Başbakan Davutoğlu’nun, “Menderes asılırken MHP nerdeydi” sözleri tartışma konusu olmuştu ancak Alparslan Türkeş’in konu ile ilgili mektubu ortaya çıktı. Türkeş o dönem Adnan Menderes’in idamına karşı çıkmış!


Menderes 1961’de asılmıştı. MHP ise 1969’da kuruldu. Bununla birlikte Türkeş’in, Cemal Gürsel’e, idamın gerçekleşmemesi için yazdığı mektup da tekrar gündeme geldi. Alparslan Türkeş, Adnan Menderes’in idamına karşı çıkmış: Memlekete bir faydası olmaz.


MHP’nin kurucu başkanı rahmetli Alparslan Türkeş’in Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmemesi için dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e mektup yazdığı tekrar gündeme geldi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 13 Mayıs 2015 tarihinde Kütahya’da yaptığı mitingde “Adnan Menderes asılırken MHP neredeydi” sözü siyasi polemik olmuştu. Türkeş’in 7 Eylül 1961 yılında yazdığı mektup, Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmesine karşı çıktığını kanıtlıyor. Milli Yol Dergisi’nin 26 Ocak 1962 sayısında yayımlanan Türkeş’in, Gürsel’e yazdığı mektupta “Siyasi suçlardan dolayı ölüm cezalarının verilmesi, bugünün insanlık duygularına uymamaktadır” ifadesi dikkat çekiyor.

Türkeş, 27 Mayıs darbesinden sonra Milli Birlik Komitesi içerisinde yaşanan tartışmalardan sonra görüş ayrılığına düştü. ‘14’ler’ olarak adlandırılan ve Türkeş’inde içinde bulunduğu subaylar, TSK’dan emekli edilerek çeşitli görevlerle yurt dışına sürgüne gönderilmişti. Türkeş, Yeni Delhi büyükelçilik müşaviri olarak Hindistan’da görevliyken Cemal Gürsel’e şu mektubu yazmıştı;


SİYASİ SUÇLARDAN CEZA VERİLMESİ İNSANLIK DUYGUSUNA SIĞMAZ

“Orgeneralim, Size asla yazmak niyetinde değildim. Fakat bugün memleketin yüksek menfaatleri bakımından bazı hususların dikkatinize sunulması zarurî oldu.


Şöyle ki: Yüksek Adalet Divanı birkaç güne kadar eski iktidar mensupları hakkında hüküm verecektir. Adaletin hükmüne müdahale etmemek ve daima hürmetkâr bulunmak şarttır. Ancak hükümlerin infazı, yurtta mevcut durumun göz önüne getirilince ayrıca incelenmeye değer görülmüştür.

a) İdam cezalarının infazı, 13 Kasım’dan beri atılan çok hatalı adımlar dolayısıyla memlekette meydana gelmiş olan huzursuzluğu daha çok arttıracaktır.

b) Ölüm cezalarının infazı, yurtdışında ve milletimiz ve devletimiz aleyhinde tepkilere yol açacaktır.

c) Ölüm cezalarının infazı hâlinde, milletimizi bölen kin ve garez duyguları şiddetlenecek ve 27 Mayıs’ın amacı olan millî birlik ruhunun geliştirilmesi güçleşecektir.

ç) Yukarıda sıralanan mahzurlarına karşılık, cezaların infazı ile memlekete sağlanacak hiçbir fayda yoktur. Esasen siyasî suçlardan dolayı ölüm cezaları verilmesi, bugünün insanlık duygularına uymamaktadır.

İşte o mektup: