Emin Çölaşan'ın notu:
Sevgili okuyucularım, sizlerden her gün çok sayıda mesaj alıyorum. Hepsine tek tek yanıt vermem ne yazık ki mümkün olmuyor. Bunlardan bazılarını yazılarımda kullanıyorum, bazılarını ise pazartesi günleri burada yayınlıyorum.
Burada kullandığım mesajların bazılarında, gönderen okuyucularımın isimlerini ne olur ne olmaz diye vermiyorum. Başlarına iş açılmasın.
Ayrıca bu mesajları, harf ve cümle hataları dahil, üzerlerinde hiçbir oynama yapmadan sizlere iletiyorum.
Her pazartesi günü burada, gazetemizin internet sitesinde buluşmak umuduyla.
_________________________________________
Merhaba Emin Bey,
Ben Ankara’da oturan, yine Ankara’da eğitim gören bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı severek takip ediyorum. Yazılarınızda çokça bahsettiğiniz Kaçak Saray’ı dün görme fırsatım oldu. Hayatımda ilk defa böylesine bir şatafat düşkünlüğüne şahit oldum. Yapımı tamamlanan saray, sarayın ek binaları ve yapımı süren camiyi görünce içim sızladı. Oradaki koca koca ağaçları, çiftliğin doğallığını katleden bir saray, bilmem kaç dönüm çiftlik arazisini betona hapsetmiş durumda. Atatürk’ün çiftlik evi, o güzelim pembe evin üç tarafının demir çitlerle kapatıldığını görünce istemsiz olarak gözlerim doldu. Küçüklüğümün en güzel yeşilliklerini gördüğüm, Atatürk’ümüz bize hediye ettiği, kendi elleriyle ağaçlandırma çalışmalarına katıldığı yerlerin şimdi buzdan gibi soğuk betonlar olduğunu görüp içi acımayanlar var mıdır gerçekten?
Saygılarımla…
Ugur
_________________________________________
Sayın ÇÖLAŞAN
Sizi takip eden köşe yazılarınızı okuyan,kişiler zaten ak partiye oy vermeyecek insanlar ben öyle tahmin ediyorum.Merak ettiğim sizin gibi aydınların görevi tüm ülkeyi aydınlatmak olduğunu düşünüyorum.Bu diğer kesimi bilgilendirmek, onlara ulaşmak,onlara yanlış yolda olduklarını,doğruyu görmeleri için neler yapıyorsunuz.Ülke uçuruma gidiyor hukuk devleti olamadımı ülkeyi kimin yönettiğinin bir önemi yok.En önemli göstergesi elinde kuranla oy istemeye başladı.Ne zaman din siyasete bu kadar alet olduğu tarihteki bütün devletler çöktü.Lütfen bir şeyler yapın sizi tüm Türkiye takip etsin gündem oluşturun bir şey yapın.Saygılar
Ayhan
_________________________________________
Sayın Çölaşan beyefendi…..SAYIN REİSİCUMHURUMUZUN toplantılarında bir Kur.
Albayimızın hazırol vaziyetinde duruşu,ne anlama geliyor?yasalarda varmı? saygılar beyefendi.
Hasan
_________________________________________
Merhaba Emin Bey,
Size halkımızın yaşadığı diğer bir rezillikten Passoligten bahsetmek istiyorum.03/05/2015 tarihinde Akhisar Belediye-Galatasaray maçına internet sitesi aracılığıyla ilk önce Passolig kartımın başvurusunu yaptım, arkasından para yükleyip kart aldım. Bu aşamada da her ne kadar birçok problem yaşamış olsam da bunlardan değil, sistemin çalışmamasından yaşanan mağduriyetten bahsetmek isterim. Bankacıyım ve iş çıkışı kuzenim ve bir arkadaşıyla İzmir’den manisa’ya gitmek üzere yola çıktık.Saat 7’de 9 mayıs stadının önüne geldik ki birde ne görelim yaklaşık 1000 kişilik bir sıra tam karşımızda. Ben ilk defa Passolig alacağım için bu sırayı kimliğimle beraber beklemek zorundaydım. Saat 19:00’da beklemeye başlayışımızdan maçın bitimine 15 dakika kalaya kadar sırada bekledim(21:30) ve en son sinirlenen taraftarlar nedeniyle gişeler kapandı ve son 15dk da olsa Galatasaray oyuncularını görmek istesem de bu ümidim hayal oldu. Kuzenimin daha önce passolig kartı olmasına rağmen tanımsız kart hatası vermesinden ötürü girişi yapamadı. Üç kişiden yalnızca birimiz tesadüfen girip Galataray’ ımızı izleyebildik. Kuzenimin 60TL maç bileti yandı, hayatında ilk kez gaza gelip maça giden bendenizde 25TL passolig bedeli ve 60TL maç bileti parasını havaya savurdum. Benimle beraber bekleyip giremeyen, sırası gelip gişelerin kapanışını gören 50 kişiden hiç bahsetmiyorum. Sırf yandaş bankaya kar olsun die anlaşılan AKTİF bank bankamatik kartını veya kredi kartını zorla vermek için bu rezilliği yaşıyoruz. Konuya dikkat çekmenizi sizden istirham ederim. Bankacı olduğumdan adımın yayınlanmamasını talep ediyorum. Maç bilet referans numaram AKH1020969’dur. Kullanılmadığı araştırıldığında görülecektir. Bizim paramızı ona buna dağıtanlara yazıklar olsun demek istiyorum sizin aracılığınızla.
Yazılarınızı beğenerek okuyorum. Yaşasın Cumhuriyet Nur içinde yatsın Mustafa Kemal!
_________________________________________
SAYIN ÇÖLAŞAN,
AKP NİN YANDAŞ KANALLAR DA YAYINLANAN REKLAM FİLMLERİNDEN BAHSETMEK İSTİYORUM.HERŞEY TOZ PEMBE,HERKES HAYATINDAN MEMNUN,ESNAF İŞİNİ BÜYÜTMÜŞ V.S. EN BAŞTA BEN ELLİ YILLIK FİRMAMI KAYBETTİM,ELİMDEKİ BÜTÜN KAYNAKLAR BUNLAR DÖNEMİNDE BİRER BİRER ERİDİ VE ŞU AN PERİŞAN HALDEYİM.
MEMLEKETİN NE HALE GELDİĞİ ORTADA.EN BAŞTA EKONOMİ İFLAS ETTİ.FABRİKALAR KAPANDI,HER GEÇEN GÜN KAPANAN İŞYERİ SAYISI ARTIYOR,İŞSİZ SAYISI ÇALIŞAN SAYISINI DA GEÇTİ VE HER GEÇEN GÜN DE ARTIYOR.VATANDAŞ BANKAYA,FAİZE ESİR EDİLDİ.BUNUN SONUCUNDA AİLE FACİALARI,CİNAYETLER,SOYGUNLAR,İNTİHARLAR,HIRSIZLIKLAR GİBİ ASAYİŞ OLAYLARI ARTIŞ GÖSTERDİ.BU SAYILARI DEVLETİN YÖNETİMİNDEKİ İSTATİSTİK KURUMU SÖYLEMEKTEDİR.
AKP NİN REKLAMLARI VE BUNU YAYINLAYAN KANALLAR HALKI ALDATICI VE YANILTICI YAYIN YAPMAKTADIR.HALK YANLIŞ BİLGİLENDİRİLMEKTEDİR.HERŞEY KÖTÜYE GİTMEKTEDİR.BUNUN İSPATI DEVLETE BAĞLI İSTATİSTİK KURUMUDUR.BENİM BİLDİĞİM KADARIYLA HALKI YALAN VE YANILTICI REKLAMLARLA ALDATANLAR CEZALANDIRILMAKTADIR.BUNUN ŞİKAYET MERCİİ NERESİDİR ACABA? RTÜK MÜ YOKSA MAHKEMELER Mİ? YA DA BAŞKA MERCİİ LER Mİ ? GERÇİ KİMİ KİME ŞİKAYET EDECEĞİZ AMA BU KONUYU ARAŞTIRMANIZI VE GÜNDEME GETİRMENİZİ RİCA EDİYORUM.DAHA FAZLA ENAYİ YERİNE KONMAK İSTEMİYORUZ.
SAYGILARIMLA…
Haluk
_________________________________________
Tayyip Erdoğan, ‘'dini istismar etme'' denmesi üzerine kendisinin kuranla yaşadığını söylemiş: Kuran, cepte taşınmak için değil, okunup hükümlerine uyulması için vardır.
Kuran'ı okumuş olsa idi, orada yalan, iftira ve kin'in yasaklandığını, adalet istendiğini bilir, iyi Müslüman ise o emirlere uyardı. Halbuki, Dolmabahçe camii, Kabataş iskeklesi gibi olaylarda yalan söylediği, iftira attığı ortaya çıktı. Bu şeilde en azından maide suresi 8., Nisa suresi 112. ayete aykırı davrandığı ortaya çıktı. Hem Kuran’a uymuyor, hem Allah adını kullanarak oy toplamak istiyor.Allah aldatılabilir mi?
Öyleyse ya, Kuran'la yaşadığını söylemesine, İmam Hatip'ten bahsetmesine rağmen en azından Kuran'ın bu hükümlerini bilmiyor. Veya bildiği halde bu hükümlere uymuyor. Kuran'a uymayana yanında yüz tane Kuran taşısa bile Müslüman, dindar denilebilir mi? Her insan, dini görevlerinden dolayı Allah'a karşı sorumludur. Başkaları karışamaz.Allah kimseye muhtaç değildir İslam inancına göre. Ve Kuran'a göre Müslümanlıkta zorlama yoktur.
Yüksek Seçim Kurulu sadece oy puslası dağıtıp, seçim sonucunu ilan etmekle mi görevlidir? Din'in siyasette kullanılmasını, seçmenin iradesinin türlü oyunlarla sakatlanıp geçersiz oy alınmasını niçin önlemez?
Dinçer
_________________________________________
Emin Bey , merhaba.
Önümüzdeki seçim ülkemiz adına bir dönüm noktasıdır diye düşünmekteyim.Ya adam gibi yalansız , dolansız , hırsızlığın , yolsuzluğun olmadığı , paraların sıfırlanmadığı , evlerinde kasaların olmadığı düzgün bir yönetimi başa getireceğiz.Ya da -Allah esirgesin – hırsızların , arsızların , yolsuzların , dini siyasette kullanan sapkınların olduğu , ülkenin parçalanmaya doğru gittiği , doksan senelik cumhuriyet rejiminin yıkılacağı diktatoryal bir yönetimi
başa getireceğiz.Vatandaşların bu durumu göz önünde bulundurarak oy kullanmaları gerekmektedir.Biz bu seçimlerde bir lider değil bir yönetim tarzı seçeceğiz malesef.
Şu an muhalefette olan partiler öncelikle akp , sonra devlet imkanları ve en fazla tarafsız olması gereken cumhurbaşkanının siyasetine karşı mücadele vermekteler.Yani eşit bir mücadele yok bu seçimlerde.Muhalefet partileri bu mücadelede 3-0
gerideler malesef.Son on gündür tarafsız olması gereken cumhurbaşkanı açılış açılış -ki seçimler olmasaydı acaba bu tür açılışlar olacak mıydı , ayrı konu. – gezerek resmen akp lehine oy istemektedir.İstediği kadar “Ben her partiye eşit mesafedeyim.” desin , hiç inandırıcı olmuyor malesef.Her partiye eşitse eğer meydanlarda her gün muhalefet partilerini
eleştirmez.Adına YSK denilen bir kurum var güya ama malesef bu tutumlara bir şey yapamıyor.Pardon yapamıyor değil YAPMIYOR…Çünkü tüm kurumların çalışanları bir korku içerisindeler.Cumhurbaşkanına veya akp ye karşı tutumda olanlar
en hafif ceza olarak sürülüyorlar.Sürülmekle kalmıyor bir “paralel” yaftasıyla tutuklanıyorlar.
Emin Bey , ne söylesek az malesef.Sizler hergün yazıp bu sorunları , insanları uyarmaya çalışıyorsunuz , sağolun.Ama bizler
Diyarbakır’ı kürdistanın başkenti olarak ilan eden bir valinin olduğu bu ülkede artık sinirlerimizin doruklarında yaşamaktayız
malesef.
Saygılarımla…
Kaya
_________________________________________
MÜTHİŞ BİR FIKRA
Akp' linin biri ölmüş. Öbür tarafa gitmiş zebani;
– Gel sana etrafı gezdireyim demiş.
1. Koğuşa bakmış, adamın birine 15 dakikada bir iğne sokuyorlar.
Adam zebaniye :
– Bu adam kim suçu ne?
Zebani:
… – O Chp başkanı. Her 15 dakikada 1 yalan söylerdi. Şimdi cezasını çekiyor.
Adam başını sallar ve 2. koğuşa geçerler. Burada başka bir adama 10 dakikada 1 iğne sokarlar.
Akp'li :
– Abi galiba bu da 10 dakikada 1 yalan söylemiş.
Zebani :
-Doğru bildin. Bu da Mhp'li .
3. koğuşa girmişler, başka bir adam 5 dakikada 1 iğne yiyiyor.
Akp.'li
-Abi bu!!!
Bu da HDP'li.
Akp'li gülerek:
“-Bunların alayı burada galiba! der.
4. Koğuşa göz atarken Akp'li şaşırır.
Bülent Arınç oradadır ve 3 dakikada 1 iğne yemektedir.
Akp'li sitem ederek :
– Siz de mi sayın Arınç. Oysa size güvenmiştik.
Arınç cevap verir.
– Sen beni bırak Tayyip'i kurtar. Yan koğuşta onu dikiş makinasına taktılar
Turan
_________________________________________
Sayın Emin Çölaşan,
8. Mayıs Cuma günü yurt dışında seçimler başlıyor ve 10. Mayıs Pazar günü Tayyip Erdoğan Karlsruhe Gençlik Buluşması adı altında şehrimize geliyor. Sorum şu: seçim sürecinde propaganda yasağı yokmudur? Bu konuyu gazetenize ve televizyon programınıza taşımanız mümkün mü? Aynı konuyu CHP merkez, Ankara ve İstanbul il başkanlıklarına ve bazı milletvekillerine ilettim.
Saygılarımla
Ayşenur Kazokoğlu
_________________________________________
ADD Baden-Württemberg Başkanı
Sayın Çölaşan,basında son günlerdeki gündem ”Zihni Berraklar” malum.
Sayın Gül,Dışişleri Bakanı olduğu ilk günlerde,Dışişleri Bakanlığı’nın tüm
yurtdışı birimlerin (Büyük Elçilik ve Konsolosluklarına) genelge göndererek;
”Fethullah Gülen Cemahati mensuplarına her türlü kolaylığın gösterilmesi ”
talimatını verdiğinide hatırlarmı acaba ?..Bu haber o tarihlerde basında yer
almıştı.İlğinçtir,devran nasılda dönüyor..
Saygılarımla,
Ömer
_________________________________________
Son günlerde bir Gül-Davutoğlu
söz düellosunu yansıtıyorsunuz. AMMAAA!
Hiç kimse şu benim naçizane aklıma geliveren soruyu sormuyor:
“Peki Sayın önceki Cumhurbaşkanı. Diyelim sizin haberiniz yoktu
ve dolayısı ile Devutoğlu’nun Gülen’i ziyaret edeceğini bilmiyordunuz.
Peki. Bilse idiniz mani olur mu idiniz.?” “Olurdum” derse adama sormak lâzım:
“Sizin haberiniz olmadan birlikte gittiğiniz toplantıdan nasıl ayrılıp gittiğinin
hesabını niye sormadınız. Eğer Başbakanın haberi olduğu halde hâlâ
göndermezdim diyebilir misiniz?” İkinci soru da şu; “Haberiniz olmadan
gittiğini söylüyorsunuz. Peki haberiniz olunca ne yaptınız? Hiç bir şey
yapmadığınızi biliyoruz. Oysa o bakan yerinde kalmakla kalmadı, şimdi
başbakan oldu. Oysa biz bu durumda onun bakanlıktan istifa ettirilmesi
gerekmez mi idi?”
Belki değerli muhabir arkadaşlar bu soruları mealen de olsa sormuş
ve fakat neşredemiyor olabilirler. Ama ben bir vatandaş olarak
bilmek istiyorum. Hiç olmazsa YORUMLARINIZI bu konuda bu soruyu da
içerecek şekilde bize yansıtabilseniz.
Yanaklarından hasretle öpüyorum,
T C Baki Sodan
_________________________________________
.Bugün yaşamış olduğum son derece düşündürücü ve mide bulandırıcı bir olayı sizinle paylaşmak istedim.İstanbul Kartal Uğur Mumcu Mah.de bulunan Uyum marketlerden alış veriş sonrası servise bindim.Servisde insanlar siyasetten laf açıldığı için kendi aralarında konuşuyorlardı.Bende diğer müşterilerle beraber konu hakkında konuşurken servis şöförü anında size mi kaldı Akp’yi eleştirmek ben çok mennunum her ay hesabıma 100 ₺ para yatırıyorlar isterseniz size de yatırtırabilirim dedi bakar mısınız servis şöförü mü Parti Halkla ilişkiler müdürü mü belli olmayan bir şahıs birde Deniz Kuvvetlerinden emekliymiş.Ne hallere geldik sayın Çölaşan ben Chp Maltepeden aynı zamanda ilçe delegesi olduğum için bu zata gerekli konuşmayı yaptım.Ben Marketin elemanını gerekli birimlerine şikayet ettim.Size sadece sizinde belki sütunlarınızda yer verebilirsiniz düşüncesiyle yazmak istedim.
Oğuzhan
_________________________________________
Sayın Emin ÇÖLAŞAN,
Anayasa Tartışmaları ve Ötesi…
Yarım yüzyılı aşkın bir süredir her türlü platformda hep devam eden ve hiç sonu gelmeyen ve geleceğe de benzemeyen kısır Anayasa tartışmalarına ve bu arada hak ve hukuk açısından da ülkenin trajik haline bakınca, insan şöyle demeden edemiyor:
“Bir sürü kelle bir yuvarlak masa,
Hep tartışılır burada Anayasa…
Kanun masada, hak hukuk karaborsa,
Bunların hiçbiri bulunmaz piyasada…”
Saygılarımla,
Nur GÜRKAN
_________________________________________
Sayın Çölaşan,
ben Almanya’dan yazılarınızı hiç kaçırmadan takipeden bir okuyucunuzum. Düşüncelerimize tercüman olduğunuz için size çok teşekkür ederim.
(imla hatalarım olabilir kusura bakmayın lütfen )
Asıl konuya gelince: Benim kardeşim Düsseldorf’da polis komiseri olduğu için Davutoğlu ‘nun Dortmund meetinginde korumalarla tercümanlık yapılması için görev verilmiş. Westfalen Halle salonun kapısında amiriyle beklerken, 15-16 yaşlarında iki genç kızın korumalar tarafından darp edildiklerini ve ağızlarının burunlarının kanlar içinde olduğunu görüyorlar ve tabi hemen müdahale ediyorlar. Kızlar hırsız katil diye bağırıyorlarmış. Korumalar onları uzak tutmaya çalışırken kardeşim bir şekil o bir tane korumanın ellerini tutarak kendi ellerini de tam yüzünün ortasına bastırarak “burasının Almanya olduğunu ” hatırlatmış ve anında etrafında en az yirmi kişi birktiğini farketmiş tabi ki Türkiye’de olsaydı iyi bir dayak atarlardı. Başka Polisler’de gelince hemen dağılmaya başlıyorlar ve o baş koruma kardeşime dönerek “senin nasıl bir it olduğunu anladım” deyip elinde bir kamerası olan bir kadına kardeşimi gösterip onu çekmesini söylemiş. (açıkcası insanı kuşkulandıran bir durum) Kardeşimin amiri bu işi yıllardır yaptığını ve hiç böyle rezillikle karşılaştığını görmediğini antlatmış. Ayrıca kardeşimle laflarken Davutoğlu’nun “kukla” başbakan olduğunu da belirtmiş, resmen dalga geçmiş. Kardeşim çok utanmış Türkiye adına ve itibarının yerlerde olduğunu görmüş. Zaten biliyorduk ama böyle duyunca ağır oluyor çünkü neyini savunacaksınız.
Türkiye bu adamlardan en kısa zamanda kurtulur inşallah, âmin.
Size Allahtan sağlıklı uzun bir Ömür diler, bütün Sözcü köşe yazarlarına selam eder saygılarımı sunarım…
Derya
_________________________________________
HİTLER’İN ( TAYYİP’İN UYGULADIĞI) KURALLARI:
Büyük halk kitlelerinin anlayışı gayet sınırlı,zekaları azdır.ama unutma güçleri muazzamdır.
Kurnazca bir yalan ile insanları cennetin cehennem, cehennemin cennet olduğuna inandırmak mümkündür.
Propagandanın etkili olabilmesi için,en dar zekaya göre ayarlanması,heyecanlara hitap etmesi gerekir. (Sizin seviyenize göre değil.)
Erişilmek istenen insan kitlesi ne kadar büyükse,bu kitlenin anlayış seviyesi o kadar düşük olur.
Büyük kalabalıklar, büyük bir yalandan hiç şüpheye düşmezler.
Kısacası, yalan ne kadar büyükse, kitlelerin ona inanma ihtimali artar.
Tayyip’i destekleyenler bu tipler. Onları kavga etmeden yönlendirmeye çalışmak nasıl olur?
Bu yüzden halkın seviyesine inmek başarıyı çoğaltır.En iyi dileklerimle.
Dinçer Önal (E.Hukukçu)
_________________________________________
Değerli Emin Bey.
Şanlıurfa merkezde yaşıyoruz Sözcü gazetesini burada ya carrefour’dan ya da buranın en büyük yerel marketler zinciri olan Şanmar’dan alıyordum; ancak Carrefour a neden Sözcü yok dediğimde artık gelmeyecek dediler.Şanmar isimli markete gittim oraya sordum onlarda artık hiçbir gazeteyi satmadıklarını belirttiler.Ne yazıkki seçim öncesi amaç belli , bir gazeteye ulaşabilmek için kırk yer dolaşmamız gerekiyor maalesef.Sizleri seviyor ve her anlamda destek olmak istiyoruz iyi çalışmalar.
_________________________________________
Sayın Emin Çölaşan,
Dünya üzerinde kurulu ve Demokrasi ile olsun,Kraliyet veya Sultanlıkla olsun yönetilen
birçok ülke bulunmaktadır.Bunların yönetimleri Hukuk sistemlerine göre de farklılıklar
göstermektedir.Gerek Çağdaş Hukuk Sistemi gerekse Şeriat Hukuku uygulanmaktadır.
Yıllardır gazetelerde veya görsel basın TV lerde okuyup izlediğimiz haberlerde;bugüne kadar
hiçbir ülkede bir lider ,miting meydanlarında eline Dini Kitabı alıp sallayan ve bağıran
olmamamıştır zannedersem.Müslümanlığın çıktığı Arab Ülkesi dahil,hiçbir Müslüman ülkede;
veya Hristiyan olan hiçbir ülkede böyle bir manzara görülmüş veya duyulmuş değildir.Siz hiç
kürsüde İNCİL sallayan veya Tevrat sallayan devlet başkanı gördünüz mü.Devrik Mısır lideri
Mursi bile yapmamıştır.
Bununla beraber,bizim halkımız acaba hiç kendi kendine sorgulamışmıdır “Kuranı Kerim’in
Kürsüde işi ne” diye.Eğer bunu kafasında muhakeme edemiyorsa mutlaka zeka sorunu vardır
denilebilir.Kuranı Kerim’i abdessiz elimize almayız.Aldığımız zaman da 3 kere öpüp alnımıza
koyarız.Her dinin kitabına da aynı saygıyı duyarız.Ben işte bu zihniyetteki,halkı anlamıyorum.
En derin saygılarım,
Ali
_________________________________________
Emin Hocam,
Bu YSK madem Cumhurbaşkanının uygulamalarına, konuşmalarına karışamıyorum diyor,
o zaman bunlar yayımlayan televizyon, gazete vb. kurum-kuruluşlara ceza veremiyor mu?
Saygılarımla,
Alaattin
_________________________________________
Sn.Emin bey
YSK’nun kimlerin hizmetinde olduğu malum.Sadece O olsa neyse,bukadar bu milletin sefil olduğunu görmedim ve bundan sonra da görmek istemiyorum.50 küsur senedir Almanyadayız,benliğini ve karekterini satan bir Ülke olmuş Vatanımız.AKP sayesinde burada olan bitenler anlatılmakla bitmez.Ve gene Trafo hikayeleriyle veya başka düzenlerle seçim oylarını ayarlarlarsa hiç şaşmam.Almanya burdaki bazı vatandaşlarımıza başka gözle bakıyorsa,bilin ki hükümetin sorumsuzluğundandır.
Recai Köprülügil