Bengü Türk TV ekranlarında yayınlanan “Buyrun konuşalım” programına konuk olan Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, 1 Kasım seçimleri, iş güvencesi, eğitim alanında yaşanan aksaklıklar ve çalışma hayatının genel sorunlarını değerlendirdi.

"MEB'DE YAŞANAN HER PROBLEMİN TAKİPÇİSİYİZ"


Eğitim alanında yaşanan aksaklıklarında masaya yatırıldığı programda Koncuk, Türk Eğitim-Sen’in bu alandaki her problemin yakın takipçisi olduğunu söyledi.

Koncuk, öğretmen atamalarına yönelik de şunları söyledi:

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Şubat ayında 30 binin üzerinde öğretmen ataması yapacağız” dedi. Bakalım kaç atama yapılacak hep birlikte göreceğiz. AKP Hükümeti son 13 yılda çok öğretmen ataması yaptık diye övünse de, 2002’den beri sayının 70 binden 400 binlere ulaşması bu iktidar döneminde oldu, bunu görmezden gelemeyiz. 30 bin öğretmen ataması meseleyi çözmez, geriye kalan 370 bin öğretmen nasıl atanacak? Hala bu konuda bir projesi yok iktidarın. Umarız yeni projeler üretirler, biz sendika olarak katkı sağlamaya hazırız. Mesela etüt öğretmenlik sistemi getirilebilir, ders dışında çocuklarımıza katkı sağlayalım. Elimizde her branştan öğretmenimiz var, kurs merkezlerinde öğretmen yapabiliriz bunları yani farklı projeler geliştirebiliriz. Bu 400 bin gencimizle, müthiş projelerle genç ve dinamik insanları değerlendirebiliriz.

430 bin İİBF mezunu var bu ülkede. Bunlara çare üretemezsek, bu sayı 500 – 600 binlere çıkacak. Bu fakültelere yönelik ciddi tedbirler almamız lazım. 430 bin mezunu olan bu fakültelere 2015 yılında 395 kadro ayrılmasının izah edilmesi lazım. 4001 diye bir kod var, bu kod bütün fakülte mezunlarının her işi yapabileceğine dair bir koddur. Maliye Bakanlığına maliye mezunu olmayan insanları atıyoruz, biyoloji öğretmenini Gümrük Bakanlığına atıyoruz, böyle bir şey olmaz. Gelişmiş bir devlete yakışır bir istihdam politikası değildir bunlar.

Sağlık mezunu olup istihdam bekleyen ama iş bulamadığımız insanlar var. 200 bin hemşire, röntgen teknisyeni hepsi var elimizde ama atayamıyoruz. 2 milyon lise mezunu var. Devlet istihdam sağladığı müddetçe devlettir. İnsanlara geçinebileceği oranda bir gelir sağlamak, iş sahibi yapmak anayasal zorunluluktur. 13 yıldır bu problemleri çözemeyen bir siyasi iktidar umarım bu 4 yılda bu konularda çözüm üretir. Genç işsizlikle bu ülke geleceğe emin adımlarla yürüyemez" dedi.

"STAJYERLİK DÜZENLEMESİ BİR ZULÜMDÜR"


MEB'in öğretmenlere yönelik stajyerlik düzenlemesine tepki gösteren Koncuk açıklamalarına şöyle devam etti: "

İktidar öğretmenlerimize yönelik bir stajyerlik düzenlemesi yaptı, bu bir zulümdür. Yazılı sınav başarı puanının 50 olması gerektiği konusunda sayın Bakanla ve bürokratlarla görüştüm ama 50 yapmadılar. 11 Ekim’de yapılan sınavda 60 alamadığı için başarısız olan öğretmen arkadaşlarımız var, bu haksızlıktır. Bu insanlar fakülteyi kazanıyorlar 4 yıl okuyorlar, KPSS sınavına hazırlanıp onu da başarıyorlar, öğretmen olduktan sonra performans değerlendirmesine tabi tutuyoruz. Bu sınavda 50 almayı başaran yazılı sınava girmeye hak kazanıyor. 49 alan meslekten atılıyor, bu nasıl olur? Böyle bir şey olabilir mi? İdam mahkumunun bile son bir hakkı olur. Hadi performansı da geçtiniz, bu seferde yazılı sınav diyorlar. Performansta her şeyi soruyorsunuz, yazılının anlamı ne? Bu da ikinci bir zulümdür. Mülakat mevzuatta olmasına rağmen sayın Bakana teşekkür ediyorum bu sene kaldırdılar bunu. Sanıyorum diğer yıllarda da artık olmayacaktır. Bu konuda derhal düzenleme yapılmalıdır, Türk Eğitim-Sen olarak dava açtık dava sürüyor, takipçisiyiz."

"ALAN DEĞİŞİKLİĞİ TALEBİ HAKLI BİR TALEP"


"Ataması yapılamayan branş öğretmenleri bu konuyu gündeme getirdiğim için bana tepki gösteriyorlar"diyen Koncuk, diplomaya dayalı alan değişikliğine yönelik de şunları söyledi:

Diplomaya dayalı alan değişikliği talebi haklı bir talep. Fizik öğretmeni iken sınıf öğretmeni olarak atandınız diyelim. Bu arkadaşlarımız haklı olarak diyorlar ki, “ Ben fizik öğretmeniyim, diplomama bağlı olarak o alana geçmek istiyorum” Öğretmenken ikinci bir üniversite okuyorlar, Kimya öğretmeni iken, Matematik öğretmeni oluyor, Ben matematik öğretmeni olayım” diyor. Haklı talepler ve bende destekliyorum. Ataması yapılamayan branş öğretmenleri bu konuyu gündeme getirdiğim için bana tepki gösteriyorlar. “Alan değişikliğini savunursanız bizim atanmamızı engellersiniz” diyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı’nın da en büyük kaygısı budur. Örnek verecek olursak 44 bin edebiyat öğretmeni atama bekliyor, Milli Eğitim Bakanlığının Şubatta 2 bin edebiyat öğretmeni ihtiyacı var diyelim. Bugün alan değişikliği yapılırsa ihtimaldir ki, 500 kişi sınıf öğretmenliğinden edebiyat öğretmenliğine geçebilir, bu sefer 2 bin kişilik kontenjanın 500’ü dolduğu için 1500 kadro kalır. Branş öğretmenleri tabii buna karşı çıkıyorlar. Milli Eğitim bakanlığı ile görüştüm, bu konuda detaylı bir yazı yayınlayacaklar yakın zamanda. Bu yazı sonucunda alan değişikliği yapılıp yapılmayacağını göreceğiz. Benim bu konudaki önerim, her yıl belli oranda her branştan alan değişikliği kontenjanı açalım şeklindedir. Az sayılarla yapalım, hem bu öğretmenlerimizin umudu olsun, hem de atama bekleyen öğretmenlerimizin kontenjanlarını çok sayıda azaltmamış olabiliriz. Alan değişikliği problemi çözülmesi zor bir problemdir ama orta bir yol bulunabilir diyorum” dedi.

TEKNOLOJİ DERSİNİN KALDIRILMASI KABUL EDİLEMEZ!


Teknoloji çağında teknoloji derslerinin kaldırılmasının kabul edilemez olduğuna dikkat çeken Koncuk, öğretmen atamaları konusunda da çağın gerektirdiği şekilde eğitim yapılmasının önemine değindi, şunları söyledi:

“Öğretmen ataması konusunda MEB Bakanlığı zaman zaman insan kaynakları genel müdürlüğü açıklamalar yapıyor. 11 kasım tarihinde il milli eğitim müdürlükleri tarafından norm kadro güncellemeleri yapılacak. Bunun neticesinde hangi ilimizde hangi branş öğretmeni gerekiyor ortaya çıkacak. Teknoloji ve tasarım öğretmenlerini talebini çok doğru buluyorum. Teknoloji çağında olmamıza rağmen, 5. Ve 6. Sınıflardaki teknoloji dersi kaldırılıyor. Bu kabul edilebilir bir uygulama değil. Çağımız çocuklarının 2. Sınıftan sonra teknolojiyle tanışması lazım."