Kimya dalında Nobel ödülü alan Türkiye’de üniversitelerde doğal bilimler ve mühendislik mezunu oranında azalma eğilimi yaşanıyor. Sorun OECD genelinde yaygın ancak bu alanlarda zaten yetersiz işgücü bulunan ülkeler için daha önemli sonuç doğruyor. Türkiye, istihdam edilen her bin kişi içindeki araştırmacı sayısı itibarıyla ise Çin’i geçti. Türkiye bu alanda 2003 yılında da Çin’den öndeydi, ancak aradan geçen on yıla yakın süre içinde farkı artırdı.

TÜRKİYE ARAŞTIRMACI SAYISINDA ÇİN’İ SOLLADI

OECD’nin “Bilim, Teknoloji ve Endüstri Skorbord’u 2015” başlıklı raporu yayınlandı. Rapora göre iş âleminde araştırmacıların payı geçtiğimiz on yıl boyunca başta Macaristan ve Türkiye olmak üzere ülkelerin büyük bölümünde yükseldi. Raporda yer alan bilgilere göre Türkiye istihdam edilen her bin kişi içindeki “araştırmacı” sayısında Çin’i geçti. İstihdam edilen her bin kişi içinde, farklı bir kategori olarak gösterilen “diğer ar-ge personeli” sayısı açısından Çin ile başa baş konumda.

Türkiye’nin “araştırmacı” açısından geçtiği diğer OECD ülkeleri Güney Afrika, Meksika ve son sıradaki Şili.

Türkiye 2003 yılında da Çin’den önde, bin istihdam içinde “araştırmacı” sayısı 2 idi. Geçen sürede sayı 4’e çıktı. Çin ise yine 2 seviyelerinde.

İstihdam edilen her bin kişi içindeki “araştırmacı” sayısı itibarıyla OECD’de ilk sırada İsrail var. En üstteki İsrail’de bin istihdam başına “araştırmacı” sayısı 17’lerde. İsrail’i yaklaşık rakamlarla Finlandiya, Danimarka, İzlanda gibi kuzey Avrupa ülkeleri izliyor.

DOĞAL BİLİMLER VE MÜHENDİSLİK MEZUNLARI AZALIYOR

Rapora göre üniversite mezunları arasında doğal bilimler ve mühendislik mezunlarının payı on yılda azaldı. 2002’de Türkiye’de oran yüzde 23 dolaylarında iken 2012’de 18’e indi. Türkiye buna rağmen 2012 itibarıyla söz konusu alanlarda mezun oranlarında Norveç, Polonya, Şili, ABD, Hollanda ve Brezilya’ya göre daha iyi durumda.

En büyük azalış Kore, Lüksemburg ve Slovak Cumhuriyeti’nde görüldü. Kimyada Nobel ödülünü Prof. Dr. Aziz Sancar’ın alması ardından yeniden gündeme gelen doğal bilimlerdeki bu düşüş eğilimi OECD genelinde yaygın bulunuyor. Düşüş doğal bilimler ve mühendislikte zaten yetersiz bulunan ülkeleri daha olumsuz etkiliyor.

Türkiye’de kadınların doğal bilimler ve mühendislik diploması alanlar içindeki oranı yüzde 43. Oran OECD ortalaması olan yüzde 34’den yüksek.

FİRMALARIN ÜNİVERSİTE VE KAMU ARAŞTIRMA KURUMLARIYLA İLİŞKİSİ

Rapora göre üniversite ve kamu araştırma kurumlarıyla ilişki, büyük firmalara bilgi transferi için önemli bir kaynak oluşturuyor. Birçok ülkede bu tip firmalar böylesi işbirliklerine genellikle KOBİ’lere oranla iki ya da üç kat daha fazla giriyor. KOBİ’lerin ise bu tip işbirliğine girişi Slovenya, Finlandiya ve Fransa’da daha fazla görülüyor. Türkiye, İtalya, Brezilya ve Şili’de inovatif firmalarla yüksek eğitim ve kamu araştırma kuruluşları arasında işbirliği durumu çok daha düşük.

Son birkaç yılda Brezilya, Kanada ve Hollanda gibi ülkelerde inovasyon için kamu desteği alan inovasyon açısından etkin firmaların oranı, İtalya ve Türkiye’dekinin aksine arttı.

E-ticaret girişimlerin piyasaya ulaşmalarını ve maliyetten tasarruflarını artırmak suretiyle işlerin yürütülmesine yardımcı oluyor. 2014 yılında OECD ülkelerinde firmaların yüzde 21’i e-ticaret üzerinden satış yaptı. Bu 2009’a göre yüzde 2 artışı gösteriyor. Ülkeler arasında önemli farklar var. Yeni Zelanda’da girişimlerin yaklaşık yarısının e-ticaret üzerinden satış yaptığı belirtilirken diğer uçtaki İtalya, Letonya, Meksika ve Türkiye’de 10 firmadan birinden azının e-ticaret aracılığıyla satış yaptığı bildirildi.

Türkiye, Brezilya, İsveç ve Yeni Zelanda, yeni bir girişime başlamış şirketlerin kuruluşlarında (start-ups) görece yüksek net istihdam sağlıyor. Bu ekonomilerde her yıl, var olan 100 istihdam için yeni firma başlangıçları izleyen üç yıl içinde beş ila yedi yeni istihdam ekliyor. Raporda, “Start-up oranları Türkiye, İsveç, İspanya ve Yeni Zelanda’da yüksek (her 1000 çalışana 20’den fazla başlangıç ile) ve Belçika, Finlandiya ve Norveç’te önemli ölçüde düşük” denildi.

OECD ülkelerinin uzmanlıklarına örnek verilirken Norveç’in “sivil mühendislik”te, Türkiye’nin termal malzemeler ve diğer tüketici ürünlerinde, Hollanda’nın da gıda kimyasındaki uzmanlıklarından bahsedildi.

İNTERNETE ERİŞİM

2014’te kuzey Avrupa ülkelerinde erişkin nüfusunu yüzde 95’inden fazlası internet erişimine sahip, diğer uç grupta bulunan Türkiye’de ise sadece bu gruptakilerin yarıdan biraz fazlası, Meksika’da ise yarıdan azı internete erişim sağlıyor. Yine kuzey Avrupa ülkelerinde bireylerin yüzde 87’sinden fazlası internete her gün erişim sağlarken diğer uç gruptaki Türkiye’de oran yüzde 35, Meksika’da ise yüzde 21.

İHTİYARLAR İÇİN YER YOK!

Kuzey Avrupa’da 65-74 arası kişilerin yüzde 80’inden fazlası internet kullandı, oran diğer uç gruptaki Meksika ve Türkiye’de yüzde 10 oldu. OECD’de kadınlar arasında internet kullanım oranı yüzde 80 oldu. Kadın-erkek toplamında erişim oranı yüzde 82 idi. Raporda “Bu farklılık kadınlar arasında internet kullanım oranının genel ortalamadan yüzde 9 daha düşük olduğu Türkiye’de daha belirgin” denildi.

Buna karşın Rusya’da kadınlar arasında internet kullanımı, kadın-erkek ortalamasından yüzde 5 daha yüksek.

Genelde genç kadınlar yüzde 96, daha ileri yaşlardakiler ise yüzde 57 oranında internet kullanıyorlar.

İnterneti kullanma alanları arasında fark da bulunuyor. Kuzey ülkelerinde sekiz, Kore, İtalya ve Türkiye’de ise beş internet ana alanı daha çok kullanılıyor.

E-DEVLET NE KADAR GERÇEK ?

Kamu yetkilileriyle etkileşim için internet kullanan kişilerin genel payı son yıllarda arttı. Ancak OECD bünyesinde büyük dağınıklık gösteriyor. İzlanda’da e-devlet diye özetlenebilecek kullanım yüzde 85, Şili, İtalya, Polonya ve Türkiye’de ise yüzde 30’dan az.

Bu alanda yine kuzey Avrupa ülkeleri önder. Türkiye e-devlette, oranı düşük olmasına karşın Polonya, İtalya, Şili, Rusya ve Kolombiya gibi ülkelerden daha iyi. Türkiye’de kamu yetkilileriyle etkileşimde internetten yararlanan bireylerin oranı yüzde 28 dolayında. (ANKA)