"Sözcü susarsa Türkiye susar" manşetiyle çıkan gazetemizin tüm köşe yazarları, baskı ve sansürü protesto etmek için köşesini boş bıraktı. Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, Medyaradar’dan Alev Gürsoy Cimin’e konuştu.

Yılmaz Özdil yazmadığı yazısını okudu

Yılmaz Özdil yazmadığı yazısını okudu

Metin Bey, mahallenin zıpkın delikanlısı dediğimiz, tirajlarda üstünlüğü elden bırakmayan Sözcü Gazetesi bugün farklı bir manşet ve köşe yazarlarının boş bıraktığı sayfalarla okuyucusu ile buluştu, neler oluyor?

Bu aslında haklı bir tepki ve meydan okuma. Sosyal medyada geçtiğimiz günlerde Fuat Avni, bazı muhalif gazete ve televizyonlara el konulacağınız yazmıştı. O bahsi geçen gazeteler arasında biz de vardık. Bakın bugün İpek Koza Grubu’na operasyon başladı. Demek ki doğru yazmış, çünkü yazdığı konuya dair hükümet cephesinden herhangi bir yalanlama gelmedi. Bugün de işte bakın İpek Grubu’nda aramalar başladı. Demokratik bir ülkede bu şekilde yapılan baskılar hiçbir zaman ne bizim habercilik heyecanımızı azaltacak ne de yazarlarımızı susturabilecek.

Peki, neden bugün böyle manşetle çıktınız, bir sorun mu yaşadınız?

Çıktığı günden bu yana Atatürk ilkelerinden sapmayan, sadece gerçekleri yazan gazetemize, yapılan her haberimizden dolayı dava açılıyor. Kendi atadıkları hâkim ve savcılarla çok rahat tekzip kararı alıyorlar. Bu tekzip kararını yayınlatıyorlar. Dava açtıkları birçok haberden mahkemeye çıktığımız zaman beraat ediyoruz. Ama bir de şöyle bir durum var; yaptığımız gerçek bir haberde tekzip kararı aldırıyorlar ve tekzibi yayınlamış oluyor gazete ve yalancı duruma düşmüş oluyoruz. Böyle olaylar da olmaya başladı. Son 1 yılda; SÖZCÜ'ye 57 dava açıldı. Savcılığa 67 haber için şikâyette bulunuldu. Cumhurbaşkanı’nın ailesinin damadının kim varsa adının geçtiği ya da geçmediği bir haber olsa bile hemen dava açıyorlar. Onunla ilgili tekzip yayınlatıyorlar. Şimdi haberi yalanlamıyorlar, kendileri gazeteyi aşağılayan hakaret dolu tekzipler yayınlıyorlar. Yalandır, haberin doğru şekli budur demiyorlar. Sadece gazeteyi aşağılayan tekzipler yayınlıyorlar ve bu da hâkimden geçiyor tabi ki de… Biz de mecburen yayınlıyoruz, mahkeme kararı olduğu için. Dediğim gibi o yayınladığımız tekziplerden daha sonra mahkeme kararı ile beraat ediyoruz. Çok büyük bir çelişki var. Bu şekilde devam edemez. Bütün yazarlarımız da bu durumdan rahatsız.

Onlara da mı dava açılıyor?

Tabii, bugün zaten bunu belirttik manşetimizde. Yazarlarımız Emin Çölaşan, Uğur Dündar, Bekir Coşkun, Yılmaz Özdil, Necati Doğru, Mehmet Türker, Rahmi Turan, Soner Yalçın, Saygı Öztürk ve Kemal Baytaş'a 60'a yakın tazminat ve ceza davası açıldı.

Sözcü susarsa Türkiye susar

Sözcü susarsa Türkiye susar


Nedir bu dava açmadaki amaç, yazarları susturmak mı?

Saray ve AKP iktidarı, kendi yandaş medyası dışında kalan muhalif gazetelere son 1 yılda baskıyı artırdı... Amaçları SÖZCÜ ve her biri marka olan yazarlarını korkutmak, sindirmek, yazı yazamaz hale getirmek, kontrol altına alıp fikir ve ifade özgürlüğünü sıfırlamak. Ama bir konuda yanılıyorlar Sözcü susmaz. Biz yine bildiğimiz şeylere devam edeceğiz. Tüm yazarlarımız yazmaya devam edecek, biz yine gerçekler neyse onları yazmaya devam edeceğiz. Susmayacağız. Bugün de işte onlara tepkimizi görsünler diye susmayacağız dedik.

Emin Çölaşan niye yazmadı?

Emin Çölaşan niye yazmadı?

Yazarlarınız sayfalarını boş bırakarak nasıl bir mesaj vermek istedi?

Tüm dünya duysun diye; darbe dönemlerinde bile yapılmamış baskılar yüzünden yazarlarımız köşelerini sadece bugün protesto için boş bıraktı.

İpek Koza Grubu’na yapılan operasyonla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Medya gruplarına el konulması çok yanlış bir şey. Muhalif gruplar olabilir, çok sert olabilirler, hiçbir lafımız olmaz. Onlar yazarlar tabii ki devlete zarar veren bir şey varsa o zaman devletin hâkimi var savcısı var cezasını verir, kim yaptıysa yazarların adları var gazetenin sorumlusu var, hâkim savcı çağırır cezası neyse verir ona. Ama gazeteye el koyması bambaşka bir şey. Yanlış bir şeye gidiyor. İnşallah hayırlısı olur yani. İnşallah bir şey olmaz, mali bir araştırmadır kötü bir şey çıkmaz inşallah…

Hakikaten Sözcü de susarsa diğer muhalif grupta susarsa o zaman kim konuşacak? Ayrıca demokrasinin güzelliği bu. Ama maalesef bunlar da susturulursa rejimin adı başka bir şey olur. Biz de bu yüzden tepki olarak böyle bir şey yaptık.

Uğur Dündar niye yazmadı?

Uğur Dündar niye yazmadı?

Sözcü’ye de herhangi bir operasyon söz konusu olabilir mi?

Bizim böyle bir endişemiz yok. Korkumuz da yok olsa da yani. İşte sağda solda yazılıyor. Bizim zaten sadece bir medyamız var. Biz zaten ekmeğimizi bu gazeteden kazanıyoruz. Ekmeğimizi buradan yiyoruz. 500-600 arasında bir emekçi çalışıyor burada. Bütün geleceğimiz de bu. Her şeyimiz ortada bizim. Ne şekilde olursa olsun, ister sağda olsun ister solda olsun hangi medya kuruluşu olursa olsun el konulmasını şiddetle kınıyoruz.