CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na, “müsamere çocuğu”, “mümtaz siyaset mizah kahramanı” derken, “Türk siyaset tarihinin gelmiş geçmiş en yetkisiz, en iradesi sakatlanmış, en paspas haline sokulmuş Başbakanı” ifadelerini kullandı.
CHP Sözcüsü Haluk Koç, Parti Genel Merkezi’nde yaptığı basın toplantısında Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yanıt verdi. Koç, özetle şöyle dedi:
“Siyaseti günlük polemikler üzerine kurmak istemediğimizi hep söyleye geldik. Ama ancak öyle sahnelerle karşılaşıyoruz ki zaman zaman siyasetin bu açıdan verdiği ödevlerini yerine getirmek zorunda kalıyoruz.

Bir benzetme yapacağım. Türk siyasetinin ara dönemler dahil, 12 Mart dönemi dahil, yakın siyasi tarihimizde cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisinin içinden çıkan başbakanlarla olan ilişkileri dahil, bütün bu dönemler dahil, Türk siyaset tarihinin gelmiş geçmiş en yetkisiz, en iradesi sakatlanmış, en paspas haline sokulmuş Başbakanı, Bay Ahmet Davutoğlu’nun hafta sonu müsamerelerindeki konuşmalarına maalesef yanıt vermemiz gerekiyor.
Sakarya’da esmiş gürlemiş, şimdi Kocaeli’ne geçiyor.
Saat 13.00’te haber bültenini açmak için haber kanallarından bir tanesini açtığınızda karşınıza aynı müsamere çocuğu çıkıyor. Ya da sarayında birtakım konukları ağırlayan içindeki kinini, hırsını, nefretini dökmeye çalışan kişinin konuşmaları karşınıza çıkıyor.
Türkiye seçimlere 4 ay kala bu fotoğrafla gidiyor.
Sürekli konuşan birileri, ana haber saatlerinde dahi naklen yayınlanmak zorunda olan konuşmalar.

Öncelikle Türk siyaset sahnesindeki bu mümtaz siyaset mizah kahramanı diyelim, şahsa vereceğimiz cevaplarla Türk Halkının vaktini alacağımız için herkesten özür diliyorum."
"Bay Davutoğlu saraydan verilen talimatlarla aynen fabrika ayarı bozulmuş bir televizyon gibi. Görüntüsü olan ama kendi yetki alanıyla ilgili hiçbir iradesi olmayan bir şahsiyet konumunda.

“KENDİNE ÇİZİLEN KAPASİTE ALANI İÇİNDE ÖNCE DAĞ TAŞA SELAM VERİYOR”

Katıldığı müsamereler diyorum, çünkü o tarzda toplantılarda ancak endam edebiliyor, gösteri yapabiliyor. Kendine çizilen kapasite alanı içinde önce dağ taşa selam veriyor, sonra bağ bahçeye selam veriyor, ondan sonra aldığı talimat gereğince konuşmasının ikinci bölümüne geçiyor ve CHP’ye ve onun Sayın Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na asılsız saldırılarda bulunmaya başlıyor.

“KÜÇÜK HÜSAMETTİN”

Söylediklerinin ne kadar boş, ne kadar temelsiz olduğunu aslında kendisi de biliyor. Ama ne yapsın kendisine siyasette biçilen rol Küçük Hüsamettin tipi, siyasette Davutoğlu’na biçilen rol biliyorsunuz bir mizah serisi vardı,
Oradaki Küçük Hüsamettin tipi, bunun ötesine geçemiyor, kapasiteyle geçemiyor, söylemle geçemiyor, tavırla geçemiyor. Ancak onu oynayabiliyor, onu canlandırabiliyor.

“KİM TUTAR AHMET BEY SENİ, SALLA GİTSİN DEMESİ GELİYOR İNSANIN”

Neler söylüyor neler, kim tutar Ahmet Bey seni, salla gitsin demesi geliyor insanın.
Şöyle diyor, Sakarya’da şöyle diyor. ‘Kılıçdaroğlu’na buradan sesleniyorum’ diyor. ‘Sen Kendi Genel Başkanına ihanet ederek kurulan kumpas üzerinden, bu çetenin kurduğu kumpas üzerinden genel başkanlığa geldin. Anlaşılan şimdi bunun diyetini ödüyorsun.’ Aynanın karşısında konuş, Hüsamettin.

“BIRAK BU HACİVAT NUMARALARINI AHMET BEY”

Bırak bu Hacivat numaralarını Ahmet Bey, bırak Hacivat bile çok sevimli bir kahraman senin yanında. Bak taşeron başbakan, Sayın Baykal’a tezgahlanan oyunun ana aktörü şimdi seni siyasi mengeneye alan abindir. Anayasa değişiklik önerisi TBMM’de oylanırken, sene 2010, gözlüklerini burnunun ucuna kadar indirmiş, bir laptop ekranına bakan bir fotoğraf var Ahmet Bey.

“SİYASET DÜNYASININ EN BÜYÜK KASET KOLEKSİYONCUSU”

Bu kimdi biliyor musun, dikkatle görüntüleri izleyen ve ondan sonra da ‘yayınlayın talimatı’ veren kişi senin ağabeyindi. Kimdi bu ağabey, siyaset dünyasının en büyük kaset koleksiyoncusu, malum kişi şuan.
5 yıldır bu konuyu soruşturmayın, üzerine gitmeyin, engelleyen kim?
5 yıldır iktidarda kim var, niye sonuçlandırmadınız bu işi, ucu size mi dokunuyor? Ucu gözlüklerini burnunun ucuna kadar indirmiş laptop ekranına bakan yayınlayın talimatını veren kişiye mi dokunuyor?
Meydan meydan dolaşıp o tarihten sonra bunlar özel özel, genel değil bunlar diye bağıran kimdi?
Toplantılarda böyle menemen saksısı gibi yan yana dizilip bitsin bu hasret, kavuşalım, ağlaşanlar sizlerdiniz Ahmet Bey. Şimdi siz yürütmede olduğu gibi götürmede ve kumpas kurmada da bir numarasınız. Bu ne genişlik. Siz sadece hırsızlığın, yolsuzluğun, rüşvetin değil, ahlaksızlığın kumpasların da suç ortağısınız. Seçim geliyor, etekleriniz tutuştu.
Siz suç işlemek için kurulan bütün çetelerin suç ortağısınız. Siz aynı zamanda değişik çetelere yardım ve yataklık dolayısıyla da sanık olacaksınız. Hesabını vereceksiniz. Çıldırmışçasına, ahlaksızca saldırganlaşmanız da bundan kaynaklanıyor. Korkunun ecele faydası yok. Sonra devam ediyor Başbakanlık koltuğunda esnek istihdamla oturtulan kişi.
Hacivat bile çok sevimli kahraman, bir halk kahramanı.

“BOYUNA POSUNA BAKMADAN”

Diline bile yakışmıyor, yurtsever CHP’lilere sesleneceksin, bu ülkenin aydınlık insanları sizi çok iyi tanıyor Ahmet Bey, seni oraya getiren iradeyi de tanıyor, onun için sizin işbirlikçi, emperyalist, teslimiyet projelerinde üstlendiğiniz rolleri de çok iyi biliyoruz, onun için başka adrese. Konuştukça cevabını alırsın. Sataştıkça hak ettiğin cevabı CHP’den alırsın. Boyuna posuna bakmadan, CHP’ye ve onun Sayın Genel Başkanı’na bir daha laf söyleyecek olursan, hak ettiğini misliyle alırsın.