Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğrudan meydanlara çıkarak, seçim kampanyası yürütüp, eline kutsal kitap Kuran’ı alarak, Kürt toplumunu rahatsız, rencide eden ve bir siyasi partiyi doğrudan hedef alarak suçlayan bir üslubu kullandığını öne sürdü. Elçi, demokratik bir ülkede bunu kabul etmenin mümkün olmadığını söyledi. Elçi, Cumhurbaşkanı’nın Anayasayı ihlal ettiğini iddia ederken, “Demokratik hukuk devletinin temellerini ortadan kaldırma, anayasal hükümleri ve anayasanın en önemli hükümlerini açıkça ihlal etmek açıkça vatana ihanet suçu niteliğindeki ceza yasamızın hükümlerinin açıkça ihlalini oluşturmaktadır” dedi.

Baro Başkanı Tahir Elçi, yönetim kurulu ile birlikte HDP’ye yönelik saldırı, seçimler ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı mitinglerle ilgili basın toplantısı düzenledi. Elçi, seçimlerin, halk iradesinin özgürce tezahürü ve demokrasinin en karakteristik özelliği olduğunu ifade ederek, şöyle dedi:

“Seçimlerin adil, demokratik ve tam bir serbesti içersinde yapılması, demokrasi ve seçimlerin temel ve vazgeçilmez unsuru olan siyasi partilerin de herhangi bir baskı ve engelleme olmadan seçim faaliyetlerini yürütmeleri çok büyük bir önem arz etmektedir. Öteden beri uygulanmakta olan yüzde 10 seçim barajı parlamentoya demokratik katılım ve temsili engelleyen adaletsiz bir kuraldır. Diyarbakır Barosu, bu seçimlerin bu adaletsiz baraj sistemiyle yapılacak son seçim olmasını ummaktadır.”

“CUMHURBAŞKANI, SEÇİM ADALETİNİ ORTADAN KALDIRMAKTADIR”

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tutum ve çalışmaları ile Anayasa’nın açık hükümlerini ihlal ettiği gibi seçim adaletini ortadan kaldırdığını ileri sürerek, şöyle konuştu:

“Sayın Cumhurbaşkanı milletin birliğini temsil eden tarafsız kimliğini bir yana bırakmış, siyasi partiler arasında seçim rekabetinin başladığı bir dönemde meydanlara çıkarak doğrudan taraf olmaya başlamıştır. Özellikle Batman ve Diyarbakır mitinglerinde bir yandan elinde kutsal kitabımız Kuran, diğer yandan Kürt meselesi gibi hassas bir meselede siyasi partileri suçlayıcı, hatta hükümetin Kürt meselesinin çözümüne ilişkin çalışmalarını da sabote eden açıklamaları büyük bir şaşkınlıkla izlenmiştir. 2013 yılı başlarında bizzat kendilerinin başlattığı Kürt meselesinin barışçıl çözümü sürecinde; doğrudan Kürt toplumuna seslenerek, ‘Daha ne istiyorsunuz’ biçiminde Kürt toplumunu rencide edici ve ‘Ortada masa falan yok’ biçiminde süreci sonlandırmaya dönük açıklamalarını anlamakta güçlük çekmekteyiz. Bir Cumhurbaşkanı, yürürlükte olan Anayasa hükümlerini göz ardı etmemeli, toplumsal barış ve esenliğe zarar verici tutum ve davranışlardan kaçınmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanı her fırsatta toplumun yüzde 52’sinin desteğiyle göreve geldiğini ifade ederek, halkın, milletin birliğini temsil etme ve toplumun esenliğini gözetme görev ve sorumluluğunu unutarak toplumu adeta kutuplaştırmaktadır.”

“HDP’YE 15 GÜNDE 15 SALDIRI DÜZENLENDİ”

HDP’ye yönelik saldırılara değinen Elçi, çeşitli yerlerdeki HDP bürolarının son 15 gün içinde 15 kez saldırıya uğradığını söyledi. Elçi, sistemli saldırılarla seçim faaliyetlerinin engellenmeye çalışıldığını, parti çalışanlarının doğrudan hedef alınarak seçmene baskı ve gözdağı verildiğini savunurken iddialarını şöyle sürdürdü:

“Bu kadar yaygın ve sistemli eylemlerin arkasında bir plan ve güç odağının olduğundan kuşku bulunmaktadır. Seçim günü, sandık ve oylama işlemlerinin dürüstçe yapılsa bile seçim süreci boyunca siyasi partilerin çalışanları ve merkezlerine yapılan saldırılar seçim güvenliğini ve seçim adaletini ortadan kaldırmaktadır. Bir siyasi partiye yönelik bu yaygın eylemler ve dikkat çekmeye çalıştığımız yüzde 10 seçim barajı ile sayın Cumhurbaşkanının seçim sürecindeki konuşma ve faaliyetleri; seçim güvenliğini, seçimlerin adil ve demokratik yürütülüşünü ve sonuç olarak serbest seçim hakkını ortadan kaldırmaktadır.”

“CUMHURBAŞKANINDAN TARAFSIZ KALMASINI İSTİYORUZ”

Elçi, Diyarbakır Barosu olarak seçimlerin adil, demokratik, özgür ve serbestçe yapılması için öncelikle Cumhurbaşkanı’ndan seçimlere yönelik çalışmalarını sonlandırmasını, Anayasa hükümlerine uymasını, siyasi partiler arasında en azından seçim süreci boyunca ve şeklen de olsa tarafsız kalmasını istediklerini söyledi. Elçi, yürürlükteki Anayasaya göre Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olması gerektiğini anlatırken, aktif olarak katıldığı seçim kampanyasında eline Kuran’ı alarak ve öte yandan Kürt toplumuna da rahatsız eden, rencide eden ve bir siyasi partiyi doğrudan hedef aldığını, tehdit eden, suçlayan bir üslup kullandığını, bunun demokratik bir ülkede kabul edilemeyeceğini ifade etti. Baro Başkanı Tahir Elçi, “Sayın Cumhurbaşkanı bu ülkenin birliğini sağlamaktan, milletin toplumun birliğini temsil etmekten ve toplumun esenliğini yükümlü ve görevli iken adeta toplumun esenliğini ve toplumsal barışı sarsan tehdit eden bir aktör olmaya başlaması açıkçası Türkiye’nin demokratik geleceği bakımından son derece endişe vericidir. Dolayısıyla biz sayın Cumhurbaşkanını anayasal hükümlerine saygı duymaya ve konumuna göre hareket etmeye davet ediyoruz” dedi.

“VATANA İHANET SUÇUNU OLUŞTURAN HÜKÜMLERİ İHLAL EDİYOR”

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, başka bir soru üzerine demokratik bir ülkede Cumhurbaşkanı’nın suç işlemeyeceği beklendiğini ifade ederek, şunları ekledi:

“Dünyada, bütün demokratik ülkelerde halkın birliğini ve anayasal hükümleri yerine getirmekle sorumlu ve görevli devletin bir numaralı koltuğunda oturan, makamını işgal eden Cumhurbaşkanı’nın yasaları ve anayasal hükümleri ihlal ederek suç işlemesi beklenemez. Bu nedenle anayasamız ve yasalarımız vatana ihanet suçu dışında sayın Cumhurbaşkanının suçlanamayacağını ön görmüştür. Ancak, anayasal hükümlerini açıkça ihlal etmesi bir anayasayı ihlal suçudur. Ve açıkça söylemek gerekirse bunu ifade etmek istemezdim ancak demokratik hukuk devletinin temellerini ortadan kaldırmaya ve anayasal hükümleri ve anayasanın en önemli hükümlerini açıkça ihlal etmek açıkça vatana ihanet suçu niteliğindeki ceza yasamızın hükümlerinin açıkça ihlalini oluşturmaktadır.”