İngiltere'nin önde gelen gazetelerinden Financial Times'ın uluslararası ilişkiler editörü ve Türkiye muhabiri David Gardner, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye medyası üzerinde artan etkisini "Erdoğan seçim öncesi eleştirileri bastırmak için medya üzerinde kontrolü artırıyor" başlığıyla yayınladı.

Bugün gazetesi ile televizyonunun da sahibi olan Koza İpek Holding'e düzenlenen baskına değinen David Gardner, Bugün'e yönelik baskını, Artalık 2014'te Zaman medya grubuna düzenlenen baskına benzetiyor. Garder aynı zamanda ABD merkezli haber sitesi VICE için çalışan üç gazetecinin "terör" suçlamasıyla tutuklanmalarını da eleştiriyor.

ERDOĞAN MECLİSTEKİ ÇOĞUNLUK İÇİN HER ŞEYİ GÖZE ALDI

BBC Türkçe'de yer alan haberden bazı satırlar şu şekilde devam ediyor:

"Sayın Erdoğan, iktidarını güçlendirme amacıyla AKP'nin Kasım ayındaki seçimde yeniden Meclis'te çoğunluğu sağlaması için herşeyi göze almış durumda. Türkiye'nin güç durumdaki gazetecileri, onun muhalif sesleri bastırmak istediğinden şüphe duymuyor...

Dünya'dan Türkiye'ye büyük tepki

Dünya'dan Türkiye'ye büyük tepki


ERKEN SEÇİMDE SONUÇ AKP'NİN LEHİNE OLMAYABİLİR

"AKP Haziran ayındaki seçimde, Sayın Erdoğan'ın Türkiye'nin parlamenter sistemini icracı başkanlığa dayalı bir sistemle değiştirmesi için hedeflediği çoğunluğun çok gerisinde kalmıştı. Üstelik 18 sandalye ile Meclis'teki çoğunluğunu da yitirmişti. Yapılan kamuoyu araştırmaları ise AKP'nin Haziran'daki seçimden çok daha iyi bir sonuç alacağına dair bir işaret olmadığını gösteriyor.

HDP OYUNU ARTTIRIYOR

"Hatta bir kamuoyu araştırmasına göre, Haziran'daki başarısı ile Cumhurbaşkanının planının hayata geçirmesini engelleyen HDP'nin oyunu artırdığını gösteriyor. Ancak Ankara ile PKK arasındaki savaşın yeniden başlaması, Türkiye'de Kürt güneydoğu bölgesinin çoğunda neredeyse sıkıyönetime yol açtı. Bu da katılım oranına yönelik şüpheleri artırıyor.



TÜRKİYE İLE MISIR ARASINDAKİ BENZERLİK

"İşte bu nedenle Türkiye'de görevine son verilen bir yorumcu, VICE'ın başına gelenlerin uluslararası medyaya, Kürt meselesindeki karışıklığa değinmemelerine yönelik bir uyarı olduğunu söylüyor. Bazıları da bu noktada VICE çalışanlarına yapılanları, Mısır'ın El Cezire Televizyonu çalışanı üç gazeteciye yaptıklarına benzetiyor. Avukatlar yakında, Koza İpek Holding'e yönelik mali denetim sonrası açılan soruşturma ile şirketin mal varlıklarına el konmasını, şirketin 'terör örgütü' olarak nitelendirilip faaliyetleri yasaklanan Gülen Cemaati ile ilişkilendirilmesini bekliyor."

'BAĞIMSIZ MEDYA VAHİM DURUMDA'

Financial Times, Türkiye'de bağımsız medyanın vahim bir durumda olduğunu vurguluyor. ABD merkezli bir düşünce kuruluşu olan Freedom House (Özgürlük Evi)'nin, 2013'ten bu yana Türkiye'de basının "özgür" olmadığı tespitinde bulunduğunu hatırlatıyor.

Türkiye'de Gezi protestoları sonrası 300'den fazla gazetecinin işsiz kaldığını, geçen yıl televizyon kanallarına 254 kez ceza kesildiğini de ekliyor gazete.



MEDYAYA YÖNELİK BASKILAR YENİ DEĞİL

Financial Times'taki haber şu satırlarla noktalanıyor:

"2009 yılında usulsüzlük iddiaları sonrası Doğan grubuna 2,5 milyar dolar vergi cezası kesildi. Grup, Milliyet gazetesini elden çıkarmaya zorlandı. Gazete, sayın Erdoğan'ın müttefiklerinden Demirören grubunca hemen satın alındı. Milliyet o dönemden bu yana Hasan Cemal, Nuray Mert, Can Dündar gibi sözünü esirgemeden eleştirilerde bulunan gazetecileri işten çıkardı.

"Halen Cumhuriyet gazetesinin editörü olan sayın Dündar, Mayıs ayında Türk istihbaratının Suriyeli isyancılara silahlar teslim ettiğinin kanıtını yayımlaması sonrası casuslukla suçlanıyor. Milliyet geçen ay liberal bir köşe yazarı olan Kadri Gürsel'i Cumhurbaşkanı'nın Suriye politikasına yönelik bir tweeti sonrası işten çıkardı. Geçen hafta sekiz gazetecinin daha işlerine son verdi."

"Bu hafta ise Milliyet'in sahipleri 365 milyon dolara, Fransız Total şirketinin Türkiye'deki akaryakıt istasyonları ile ticari satış, tedarik ve lojistik varlıklarını satın aldı."

Sözcü'nün kampanyası BBC'nin canlı yayınında!

Sözcü'nün kampanyası BBC'nin canlı yayınında!