapan TRT'de çalışıyorum.
Günün birinde İstanbul Mali Polisi margarin karaborsacılarına baskın düzenleyeceğini bildirince, TRT'den ben ve kameraman arkadaşım operasyonu izlemekle görevlendiriliyoruz.
Önce karaborsacının deposu basılıyor, tavanlara kadar yükselen tonlarca margarin kolilerine el konuluyor.
Biz de görüntülüyoruz.
Ekipler daha sonra karaborsacının hem ev hem de depo olarak kullandığı yere yöneliyor.
Ama o da ne?
Evde margarin yerine, ağzına kadar zeytinyağı dolu çok sayıda kavanoz yok mu?
Dayanamayıp “Zeytinyağını da karaborsa için mi stokluyorsunuz?” diye soruyorum.
Adam gülüyor.
“Hayır!” diyor. “Bizim eve margarin girmez. Donmuş yağ kanserojen olduğu için sadece zeytinyağı tüketiriz. Pilavı bile zeytinyağı ile pişiririz!..”
Kendisi yemiyor, ailesine de yedirmiyor ama halka yediriyor. Hem de karaborsasını yaparak fahiş fiyatla!..
* * * *
Şimdilerde karaborsa yok ama o zihniyet, başka bir kılıkta aramızda dolaşmaya devam ediyor.
Örneğin sosyal medyada dolaşan, akıllara durgunluk verici şu mesaja bakar mısınız?
“Kıyamete yakın Müslümanlarla Yahudiler arasında bir savaş çıkacak. Müslümanlar bu savaşta galip gelecekler. Öyle ki Yahudiler ağaçların ve taşların arkasına saklanacak, ağaçlar ve taşlar da ‘Ey Müslüman, şu arkamdaki Yahudi'dir. Hemen gel de onu öldür' diye haber vereceklerdir. Fakat sadece zeytin ağacı haber vermeyecektir. Çünkü o bir Yahudi ağacıdır. Bugün İsrail bütün ülkelerde zeytin ağacı dikmeyi teşvik etmektedir. Zira bu ağaçların Yahudileri koruyacağını bilirler.
* * * *
Dün İsrail, zeytin ağaçlarının kesilmesini engellemek amacıyla Soma'daki termik santralin yapımını durdurmaya çalıştı ve Danıştay vesilesiyle bunu başardı. Fakat hükümetimiz Danıştay'ın bu kararına rağmen kesimi devam ettirerek İsrail'in bütün planlarını suya düşürdü. Türkiye'deki zeytin ağaçlarının tamamının üç yıl içinde kesilmesi planlanıyor, bu sayede İsrail'e büyük bir darbe vurulacak. Fakat sadece ağaçları kesmek yetmiyor. Milletimiz de üzerine düşeni yapıp, bu saatten sonra zeytin tüketmemeli, bu oyuna alet olmamalıdır. Oyuna gelme ey Evlad-ı Osmanlı!..”
* * * *
Demek ki neymiş?
Zeytin ağaçlarının tümü kesilmeli, zeytin ve zeytinyağı tüketilmemeliymiş!
* * * *
Allah'ım sen bizim aklımızı koru!
Şimdi Rodin'in ünlü “Düşünen Adam” heykelinin bir kopyasının neden Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bahçesine konulduğu daha iyi anlaşılmıyor mu?..