BAŞAK KAYA/ANKARA

CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, CHP’nin 2 yıl önce Irak hükümetinin daveti üzerine yaptığı temasların ardından hazırlayıp Dışişleri Bakanlığı’na ilettiği raporu açıkladı.

[caption id="attachment_1005713" align="alignleft" width="670"] Foto: SÖZCÜ- CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Irak raporunu açıkladı[/caption]

Rapora göre Iraklı yetkililer “Irak’ın kapıları dost Türkiye’ye ardına kadar açık dururken, Türk Hükümetinin pencereden girmeyi tercih ettiğini” söyleyerek Ankara’nın yaklaşımından duydukları rahatsızlığı dile getirdiler. Yetkililer ayrıca “Türk Hükümetinin Irak’ın içişlerine karıştığını, terörist faaliyetlerin desteklediği ve bunu kanıtlayacak belgelerin ellerinde bulunduğu” ileri sürdüler. CHP heyeti tüm bu görüşleri, Dışişleri Bakanlığı’na iletti.

CHP’li Tekin bir grup gazeteciyle yaptığı sohbette şu ana kadar Irak, Suriye ve Kürt sorununun çözümü konulu üç raporu hükümete sunduklarını belirtti ve “Söylediklerimiz dikkate alınsaydı, bugün Güneydoğu’da düşük yoğunluklu bir savaş yaşanmazdı’’ diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU DA GİTMİŞTİ


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP heyeti, 20-23 Ağustos 2013’te Irak hükümetinin daveti üzerine Bağdat’a gitmişti. Raporda, Irak yetkililerinin Türkiye’ye ilişkin tavrı konusunda şu ifadeler kullanıldı:

“Irak yetkilileri, Türk halkını dost ve kardeş olarak gördüklerini, ilişkileri ileriye götürmeyi arzuladıklarını, Türkiye’yi Irak’ın Batıya açılan köprüsü olarak değerlendirdiklerini kaydetmişlerdir. Bu doğrultuda kendilerine düşeni yapmaya hazır olduklarını, ancak ‘Irak’ın kapıları dost Türkiye’ye ardına kadar açık dururken, Türk Hükümetinin pencereden girmeyi tercih ettiğini’ söyleyerek Ankara’nın yaklaşımından duyulan rahatsızlığı dile getirmişlerdir.”

Raporda, Irak tarafının üzerinde durduğu konular şöyle sıralandı:

- Iraklı yetkililere göre, Türk Hükümeti yoğun bir biçimde Irak’ın iç işlerine karışmakta, bazı terörist faaliyetlerin desteklemektedir. Kuzey Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’yle petrol konusunda Türk firmalarınca imzalan sözleşmeler, Irak yasalarına aykırıdır. Dicle ve Fırat nehirlerinin Türkiye’den Irak’a taşıdığı suyun paylaşımına ilişkin konu çözümsüz kalmıştır. Bölgeye dışarıdan müdahale edilmesi kaygı yaratmaktadır. Iraklı siyasetçiler, demokrasi istediklerini, Irak’ın bir din devleti olmadığını, uygar bir ülke olduğunu, Irak Parlamentosunda önemli sayıda kadın milletvekili bulunduğunu kaydetmişlerdir. Ülkeleri ve bölge için mezhep ve etnik eksen ayrışmasının büyük tehlike olduğunu belirtmişlerdir’’